2. BU VATAN KİMİn Şiiri - İbrahim Şahin 2

İbrahim Şahin 2
532

ŞİİR


24

TAKİPÇİ

2. BU VATAN KİMİn

. BU VATAN KİMİN

GÖRSEL(d. Fon Müzik)
Seyit- Elife kağnı, ölüm sah. Çanakkale Şehit Asker

ESER:
İBRAHİM ŞAHİN
Oyuncular
NENE HATUN
HASAN TAHSİN
KARAYILAN
DAHA NİCESİ

BU VATAN KİMİN

ÜÇ PERDE

KİŞİLER:

1- Matematik Öğretmeni
2- Türkçe Öğretmeni
3- Müdür
4- Rüyacı (Öğrenci)
5- Bir sınıf öğrenci
6- İki Çanakkale Şehidi (Asker)
7- Kurtuluş Savaşı Kahramanları
Nene Hatun, Kara Fatma, Elife Bacı, Çakırcalı, Demirci Efe, Karayılan, Hasan Tahsin

MEKÂN

1-Sınıf
2-Sahne
MÜZİK:

(Ders içeri giriş zili çalar. Öğrenciler içeri girer, yerlerine otur. Öğretmen girer. Tahtaya soru yazar. Kimin çözeceğini sorar tüm sınıf(Görkem hariç) parmak kaldırır. Öğretmen birini kaldırır. Öğrenci problemi çözer. Görkem bazen dalar, bazen uyur, bazen irkilir, hiç kimse farkında değil.)

Tahtada birinci soru:
-4 ile +3 arasındaki sayıları gösteriniz.

Bir örenci gösterir.
-3, -2, -1,0, +1, +2
İkinci soru çözülür.

1250 TL Gelir” ifadesini gösteren tam sayının ifadesi nasıl ifade edilir?

+1250

1250 TL Gider” ifadesini gösteren tam sayı nasıl ifade edilir?
-1250

Teneffüs zili çalar. Öğrenciler dışarı çıkar. Görkem, Barış sınıfta kalan.
2. Ders içeri giriş zili çalar. Öğrenciler içeri girer, yerlerine otur. Öğretmen girer. Tahtaya soru yazar. Kimin çözeceğini sorar tüm sınıf(Görkem hariç) parmak kaldırır. Öğretmen birini kaldırır. Öğrenci problemi çözer. Görkem bazen dalar, bazen uyur, bazen irkilir, hiç kimse farkında değil.

MATEMETİK ÖĞRETMENİ:

Arkadaşlar, bugün üstlü sayıları öğreneceğiz.
(-2) 2 =?
-2x 2==+4
Arkadaşlar, parantez içerisinde yer alan – parantez dışına çıktığında çift sayı oluşturuyorsa (+) , tek sayı oluşturuyorsa (–) değer ifade eder.

Tahtada birinci soru:
(-3) 2 =?

Barış çözer.
(-3) 2 = -9

2.Soru:
(-3) 3 =?
İkinci soruya parmak kaldıran yine tek öğrenci Barış.
Problemi çözer
(-3) 3 =?
-3x3x3 =- -27
3.S0ru:
(-4) 2 =?
Barış, tek parmak kaldıran tek çözen.

(-4) 2 =?
-4x4= +16
.
Teneffüs zili çalar. Öğrenciler dışarı çıkar. Görkem, Barış sınıfta kalan.

PERDE İKİ

. Ders Türkçe dersi, öğretmen Görkem’in yanına gelir :)

ÖĞRETMEN:

Görkem, bu şiiri senin okumanı istiyorum.

GÖRKEM:
Okuyamam öğretmenim.
(Öğretmen olağanüstü şaşırır, Görkem üzülür.)

ÖĞRETMEN:
Yanlış duymadım değil mi?

GÖRKEM:
Öğretmenim, kendimde değilim.

ÖĞRETMEN:

. Belli, kendinde olmadığın, kendinde olsan bu cevabı vermezdin.(Öğretmen cevap karşısında rahatlar, öğrencinin ruhunu okşayan bir sesle) Özel değilse sebebini paylaşmanı istiyorum.

