2017 Ve Ben İçimdeki Lamia'yla Tanışıyorum

Emrullah Burgu
37

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

2017 Ve Ben İçimdeki Lamia'yla Tanışıyorum

Bu gece sizin geceniz sevgilim..
Bu gece gökkuşağını sizin için kirletiyorum
Lamia...

Ulu çayır'da kızıla boyanmış kimsesizlerin
Sinsi sinsi;
Sarıkaya'da altın harflerini çalıyorum...
-Lamia
Uslanmadan seviyordum seni be adam!
Uslandıkça kupkuru bırakıyorum kinimi
Islandım,senle görür müsün?
-Sanmam
Başavucumda sakladığım kalıntıları
Gözlerine vaad ettim,söndürür müsün?
Kapandıkça gözlerim! Kirlettim
Sayıklıyorum ölü doğan kuyruklu cellatı
Lamia! Bu gece ben kendime kaybettim...

Şöyle usulca göğe yükseliyorum sevgilim
Süzülüyordum kartalın tüyünde...
Buydu senden bana kaçamak!
Çırılçıplak bırakıyordum umutlanan yıldızımızı
Asar'ın eşiğinde;
Gölgeme akın ediyordum sağnak sağnak
Müstakbel bulutlara erişiyordum Lamia
Senden sonra;
Bu kaçıncı liman,bu kaçıncı sığınak?
Damla damla gözlerine sığınıyordum...

Kaçacak yer ararken;
Hür kılıyordum sendeki sersemleri
Senden sana kaçıyordum Lamia!
Telli duvaklar içinde;
Secde ediyordum kanlı gözlerine...
Ve soyuyorum kara örtümüzün desenlerini
Birbirinden ayırıp dokuyordum en derine
Emanet ediyordum kaybolan yıllarımızı
Soylu serçenin kaderine...

Lamia! Bu ne ızdırap? Bu kimin ahı?
Kiremit tozuna bandırıyorum çıkık asamı
Bu gece sağırlar duydu körler gördü
Lamia! Solumda tam şuramda...
Bu neyin sancısı?
Donatıyorum unutulanları soluma
Kirletiyorum bu gece ekşimiş masamı
Bendeki senin dibi göründü!
Lamia! Duvarlar hiç konuşur mu rüzgarla?
Gökte ateş vardı artık söndü...
Küfürleri saçıyorum muhabbet kuşuma...

Susmayı denemiştim bir keresinde;
Üzerime yıkmıştım Lamia! Dilim damağım kurudukça
Güzide sonu...
O enkaz altında yemiştim soğuğu
Üşüyordum sükunet denen illet de
Oysaki mahrum bırakmışlardı canileri
Çekilmişti avucumda gözlerimin pimi
Göz göze değdikçe saldırganlaşıyordum...
Soysuz gagalılara kaldırıyordum şerefimi!
Lamia! Bu gece kendimi kaybediyordum...

Gidenler bertaraf bu kalanların yolculuğu
Geveze haydutların mukaddes şerrinden
Susturamıyordum içimdeki çocuğu
Kanlı bıçaklı azizlerin emriydi;
Yanaklarımda onun gidişine yeşerenler...
Kalanları,gidenleri şaşırmamak elde mi?
O gece gamzene soldurduğum beşikte
Salına salına sallandırıyorum dikenleri
Batırıyorum sarcan doruğun en tepesinden
Kursağıma diziyordum Lamia!
Sesini, gülüşünü, susuşunu hatta ağlayışını...

Adam! Son şarkıyı bizim için söyleyiver...
Ateş düştüğü yeri yakmazmış meğer
Üşüyorum Lamia üşüyorum.
Yolcuymuş meğer bizden gidenler
Kaşını, saçını, dizlerimde tüten kokunu
Bekçi tepesinde kızılyazı'ya gömüyorum.
Germec'e yolcu ediyorum sükunetimizi
Ardından el sallamak! Lamia utanıyordum...
Yırtarcasına çehremize atılmış çiziği
Pençesinden ayırıyordum cani cani
Tırmalıyordum...

Emrullah Burgu
Kayıt Tarihi : 27.5.2021 14:41:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Emrullah Burgu