2 Temmuz-güncel Şiiri - Necdet Arslan

Necdet Arslan
1352

ŞİİR


92

TAKİPÇİ

2 Temmuz-güncel

Haziran bitti.Daha dün yeni bir aya ; temmuza giriş yaptık.
Bugün 2 Temmuz .
Temmuz ayı bana ( bize) 31 yıldan beri Sivas’ı anımsatır.
Asım BEZİRCİ’yi , Behçet AYSAN’ı , Metin ALTIOK’u ; toplam 33 canı!
Bir çiçeği bağlı olduğu dalından koparmaya kıyamayan , incitmemek için karıncaları toprağa usulca basan hatta basmaya korkan bu insanların; genç yaşlı 37 aydın insanla Sivas’ın göbeğinde , yığınlarca insanın gözü önünde yakılmasını bir insan olarak,bir vicdan olarak yüreğim ne açıklayabiliyor ne de kaldırabiliyor.
Kurtuluş yolunda çok önemli bir durak olan Sivas ,aynı zamanda tarihimizin en korkunç,en alçakça,en büyük utançlarından 2 Temmuz 1993 tarihiyle özdeşleşerek sahiplenen yerin de adıdır.
İnsana kıyan, kıyabilen insanların utanç duyduğu nerede görülmüştür! İnsana kıyabilenlerin insanların geleceği olur mu hiç ?
Evet,bu utançla yüzümüz kızarıyor aradan 31 yıl geçmesine karşın .Her 2 Temmuz’da kızaracağı gibi.
Bu düşünceler ışığında Madımak Şehitlerimizi anıyor , emperyalizmin yerli yobaz sürüsünü, işbirlikçi faşist canilerini nefretle lanetliyorum.

----------

BUGÜN 2 TEMMUZ 2024
31 yıl önceki temmuzun ikisiydi.
Erkenden kalktılar o gün.
MAYAKOVSKİ’nin bir şiirini anımsıyorum :
‘’Böyle saatlerde kalkarsa insan ancak,
Çağlara,tarihe ve tüm yaratıklara
Seslenmek için kalkar…’’
Onların uslarından geçen de buydu; evrene,tüm insanlığa sesleyeceklerdi SİVAS’tan.
Seslenemediler,seslendirmediler !
2 Temmuz 1993’te Madımak Oteli’nde köktendinciler,çıkardıkları yangınla 34 Can’a kıydılar :
Sustu bağlamalar…
Semahlar dönemedi...
Kitaplar ise bulaştı...
Öldürülmek için tek bir ortak yanı olması yetiyordu hepsinin:
- Aydındılar!
Yobazların çıkardığı bu yangın aslında barışa ve kardeşliğe,evrenselliğe,insancalığa,bilme ve sanata,laikliğe yönelikti.
Bir büyük kalkışma ve gözdağıydı.
Atatürk Aydınlanması’na ayar vermekti!
Gökleri,denizleri;Anadolu toprağını,yelimizi,selimizi;açlığımızı,tokluğumuzu,uykumuzu,susuzluğumuzu;türkülerimizi,aşklarımızı,bir dilim ekmeğimizi ;hasretimizi ,sılamızı….burnumuzdan getirdiler…
Ozan Güngör GENÇAY’a kulak verelim :
‘’Bir çığlık bile olamadı ölüm
Otuz dört can gökyüzüydü artık
Aşktı,çiçekti,yapraktılar…’’
Yirmi iki yıl ne çabuk geldi…
Emperyal güçlerin arzularını yerine getirmek için insanlarını yakan insanları yazdı bizim tarihimiz.Çoğumuz o günlerin tanıklarıyız.
‘DÜŞÜNÜYORUM,ÖYLEYSE VARIM!’ diyen Descartes’e yanıt bir eylem şeklinde geldi:
‘DÜŞÜNÜYORLARSA EĞER,YAKIN!’
Diri diri yakıldılar.
Ozan GENÇAY’a bir kez daha kulak verelim:
‘’
Onlar ki;kalemde ,türküde sazdaydılar
Bitiş hüznünü bir yangının
Birbirlerinin gözleriyle soludular
Onlar ki adlarıydılar açık havaların
Gülleri,ateş üstünden
Geleceğe taşıdılar…’’
Düşündükleri için yok edilen Madımak Şehitlerimizi anıyorum.
Katileri 31 yıldır aramızda dolaşıyorlar …
Onları lanetlemek bir işe yaramıyor !

.

Necdet Arslan
Kayıt Tarihi : 10.7.2024 19:01:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Necdet Arslan