2. Şiir Aşikâr Eyledim Derdim

Mehmet Yaşar Genç
678

ŞİİR


8

TAKİPÇİ

2. Şiir Aşikâr Eyledim Derdim


Tarih tüten seyyahların hikâyeni anlatır
Her bir köşen, mesken tutmuş garipleri ağlatır
Çağlar aşan adımların izlerinde yürüdüm
Hüzün şehrim! Gerdanını ıtır ile bürüdüm
Sahipsizlik mahzeninden çıkacağın gün olam
Solgun bakan gözlerinin bebeğine gün dolam

Sahibinin arkasından yas tutuyor konaklar
Hangi gözün nazarısın? Bağrına saplı oklar
Dert sızıyor çatlağından, üşütüyor bedenin
Seni bahtına yazanlar şifa verenden emin
Yangındır içimdeki, sarsılırım ey mekân!
Dizlerimde dermanım yok, çekilmez mi taze kan?

Tenhalarda gördüm onu, ağlıyordu bedesten
Arasta'yı bilen olmaz, kim kurtarır kafesten?
Özgünlüğün kentlerine hoyrat eller değince
Kaldırılmaz yolda ki taş, durur yerli yerince
Konuş ey taş, lâl mı oldun, neden üryânsın böyle?
Kimler soydu, hangi eller sana dokundu söyle?

Ürkütücü bir sevda, tıkanıyor köprüler
Vuslatına kavuşarak yıkanıyor köprüler
Yemyeşil bir sabaha çıkacak mı bu sular?
Kemerlerinin altından geçip gönlümü sular
Yanağında darp izleri, dudağında kuru ayaz
Muştuladım geleceğe, künyesinde içli niyaz

Ağzımızın tadı kaçtı, nöbet tutuyor Hisar
Yokluyorken düşmanları bedenine şiir sar
Gittin şen zamanlarım, sancağın arıyor gökler
Bulutlara kan bulaştı, zehrini içime döker
Nerde mağrur savaşçı, harcına taş koyanlar?
Yetimce gülümseyiş, seni bensiz kimler anlar?

Asil, yolların beyi, sükût etmiş koca han!
Nice sûretler gördün, seninle oldular nihân
Duvarlarına çizdim titreyen umutlarımı
Talan gören yüzüne bıraktım bulutlarımı
Cinnetini yaşasın hesabını görenlerin
Gam dağına dönüşsün urganını gerenlerin

Isıtıyor son bir kere suyunu, yaşlı hamam!
Bedenine almış kefen, elbisesi tastamam
Ayrık otlarıyla kaplı, çekilince halvete
Bacasından yas tüttürür kulak asmaz davete
Kirlerini pâk eyleyen, umumun tek yerisin
Suyun bulandığı yerde aranan değerisin

Akışına müptelayım, gönlümü yuyan çeşme
Meczubunum sokaklarda, omzuma dayan çeşme
Mahrum etme, kansın sana, Güneş'e tutunan el
Sarp kayalık, geçitlerde kaderine terk eder el
Biriktirdiğim sevdamı temeline zerk edem
İçimde ki ırmağımın kaynağı ahlak, erdem

Rahlemizdir, Hâfızı Kur'an sesidir medrese
Aldanışım setreyleyen, tövbe sunar herkese
Acılar mahşerimde sırat-ı müstâkimdir, O
Nefsime dergâhımdır, vefakâr hekimdir, O
Ötelerden gelen derviş, kuşku eriten ocak
Kış doğuran zamanı sarmalayan sıcak, kucak

Aşikâr eyledim derdim, ıssızlığımdır medet!
Acılar çöker üstüme, beni sarıver mabet!
Geçerek zamanlardan mazine elim uzattım
Vururken başım taşlara varıp arkına aktım
Bahanemi bırakayım yollarına adım adım
Kuşkulu bakışlarımda düğümlendi muradım

Münzevi yakarışımsın, göğe doğrul, ey kümbet!
Kâmetli yürüyüşümsün, musallaya niyet et
Neden böyle karanlıksın, susmayan eyvah neden?
İnfilâkım olacaksın, dirilsen şu kubbeden
Kıvılcımlar tutuşarak yakmadan aç kalbini
Nûra gark olmuş evler, bekliyor sahibini

Ey şehir!
Kaybolduğum sokağında düşlerim seni bulur
Mütevekkil bir duruşsun, kadrini bilen olur
Ey şehir!
Duan uçur, kabul görür nasırlaşan ellerin
Mütebessim; hücreleri yenilenen evlerin.

Mehmet Yaşar Genç
Kayıt Tarihi : 13.5.2014 08:53:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Abdulkadir Öksüz
    Abdulkadir Öksüz

    Yüreğine sağlık, harika olmuş hocam..

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Mehmet Yaşar Genç