2. ABDÜLHAMİT HAKKINDA
Tarih kitapları yazan yazarlarımızın üzerinde durduğu en ciddi konulardan biri tarafsız olmaktır. Bu konuda eser vermiş bütün yazarlar olaylara tarafsız baktığını iddia etmekte, kitabına bu gözle bakılmasını istemektedir.
Osmanlı Padişahları içerisinde en çok polemik konusu olan, lehinde ve bilhassa aleyhinde en çok eser yazılan muhakkak ki 2. Abdülhamit’tir. “Kızıl Sultan” tabiri onun için kullanılmıştır. Baskı ve istibdat deyince de maalesef yine o gelir akla.
Kitaplarını tarafsız bir gözle incelediğini zannettiğim, büyük bir merakla kitabını okumaya başladığım fakat okudukça sukut-u hayale uğradığım bir kitaptan değerlendirmelerle bugün karşınızdayım.
Kitabın Adı: SULTAN 2. ABDÜLHAMİT (İLK YILLAR)
Yazar: İSMAİL MUTLU
1. Kitabın yazarı; 2.Abdülhamit Han hakkında lehte ve aleyhte çok yazarların olduğunu belirttikten sonra ortada kalacağını hakikatleri dile getireceğini vurgulayarak söze başlar. Ne yazık ki dediğini sayfalar ilerledikçe görmemiz mümkün olmaz. Bir lehinde yazıyorsa onbir aleyhinde yazıyor. Hatta bazı alıntı yaptığı yazarlara bile güvenmeyerek dip notlarla yanıldığını sık sık ifade ediyor.
2. Said Nursi’yi baz alıp tarafsızlığını Üstaddan yana hemen bozuveriyor. Bediüzzaman’ın yazdıklarını ve söylediklerini tarihin ortasına oturtuveriyor.
3. Abdülhamit devrinden önceki ve sonraki zamana göre değerlendirildiğinde başarılı olduğunu; fakat genelde ki günümüz şartlarına endeksleyerek yapmış olduğu değerlendirmede başarısız olduğunu vurguluyor. Bu da tarafsızlığına halel getiriyor. Çünkü tarihi bir şahsiyeti yaşadığı dönem itibarı ile değerlendirmek daha doğru olacak kanaatindeyim.
4. Namık Kemal, Ziya Paşa ve özellikle Mithat Paşa hakkında olumsuz bir şey söyleyemiyor. Sanki Sultan Abdülaziz’i öldürenler, Sultan Murad’ı tahta çıkaranlar onlar değilmiş gibi davranıp onları temize çıkarıyor. Yapmış oldukları darbeyi de hiç gündeme getirmiyor. İktidarı emellerine alet etmeye çalıştıklarını ihmal etmiş.
5. Yazar, kaderin cilvesi deyip Abdülhamit’in 8 sene sürgün yaşadığını ve bilahare vefat ettiğini dile getiriyor ki, haklı olduğu yerler olabilir. Dışarıdan ecnebiler,içeriden ise onlara payandalık yapan hainlerin revaçta olduğu bir dönemde 33 sene iktidarda kalıp, gerilemeyi durdurmada başarılı olmuş bir idareci, gerek bilerek, gerek bilmeyerek ve gerek mecburen haksız uygulamaları olmuş olabilir ve bunun neticesi Rabbim dünyada günahlarına keffaret olarak bu sürgünü ona layık görmüş olabilir.
6. Bu saydıklarım ve diğer paşa ve yazarların da bir çoğunun sürgünlerde kaldığını, kiminin oralarda öldüğünü kaderin cilvesi olarak değerlendirmemiş.
7. Hele ki Bediüzzaman Hazretlerinin 28 yıl memleket zindanlarında ve sürgün hayatı yaşadığını da kaderin cilvesi olarak değerlendirmemiş.
8. Başka bir kitapta okumuştum 2. Abdülhamite karşı gelenlerin onun aleyhinde faaliyet gösterenlerin, ona karşı cephe alanların hemen hemen hepsi ondan daha çok eziyetler çekmişler. Hapishanelerde sürgünlerde çile çekmişler. Bunlar arasına Mehmet Akifi de ekleyebiliriz.
9. Birde savaştan kaçtığını ve bu hususta çok taviz verdiğini muhalefet gibi vurguluyor yazarımız. Abdülhamit’in haklı olduğu çok kısa zamanda anlaşılmış ve memleketimizin hali acınacak hale getirilmiştir.
10. Meşrutiyeti, hele ki o akbabalar ve mason ve dahi diğer ülkelerin menfaatleri doğrultusunda faaliyetler yaptığını göremeyecek kadar taraflı olduğunu gördüm ve bundan sonraki serilerini okumama kararı aldım.
Saygılarımla.
Kayıt Tarihi : 16.6.2016 15:14:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!