‘’ Özel değilse’’ sözüne birkaç öğrenci alaycı alaycı gülerek Görkem’e bakar.

GÖRKEM: (Görkem’in sesi dışarıdan verilir)

(Görkem gülenlere bakar kendi kendine’’ Onlara göre ben yaşta biri kendinden geçmişse aşk acısı kıskacındadır. Acaba öğretmenime de mi öyle gelmişti? ‘’ Özel değilse…’’ demişti. Öğretmenimle paylaşmasam kuşkuları abideleştireceğim’’ Görkem’in konuşması ses kaydından verilir.)

(Öğretmene) Gördüğüm rüyanın tesirinden kurtulamadım.
(Birkaç öğrenci güler.)

Gördüğün rüya neymiş acaba? Gördüğün rüya neymiş acaba? Gördüğün rüya neymiş acaba?

GÖRKEM (Kendi kendine konuşur ‘’Öğretmenimin de çok merak ettiği bakışlarından belli.’’) (Ses dışarıdan verilir.)

Öğretmenim hani okulun girişinde iki asker var ya...

ÖĞRETMEN:

Hangi asker?

GÖRKEM:
- Hani Çanakkale Şehitlerinden, birinin pantolonun yarısı yok, pantolon düşmesin diye bir iple bağlamış, Birinin çorabı yok…

ÖĞRETMEN:

Anladım, sonuca gel.’’
GÖRKEM:

Öğretmenim, ders sizin dersinizdi. Siz yoktunuz.

EKRANDAN SAHNEYE YANSITILIR

(Mekân loş bir ortam, ortam sisle karatılır. Vatan kahramanların uygun kostümlerde. Perdeye uygun Çanakkale, Kurtuluş Savaşı görselleri yansıtılır, önünde oyuncuların çekimi yapılır)

(Ders giriş zili çalar, öğrenciler içeri girer, yerlerine oturur, kitap ve defterler açılır. Öğrenciler sessiz. 3-5 dakika geçer (Zamanın geçişi saatten görsel gösterilir.) . Öğrenciler dersin boş olduğunu anlar. Defterler, kitaplar kapatılır. Kâğıttan topu havada atarlar yakalar, futbol topu ile iki kişi tahta önünde oynar. Biri birine vurur, sıra üstünde kaçar, öbürü kovalar, biri uçak yapar fırlatır, biri camdan bağırır. Görkem, yarı baygın, sıraya kafa gelir gider. Barış sorar.)

BARIŞ:

Neyin var?

GÖRKEM:

Başım ağrıyor.

Barış, konuşanlara bakar tepkisini saçını başını yolarak gösterir.
(Barış kitap okur, görkem baygın)

(Furkan Ali’nin ensesine bir tokat patlatır kaçar. Ali yakalar boğazına sarılır.)

ALİ:

Bittin sen! Seni öldüreceğim.

BARIŞ:

(Sınıfın en sessizi, en dikkat çekmeyeni, kendi halinde Barış fırlar yerinden.)
Durun! Yapmayın!
(Sınıf şaşkın, Furkan şaşkın, Ali şaşkın. Bütün gözler Barış’ta.)
Biz okula birbirimizi öldürmeye mi geldik? Sizin yaptığınızın savaştan ne farkı var?
Sorsalar Atatürk’ün Barışla ilgili sözünü hepiniz bilirsiniz. Hepiniz ‘’ Yurtta sulh, cihanda sulh.’’ dersiniz. Bu mu sizin barıştan anladığınız? Söyler misiniz sınıfta barışı sağlayamazsak, yurtta barışı nasıl sağlayacağız? Yurtta barışı sağlayamazsak, cihanda barışı nasıl sağlarız?

