Anafartalardan dost, aşağıya yürürken
Silah sesi gelmişti yüreğimi ürperten...
Korkuyla dükkanlara giriyordu insanlar,
Mahşer yeri gibiydi, slogan atıp kükreyen!
Kalabalık…Militanlar…
Meğer vuruşma varmış militanlar arasında,
Sokakta karşılaştım.
Satarken güllerini,
Alırken alın terini.
Yırtıktı elbisesi,
Ayağında terliği.
Devamını Oku
Satarken güllerini,
Alırken alın terini.
Yırtıktı elbisesi,
Ayağında terliği.
Sayın Saffet Bey;
1980 öncesi ve sonrasını hazırlayanlar belli. Bu oyuna gelenlerde. Dış düşman içimizde içimizdekilerle yuvalanmadığı müddetçe bu millette huzuru kimse bozamaz. Sorun işbirlikçilerde... Bugün hala o acıların ürettiği sorunlarla baş edemiyoruz. Saygılarımla. Ant++
safet bey,
sağlı sollu oyunan oyunlar.....düzenlenen tezgahlar....12 eylül darbe hazırlıklarıydı....oyun oynandı darbe gerçekleşti....ama ödenen bedel çok ağır oldu....emeğinize sağlık...anlamlı çalışmaydı...nicelerine....
selam saygımla...
Safet beyefendi kardeşim.
Rahmetli Adnan Menderesin Demokrat partisi iktidara geldiği zaman 10 / 11 yaşlarında idim. O kadar çok hükumet gördüm ki sayısını unuttum. Bir jandarma erinin bir köy insanı sıra dayağına çektiği, buğdayları silolarda çürütüp denize döküp ekmeği karneye bağlayan milleti açlığa mahkum eden iki keçisi olanın bine el koyan zihniyetin elinden ülkemin insanlarını kurtaran bir partinin başkanını ve çalışkan millet vekillerinin idam eden bir çoğunu da hapseden zihniyet gördüm.Sonra Yıllarca bu ülkeyi bir adım ileri götüremeyen Amerika emperyalizmine mahkum eden zihniyete dur diyen ülkeye çağ atlatan Rahmetli Özalı zehirleyen zihniyetteki insanları duydum.Akabinde üçlü koalisyon kurup Ülkeyi yönetmeyi beceremeyen yakalanan terörist başı apoyu asmamak için ülkeye idam yasağını çıkaranları gördüm Şimdi ise Ülkeme bu olumsuzlukları yaşatanların boşalttıkları bütçenin dolu olduğunu görüp bol keseden vaatlerde bulunup ülkeyi o dediğiniz seksen öncesi değil altmışlı yılların öncesine götürmeye çalışan insanları görüyorum.Kardeşim bu güzel şiirinizi ve sizi tebrik ediyorum. SELAM VE MUHABBETLERİMİ GÖNDERİYORUM
'şimdi aynı oyunlar başka tezgahlarda satışa çıkarıldı gene aynı yöntemlerle' demiştim şiirinizi ilk okuduğum zaman...
O günler bugün uygulanmakta baskıyla., yasaklamalarla., polis şiddetiyle uygulanmakta olan devlet terörünü doğurdu...Vaatler derseniz gene indi yeryüzüne bu defa ninni şeklinde...
kaleminize sağlık....
KUTLUYORUM HOCAM ŞİİRİNİZİ BEĞENİYLE OKUDUM YAZAN YÜREĞİNİZ SUSMASIN TEBRİKLER EFENDİM +10 ANTO haci timurtaş 2
k u t l a r ı m
Allah 80 öncesini bir daha yaşatmasın
1980 Öncesi Manzaraları....
Ana fartalar caddesinden aşağı doğru inerken,
Silah sesleri geliyordu, içimi ürperten...
Korkuyla insanlar dükkanlara giriyorlardı,
Girdim birine tereddüt etmeden!
Meğer büyük bir çarpışma varmış militanlar arasında,
Sol desen sağ desen kabın yarısı dolmaz davalarında...
Cebini dolduranlar lüks içinde yaşarken,
Pisi pisine ölüyordu, yaralanıyordu, hapse atılıyordu
Körpecik gençler...
Her sokağın içinde hakim-gizli bekçiler soluyordu!
Küçük çocuklar ilk önce kavgaya zorluyordu,
Sataşma olursa yandaşları etrafına doluşuyordu!
Yada genç kızlara laf dokununca açılıyordu,
Namus hatırına zorla militanlık yolu...
Ertesi gün gazetede okumuştum yaşadıklarımı,
Üç genç ölmüş, yaralananlar cabası...
Ürperdim bir an... Ya gelseydi kurşun bedenime,
Ölecektim belki de!
Her gün buna benzer onlarca manzara,
Yer alırdı boy, boy gazete sayfalarında...
Birde bulmaca çekilişinden kazanmaca!
Evine kadar...
Seksen öncesi tarih oldu!
