FATMA DOĞAN
2- MİRAÇ SEYRİ SEFERİ
İlahi lütfa boyanmış ,rahmet giysili bir gecenin yanağına dokundu parmaklarımın uçları
büyülü ve esrar gözlü bir gökyüzüne yöneldi bakışlarım o anın hayretiyle
bir zümrüdü ankayla beraber, mercan renkli hayaller kurduk göğün gözlerinden yıldızları kopartıp.
Gökyüzüne serilmiş uçan Atlastan bir seccadede, seyre daldık miracın yedi gözlü göğünü
yan yana saf tutmuştu alemde yüzbinlerce nice yiğit yürekli yıldız
nasır tutmuştu sanki secde etmekten hepsinin alınlarının çatında ilahi bir iz
Kaf dağından,Miraca kollarını dayamış bin bir basamaklı merdivenin eşiğine vardı dayandı yolumuz
Meshedildik toprağın şefkatli elleriyle, bir isra gecesinde zühreden bile dahada çok parladı bir anda elimiz yüzümüz.
Umut kuşunun kanat çırpışıyla nasıl ürktü evrenin en yaramaz çocuğunun masmavi yüreği
hirada bir mağaradan uçuştu binlerce ayet kanatlanıp masal diyarlarına rengarenk kelebekler misali
yola koyuldu o kutlu mektup sevrde rasul kokusu sinmiş güvercinlerin kanatlarında ,
yol aldı çöl içmiş denizlerden, kristal yüzlü billur kumsallara,
ve dahi kıtalar aştı elden ele durup dinlenmeden kah göçen kah göçmeyen fetih kanatlı umut kuşlarının yüreklerinde
umut kuşum söyle bana;
duyacak mı gönül kulağım Cennet-ül baki'den yankılanıp, arzdan arşa, alemi titreten o kutlu sedayı
Ya da yudumlayacak mı nefis yurdumun zalim şehriyarı, ahu gözlü bir şehribanın elinden aşkın ağulu zehrini?
Gözlemekte felekler denizini, ruhumun pas tutmuş deniz feneri, bir yanıp bir sönmekte tüm karanlık çağlara kafa tuta tuta
ve ben beklemekteyim ilk semanın yolcu peronlarının mahşeri kalabalığında yanıma aldığım umut kuşumla
Ey nefis ülkemin söz dinlemez zalim şehriyarı
sana sesleniyorum sesim çıktığı kadar ,
avaz avaz hoyrat türküler söylüyorum patlasın diye kibrinin kulak zarı
Birde Binbir gece masal mı anlatacağım sanmıştın sana hiç usanmadan bir ömür boyu
bir bıraksın harami ellerin, ilmek ilmek imanın ellerinde dokunmuş haya perdemin tülünü
dursun artık, bir soluklansın içindeki yedi başlı ejderha , bunca hırs ve arzu değirmenine ateşli kasırgalar üflemekten.
yetmedi mi semirdiğin, kemirdiğin mavi yürekli dünyanın etini budunu,
Git zincirle kendini bir mahzene, zaptolmuyorsan
kapat kulaklarını, ağzını, mil çek gözlerine bir kıyamet vaktine kadar
refref bekliyor beni kaf dağının eteklerinde miraca yolculuğun sirenleri çalıyor,
aksanın boynunu bükük bırakma umut kuşum ,ben buralarda yok iken
cebrailin ellerinden bileylenmiş bir inşirah ayeti varıp yarsın, baştan başa yedi kat göklerin kalbini
bir zemzemin rahmet yağmurlarında yıkansın alemin iliğine işlemiş küfrün kibrini
çevirdim artık kalbimin yönünü ahiri kıblemden evveli kıbleme
bir ilahi kervana dizilmeye meyyal şimdi tüm benliğim arzdan semavat istikametine
Bir Mescidi haramdan, bir mescidi aksa ya, akıp da gitse yüreğim, ığıl ığıl ya rasul.
Düşsem peşine izlerinin üzerine basa basa koşamasamda, emeklesem bir bebeğin tıpış adımlarıyla.
Ayaklarımın narin tabanı delinse mecnunun hiç basamadığı kızgın çöllerin, meskun dikenli gül bahçelerinde
Benim kan damlalarım da sızıp karışsa o çileli yürüyüşün bereket iklimindeki yağmurlara.
Leylanın ibriğine doldurup ,bıraksam gözyaşlarımdan bir damlayı, kevser havuzuna
belki bir gün sunulur bir ikram kasesinde en susuz anımda kim bilir.
Gecelerim uzasa İsra kokulu bir seferin kutlu yollarında, taze soluklar soluklansam dolu dolu
En yüksek semalarda, ciğerlerim Züleyha misali aşktan patlamadan nasıl dolanacağım ben yoksa bu azıcık kıt kanaat nefesle
Nasıl tırmanacağım göğün mercan merdivenlerine bir hıza
Ey kalü belada verdiğim sözüm neredesin?
Şimdi bekliyorum secdede, bir miraç merdivenine dayanmış ellerim
kanım, canım ve ruhum hepsiyle beraber tıklattım göğün kanatsız ve tokmaksız kapılarını,
bir seda bekliyor kulaklarım ve bir davet bekliyor yaşaran gözlerim yedi göğünde gözlerinden.
fıtratına halel getirmemişse ,huzurunda ağulu şaraba meyleder mi hiç Adem olan safi sütten başka?
Ya İlahi !bir çul dokulu seccade nasıl alır uçurur kaf dağından bile daha da ötelere.
Nasıl tırmanır insan başını secdelere gömdükçe
Nasıl bir sürgün alemi evrilir bambaşka yakuti bir aleme.
(FATMA DOĞAN 22 KASIM 2024/TURHAL)
Kayıt Tarihi : 23.11.2024 13:20:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!