ALİ:

Arkadaşımız doğru söylüyor, Ben Furkan’dan özür dilerim. (Furkan’la tokalaşır, öpüşür.,
Ali pencere açma taklidi yapar,pencereden salona bakar Furkan’a)
Furkan herkes toplanmış bize bakıyor, sanki tüm Çamçeşme buraya toplanmış. Aman Allahım, bu ne kalabalık!

FURKAN:

(Furkan, bakar bir şey göremez. Ali’ye)

Ne kalabalığı, burada kimse yok. Sen rüya görüyorsun, geç kaleye top oynayalım.
Ali kaleye geçer, Furkan şut çeker.

TÜM SINIF:

Gol, Gool!

MÜDÜR:
(Kapı açılır, müdür girer.)

Bu ne gürültü?

(Bütün öğrenciler parmak kaldırır. Müdür birinci öğrenciden başlar söz hakkı vermeye.)
I. ÖĞRENCİ:
Ben konuşmadım.
2.ÖĞRENCİ:
Ben görmedim.
3.ÖĞRENCİ:
Ben duymadım.
4.5.6.7.8.9. öğrenci:
Ben koşmadım, o koştu.
O koşmadı, ben koştum.
Ben düşmedim, o düştü.
Ben vurmadım, o vurdu.
Acımadı ki.
(Müdür sinirden dişlerini sıkıyor, ellerini yumruk yapıyor, arada bir saçını yoluyor.)

10. ÖĞRENCİ BARIŞ:
(Parmak kaldırışı farklı, parmak burnuna değiyor, bakışları farklı, kafası yana sarkık, dil dışarıda.)

Ben bir şey an-aa,anlamadım.

MÜDÜR:

(Sinirli) Ben de bir anlayabilsem, bütün bunları niye yapıyorsunuz. Açın defterlerinizi, kitaplarınızı, işlediğiniz konuları tekrarlayın, ödevlerinizi yapın, yazın, çizin. Sınıfta eşek gibi anırmayın.

TÜM SINIF:

Anırmayız öğretmenim.
Müdür çıkar. Öğrenciler aynı hareketleri tekrarlar. Gürültü aynı. Müdür ikinci kez gelişinde daha sinirli.)

MÜDÜR:

Ben size eşek gibi anırmayın demedim mi?

TÜM SINIF:

Biz anırmadık, tepindik öğretmenim.

MÜDÜR:

Ha tepindiniz, ha bağırdınız sonuç fark eder mi? Bu sizi son uyarışım, gürültü istemiyorum! Anlaşıldı mı?

TÜM SINIF:

Anlaşıldı öğretmenim.
Müdür sınıftan çıkar. Sınıf sessiz, aradan 5 dakika geçmeden kapı açılır, sınıf şaşkın. Hepsi ayağa kalkar. Sınıfa Çanakkale Şehitlerinde iki asker girer. Sınıf şaşkın.

I.ASKER:
Üşüyoruz.

Bütün sınıfta bir kahkaha:
Böyle giyerseniz tabi ki üşürsünüz.

I.ASKER:
Kıyafetimiz bizim onurumuz. Onurumuzla oynarsanız da çok üşürüz. Çoğu zaman bizi hiç görmediniz. Bizse sizin hepinizi tek tek her saniye gördük, Siz sıralara çeltik attıkça biz üşüdük. Siz duvarlara kötü sözler yazdıkça biz üşüdük. Siz boş geçen derslere sevindikçe biz üşüdük. Siz başarısızlıkta yalana sığındınız, biz üşüdük, üşüdük. Bir de adımıza ağıtlar türküler yazılmıştı.
‘’Hey on beşli on beşli
Tokat yolları taşlı
On beşliler gidiyor
Kızların gözü yaşlı.’’’’ diye. Ağıtımıza düğünlerde göbek atıyorsunuz, biz üşüyoruz.

