I.
2016 yedi ocak perşembedir
Sultanahmet dal bir uykuda
uykuda yedi tepeli şehir
Çemberlitaş Kazlıçeşme Üsküdar
uykudadır çağlardır akan nehir
hani diyorum
ellerinin yansısı nerededir
turnageçitlerinin süpürdüğü saçlarında kir
ham meyvenin piştiği vakit
geç gelen erken giden "Misafir”
vedaya hazırdır yine şehir
neden her sevda biraz İstanbuldur neden
böylesine garip
böylesine yoksuldur neden
ki ben
ne vakit geçsem Sirkeci'den
en hazin şarkıları dinlerim iskeleden
yoktu ellerimizin yansısı
yoktu işte
kösnül his yoksulluğudur
kabul et
evet yollar uzundu ten kokusu çocukçaydı
hasret bu yatıştırmak kolay değil elbet
hava soğuk dolaştık çarşı-pazar
İstanbul kadar nazlı bir yağmur var
Sirkeci'de sakin bir akşam
sessiz
bir el işaretiydi sesimiz
"İki çay lütfen ! "
çaycı garip adam sefil mi sefil
üşüyordu ellerim
ellerim
ellerinde efil efil
II.
2016 şubatının on altısıdır
'son' baharında sonrasıdır
saçlarım yok
gözlerim kör
üşüyorum
gece sarışın uçurumları dolaşıyorum
uyanıyorum her sabah
geçerek yalnızlık kıyısından
su gibi üşüyor üşüyor bütün yaşam
üşüyor sesin
giderek uzaklaşıyor kulaklarımdan
ey Misafir
nerdesin”
Kayıt Tarihi : 18.3.2016 15:42:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Eminim şair içinden diyor ki: şiir annem de ne diyor?... Aşk ayrılığı yaşayıp acını tatmış mı ki... Öyle olmasa, böyle . acı eşiği farklı da olsa sonuçta ayrılık acısıdır işte.
Boşuna mı demişler? 'Ölüm ile ayrılığı tartmışlar, elli dirhem fazla gelmiş ayrılık...'
Ah geç gelen Misafir,
Nedir bu sessizlik, nedir?
Ne menem bir şeydir söylesene,
Bu yine ayrılığın ayak sesleridir,
Desene....
Hayat böyledir. Geç bulur, çabuk kaybederi insan bazen şarkıdaki gibi.Kayıp dönülmeze değilse hep biraz umut var demektir. Kim bilir?. Gün doğmadan neler doğar...
Okumaktan büyük haz duydum. Bir ayrılığın anatomisiydi şiir. Nicelerine sevgili ŞAİR... Kavuşmaların şiirlerine...
Yüreğiniz kuvvet bulsun... Dua ile...
TÜM YORUMLAR (2)