Gelip kuşattığında alnını kırk yılın kışı,
Ve güzelliğinin meydanında derin siperler kazdığında,
Gençliğinin göz alıcı kibirli giyim kuşamı,
Dönüşür değersiz eski püskü paçavraya.
Derken sorulduğunda sana güzelliğin nerde diye,
O diri günlerinin definesi nerde bulunur,
Dersen ki derine çökmüş gözlerimde,
Bu yanıt, ezici bir utanç ve müsrif bir övünme olur.
Oysa ne çok övünme hak ederdi güzelliğin,
Eğer şöyle deseydin: “Bu benim güzel yavrum
Mazur gösterecek beni, toplandığında yekunum”.
Çocuğunda sürdüğünü gösterebilseydin keşke güzelliğinin!
Çocuğun daha körpeciktir sen yaşlanırken,
Ve duy kanının ısındığını üşüyorken sen.
William Shakespeare (1564-1616, İngiltere)
Çeviren: İsmail Haydar Aksoy
Kayıt Tarihi : 15.9.2009 23:45:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sonnet 2 by William Shakespeare When forty winters shall besiege thy brow, And dig deep trenches in thy beauty's field, Thy youth's proud livery so gazed on now, Will be a tattered weed of small worth held. Then being asked, where all thy beauty lies, Where all the treasure of thy lusty days, To say within thine own deep sunken eyes, Were an all-eating shame, and thriftless praise. How much more praise deserved thy beauty's use, If thou couldst answer, 'This fair child of mine Shall sum my count, and make my old excuse,' Proving his beauty by succession thine. This were to be new made when thou art old, And see thy blood warm when thou feel'st it cold.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!