II.ASKER:

İşin en kötüsü vatanın başköşesine resmimizi asmıştık ‘’ Biz bu vatanı böyle kurtardık.’’ diye. Arada bir, birileri resmimizi kaldırmaya kalkıyor. (Bir vatan haini uygun görseller önünde bebekli kadın, hamile kadın, çocuk, yaşlı kadın, yaşlı erkek kurşuna dizer. Üzerlerine basarak silahı ile resim çektirir. Çektirdiği resmi askerlerin resmini indirerek asar.) ’’Biz bu vatana böyle ihanet ettik.’’ diye. İşte, o zaman buza keseriz. Ne olur, resmimize sahip çıkın. Yoksa çok mu bir şey istedik?
Bazen yüreğimize su serptiniz Mayıslarda, Temmuzlarda.

İZMİR’İN DAĞLARINDA ÇİÇEKLER AÇAR MARŞ
(19 MAYIS, 15 TEMMUZ GÖRSEL)

Bazen içinizden birileri üstümüzü örttü.
(Başarı, kupa topluluk vs. görsel)
Siz bilmediniz, belki onlar da bilmedi, olsun, biz bildik. Biliyor musunuz siz bu vatanda bir çiçek gibi süzüldükçe biz ısınırız. Ne zaman bir çiçek soldu, ne zaman ki vatanın bağında bir çatlak oluştu, işte, biz o zaman üşürüz.

(Görkem’in arakadan verilen sesi ‘’ Sanki gördüğüm bir rüya değil, bir film.’’ (Görkem yatağında şaşkın, düşünce pozisyonunda.)

Sınıf şaşkın…
Sınıftan askerler çıkar, sınıf şaşkın…
Kapı açılır. Biri girer, ardından biri, biri….)

KARAFATMA:

Ben Kara Fatma’yım. Sizin yaşınızdaydım, arıklarımı giyip silahımı kuşanıp cepheye koştuğumda.

ELİFE BACI:

Kocabaşım ölmüştü
Koşmuştum kendimi
Kocabaşın yerine
Demiştim
Darda kalmasın Mehmetçik,
Yetişmemiz lazım sehere,
Gıcırdama ey kağnı,
Duymasın namertler,
Bu gelen Elif’in Kağnısı.

NENE HATUN:

Ben Nene Hatun, ‘’ Bebek anasız büyür, vatansız büyümez diyerek bedenimi düşmana siper etmiştim. Beden geçici, vatan kalıcı demiştim, görüyorum ki yüreklerinizde yaşıyorum. Biliyor musunuz vatan diriyi yaşattığı kadar ölüyü de yaşatıyor.

ÇAKIRCALI:

Ben, Efelerin efesi Çakırcalı’yım.

DEMİRCİ EFE:

Ben, kılıca boyun eğmeyen, Kuvayı Milliye’ye boyun eğen Demirci Efe’yim

KARAYILAN:

Ben, Antep’i Fransız’a dar eden kurşunun işlemediği Karayılan’ım, Karayılan.

HASANTAHSİN:

Ben bağımsızlığa atılan ilk adım, bağımsızlık kelepçesine sıkılan ilk kurşun Hasan Tahsin’im.’’
SÜTÇÜ İMAM:

Ben, Bayrağın dalgalanmadığı yer hür değildir, hür olmayana da cuma namazı farz değildir deyip düşmana ilk kurşunu sıkan Sütçü İmamım

(GÖRKEM’İN YANSITILAN SES KAYDI)
(Görkem yatağında şaşkın, düşünce pozisyonunda.)

‘’Gördüğüm rüya gördüklerime benzemiyor. Bir tarihin serüveni. Bir rüya rüya olmasına; ömür boyu gerçeğim olmasına inandığım.’’

NENE HATUN:

Rüyalar bazen gerçeğin ta kendisi. Uyan! Şimdi uyanma vakti, ‘’ Bu vatan bizim! ’ deme vakti.

GÖRKEM:

Hiç kuşkun olmasın Atam, Nene Hatun, Kara Fatma, Kara Yılan, Hasan Tahsin, adı anılmayan yüz binlerce şehit, adı anılmayan yüz binlerce gazi, sizleri yüreğimizde her daim yaşatmaya ant içtik.

(Vatan haini parkta oyun oynayan çocukları, parktan geçen genç yaşlı insanları öldürür, üzerine basarak resim çektirir, vatanın başköşesine asar.
Barış, resmi indirir parçalar, yerine meçhul askerlerin resmini asar.)

SAHNE

(Öğretmen elinde şiir rüyaya dalmıştır. Öğrenciler de rüyada. Görkem öğretmenin elinden şiiri alır, bakar ‘’ Bu Vatan Kimin’’ Tekrar tekrar başlığı okur, şaşırır, sevinir. başlar okumaya.(Şiiri bin bir aşkla okur.) Şiirin 2.3. mısrasında öğretmen uyanır. Sırayla öğrenciler her mısrada tek tek uyanır, şiirin son mısrasında tüm sınıf uyanır.)

BU VATAN KİMİN

Bu vatan, toprağın kara bağrında
Sıradağlar gibi duranlarındır;
Bir tarih boyunca, onun uğrunda
Kendini tarihe verenlerindir...

Tutuşup: kül olan ocaklarından,
Şahlanıp: köpüren ırmaklarından,
Hudutlarda gaza bayraklarından,
Alnına ışıklar vuranlarındır...

Ardına bakmadan yollara düşen,
Şimşek gibi çakan, sel gibi coşan,
Huduttan hududa yol bulup koşan,
Cepheden cepheyi soranlarındır...

İleri atılıp sellercesine,
Göğsünden vurulup tam ercesine,
Bir gül bahçesine girercesine,
Şu kara toprağa girenlerindir...

Tarihin dilinden düşmez bu destan:
Nehirler gazidir, dağlar kahraman,
Her taşı bir yakut olan bu vatan,
Can verme sırrına erenlerindir...

Gökyay'ım ne yazsan ziyade değil,
Bu sevgi bir kuru ifade değil,
Sencileyin hasmı rüyada değil,
Topun namlısında görenlerindir...

Şirin sonunda öğretmen Görkem’i öper. Arkadaşları alkışlar.

Nene Hatun, Sahnenin ortasında beyaz kefen altında yatmaktadır. Şiirin bitiminde birden belirir. Sınıf şaşkın, öğretmene sorar.)

SINIF:

Öğretmenim rüyada mıyız?

(Öğretmen şaşkın…)

NENE HATUN:

Bazen rüyalar gerçek olur.

(Nene Hatun, Vatan şiirini okuyan öğrenciye yönelir.)

Gel seni bir öpeyim. Öyle içten okudun ki ruhum edene büründü.

GÖRKEM:

Ben de elinizi öpeyim neneciğim, rüyamı gerçek kıldınız.

NENE HATUN:

ÖP KIZIM.(Elini salona gösterir) bu eller öpmek içindir.

(Tüm öğrenciler sıraya girer Nene Hatun’un elini öper.

NENE HATUN (Öğretmene) :
Gel kızım, seni de alnından öpeyim, böyle öğrenci yetiştirdiğin için.(Öper, salona)
Sizde böyle yürek oldukça bizim mezarımıza ancak eceli gelen köpek….

NENE HATUN::

Öğretmen Hanım, şehit oğluma bir mektup yazmıştım, malum cepheden cepheye koşmaktan fırsat bulamadım, sonrada açlık yokluk derken ecel gelip kapımı çaldı. İzin verirseniz bir okuyum, şehitler duyar.

ÖĞRETMEN:

Buyurun, sahne pardon bu vatan sizin.

SLAYT GÖRSEL FON

NENE HATUN:

- Ey Oğul,
‘’Oğluna seferberlik gelmiş
Boynunu büküp ağlama anam
Vatan elden gidiyor diyorlar
Duymamak, gitmemek olmaz anam
Yiğitliğin şanına sığmaz ''Yiğidim git! '' de anam’’ dediydin

‘’Gidip de gelmemek var anam
Ölür gelmezsem karalar giyinme
Yaslara bürünüp dövünme anam
Şehitlik vatan uğruna erişilmez mertebe
Oğul verdin vatana şehit, gururlan anam ‘’ dediydin

Gitmiştin mektubun altı ay sonra geldi

‘’Sağ salimen gelmişim birliğime
Takınmış, kuşanmışım silahımı
Çarık ayağımı vuruyor, ayağım yara
Kemalyeri kar fırtına, üşüyorum...
Yastığım, yorganım yoktur anam

Komutanım ölüm emri verdi
57. Alay öldü topyekün, Kocadere'de
Oğlum ölmemiş diye sevinme, bel bağlama
Ölenlerden Rıza Efendi, Halit Efendi gardaşımdı
Yüreğim yandı can evinden, elim ayağım bağlandı

Hani ana koyunumuz, kuzumuz vardı
Tepelerde sürü sürü, düşman sürü sürü
Kocatepe'de, Tınaztepe'de Kumtepe'de
Kurt koyunumuzu, kuzumuzu kapardı bir bir
Düşman kapıyor, manga manga, koca tümen

Düşman burnumuzun dibinde,
Süngü dayanmış bağrımıza
Ölüm anbean yakın cana, can çaresiz
Vatanın kurtulduğunu göremeden ölürsem
Kuşun kanadında haber salın, şehitler duyar anam ‘’ diye yazmıştın.

Vatan kurtuldu derler, göremedin oğul
Torun verdin, kokusuna doyamadın oğul
Oğluna adını, şehidimin adını koydum duy oğul
Oğlun hür yaşar, anan hür milletin hür sayende ey oğul!
Toprağın nur, mekânın cennet olsun ey oğul, ey oğullarım

PERDE ÜÇ

(Oyunculardan Koreografi,)

(Meçhul askerler sahnede kefen altında yatar. Ses kaydı)

MEÇHUL ASKER:

Seyit, anayn öle gözel, öle gözel okiy, kemiklerim cana geliy. Biliymin ‘’ Benin anam olsa böle yaziy miydi’’ diyem.

SEYİT:
Anan yok muydu?

MEÇHUL ASKER:

Anam, ben üç günlükken, şehit düşiy. Ne o beni taniyi, ne ben onu taniyem.

SEYİT:

Onun için mi sana meçhul asker diyiler?

MEÇHUL ASKER:

He valla.

SEYİT:

Üzülmiyisen, ikimiz ayni topağın altında yatmiyek mi?

MEÇHUL ASKER:

Doğri söyliysen, torpak bizim anamiz. Bağrına basan her aney, bizim anamız. Diyirem senin aneye meptup yazak.
SEYİT:

Yazak

(Seyit, kefenin altından başını gösterir, var gücü ile annesine seslenir.)

Aney, Aney!

NENE HATUN

(Salonda seyircilerin en arka sırasında yer alan Nene Hatun)

Ey oğul, ey oğullarım. Duyarım sesinizi, alın sazı elinize, vurun teline, duyan gelsin.
Seyit sazı eline alır pleybek yapar, türkü kayıttan verilir. Türkü başlar. Kara Yılan, Hasan Tahsin, Çakırcalı, Demirci Efe, Elife Bacı, Kara Fatma, sıra ile gelir gelen sahneye yatar.
Bir öğrenci üzerlerine kefeni örter. İki öğrenci Üzerlerine bayrak örter. Üzerinde tişört üzerinde harflerin yazılı olduğu öğrenciler ilk harften başlayarak gelir dizilirler.

OĞULUN CEVABI TÜRKÜ OLARAK (Ses kaydı)

BU VATAN BİZİM

Kefensiz yatarız toprağın bağrında
Her sabah doğarız vatanın ufkunda
Taht kurmuşuz sevenlerin gönlünde
Kuşlar haberin getirir anam, anam

Cennet vatanın bağrında yatam üryan
Al yıldız barağım, bize yeter gölgen

Burda ne yatak isteriz ne de yorgan
Şilte döşekte namerdin küfrü urgan
Cennet vatanın bağrında yatam üryan
Al barağım, bize yeter gölgen anam

Cennet vatanın bağrında yatam üryan
Al yıldız barağım, bize yeter gölgen

(Oyuncular sahne önünde, Kırmızı tişört, her öğrencide tişört üzerinde beyaz bir harf. Sıra ile ilk harften başlayarak ayağa kalkar
ikinci sıra ‘’’ Bu vatan’’
Birinci sıra (İkinci sıranın önünde dizüstü)
BİZİM

KORO
KIZLAR:
Her birimiz Kara Fatma
Her birimiz Nene hatun
Her birimiz Elife bacı
Bu vatan, bu vatan bizim

ERKEKLER:
Her birimiz Karayılan
Her birimiz Çakırcalı
Her birimiz Demirci Efe
Bu vatan, bu vatan bizim

KIZLAR-ERKEKLER:
Çanakkale’den çıktık yola
Dumlupınar’da verdik mola
Şehit, gazi olmuşsak n’ola
Vatan, vatan, vatan sağola
Seven yüreklere selam ola

Yürekten severiz vatanımızı
Şükranla anarız Atamızı

Biz vatan, biz millet, biz özgürlük
Biz vatan, biz millet, biz özgürlük

Sınıf rolündeki oyuncular sahnenin önünde sıra olur, perde arkasındaki, Çanakkale, Kurtuluş Savaşı rolündeki öğrenciler ön sırada dizilir salonu selamlar.

İbrahim ŞAHİN

Muhsin YAZICIOĞLU ORTAOKULU OKUL MARŞI

BİZ ÖZGÜRLÜK..

Çanakkale’den çıktık yola
Dumlupınar’da verdik mola
Şehit, gazi olmuşsak n’ola

Biz vatan, biz millet, biz özgürlük
Biz vatan, biz millet, biz özgürlük

Tohum olduk toprağa saçıldık
Muhsin Yazıcıoğlu’nda gül açtık
Biz vatan, biz millet, biz özgürlük
Biz vatan, biz millet, biz özgürlük

Gelecek bizimle gelecek
Ağlayanlar bizimle gülecek

Biz vatan, biz millet, biz özgürlük
Biz vatan, biz millet, biz özgürlük

OKUL MARŞI

Söz. İbrahim ŞAHİN
Beste:Volkan Şükrü Toprak

İbrahim Şahin 2
Kayıt Tarihi : 4.1.2017 21:24:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Muhsin YAZICIOĞLU ORTAOKULU OKUL MARŞI BİZ ÖZGÜRLÜK.. Çanakkale’den çıktık yola Dumlupınar’da verdik mola Şehit, gazi olmuşsak n’ola Biz vatan, biz millet, biz özgürlük Biz vatan, biz millet, biz özgürlük Tohum olduk toprağa saçıldık Muhsin Yazıcıoğlu’nda gül açtık Biz vatan, biz millet, biz özgürlük Biz vatan, biz millet, biz özgürlük Gelecek bizimle gelecek Ağlayanlar bizimle gülecek Biz vatan, biz millet, biz özgürlük Biz vatan, biz millet, biz özgürlük OKUL MARŞI Söz. İbrahim ŞAHİN Beste:Volkan Şükrü Toprak

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Salim Erben
    Salim Erben


    Anlamı,anlatımı etkileyici harika bir çalışma,
    sizi ve değerli kaleminizi
    canı gönülden kutluyorum,saygılar

    Cevap Yaz
  • Hasan Korkut
    Hasan Korkut

    Çok güzel,
    tebrikler
    İbrahim bey,
    kutluyorum.
    Selam ve
    muhabbetle...

    Cevap Yaz
  • Cevat Çeştepe
    Cevat Çeştepe

    En ön sırada izleyip., oyun bittiğinde ayağa kalkarak alkışlar gibi hissettim kendimi...
    Kutluyorum sayın İbrahim Şahin...

    Cevap Yaz
  • Filiz Kalkışım Çolak
    Filiz Kalkışım Çolak

    Gerçekten muhteşemdi emeğinize bin sağlık...saygılarımla...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (4)

İbrahim Şahin 2