Kimileri hapiste aklandı,
Kimileri yurt dışına kaçtı,
Yarayı yine gariban aldı...
Fakir fukaralar mezar aşındırdı,
Vaatler uçtu uzaya...
Safet Kuramaz
ÜSTADIM SAFFET BEY ;
DEMEK ANAFARTALAR CEDDESİNDEN AŞAĞIYA İNERKEN....DEMEK AYNI YILLARDA VE AYNI CADDELERDE BERBER YÜRÜMÜŞÜZ...ALLAH O KARANLIK GÜNLERİ TÜRK İNSANINA VE GENÇLERİNE BİR DAHA ASLA GÖSTERMESİN....DEDELERİ ÇANAKKALEDE VE KUIRTULUŞ SAVAŞINDA AYNI DÜŞMANA KARŞI OMUZ OMUZA SAVAŞAN TÜRK GENÇLERİNİ, SAĞCI VE SOLCU DİYE AYIRIP BİRBİRLERİYLE VURUŞTURUP ÖLDÜRTEN O MASKELİ SURATLILARIN ALLAH BU DÜNYADA DA ÖBÜR DÜNYADA DA BELASINI VERSİN..EVET DEDİĞİNİZ GİBİ OLAN GARİBAN ANADOLU ÇOÇUKLARINA YANİ BİZİM NESLİMİZE OLDU...O MASONLARIN TUZU OZAMANDA KURUYDU BUGÜNDE...ARTIK BİR VE UYANIK OLALIM AZİZ DOSTUM...KUTLARIM DUYARLI YÜREĞİNİZİ ...ŞİİRİNİZİ BEĞENEREK OKUDUM...KARANLIK BİR DÖNEME IŞIK TUTTUĞUNUZ İÇİNDE AYRICA SİZE TEŞEKKÜR EDERİM...TAM PUAN...SAYGILARIMLA...İBRAHİM YILMAZ.
ÜSTADIM;
1980 ÖÇNCESİ BALIKESİRDE NECATİ EĞİTİMDE OKURKEN O YILLARA IŞIK TUTAN ŞİİRİMİ SAYFANIZA İZNİNİZLE EKLİYORUM..
ÖZLENE AĞIT
kesmişler dilimi ellerimi
hayat fışkıran damarlarımı
parça parça asmışlar beni
karanlık mağara duvarlarına.
kalplerdeki duygular
daha dudaklarda kilitlenmiş
demir duvarlar arkasına
seni söyletmemek için.
ve..hep
karanlık dünyalarında
far tuttular gözlerime
seni görmemek için.
sonra makinayı doğuran elleri öptürdüler
putlaştırarak
sevgili yoktur diyerek
yokluğunda
kent meydanlarındaki
beton kalplilere sarıldım
sen diyerek kurtuluş diyerek.
kalbimden kopup gelen heceler öksüz
daha dudaklarımda bölük pörçük
döküldüler aktılar
ve umutlarım gibi
onlar da fani oldular
hasret topraklarında.
şimdi;
sensiz geçen ömrüm
dönüşü olmayan bir yolda
ölümü bekleyen solan ceset kadar acı
hasret
her batan güneşin sonunda
parça parça etti yüreğimi
bir bir demir attı acılar zavallı gönlüme.
sen gidince
ihtilaller ülkesi oldu kalbim
bilmem
kaç kez yağlı urganlarla astılar beni
özgürlük adına
şu kentin meydanlarında
sonra,sokak sokak
kaldırım kaldırım,hep seni aradım
geleceğin yollara hep senin ismini yazdım
yorgun umutlarımla.
sen yoksun
sen dönmeyeceksin diye
hep türküler yaktılar
sensizlik için
karanlık dünyalarında
sorumsuzca.
şimdi;
kan çanağı gözlerimde
enkaz yığını zaman
mazi
ah..! sensiz geçen mazi
harap oldu,türap oldu
çileyle doldu
ey..! sevgili
ne olur
yarınlar bari bize gülsün
neredesin
doğ artık yürüyeceğimiz yollarımıza
çok denedik başkalarını
yeter artık
hasrettir sana şu gözler
ibrettir bize
geçmiş karanlık geçeler.
1978/balıkesir
İbrahim Yılmaz
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
--------------------
Bu şiirin hikayesi:
materyalizme bir tepki
12 Eylül Öncesi
Kurtulacak Olan Vatanımsa
Kurtaracak olan Düşmanım Olsun
Şadan Yenişafak
--------------------
Bu şiirin hikayesi:
12 Eylülden önceki yıllardı yıl 1978 Haziran ayının son günleriydi hava sıcak ama özellikle ceketle geziyorum.
Aslında bir bütün olmamız gereken fakat değişik mercilerce birbirimize hasım gibi yönlendirildiğimiz dönem.
Bizi bizde daha ağırlığı olan iman vatan ve milli duygularla, onlarıda halkçılık sömürüye kapitalizme son gibi sonuçta hep bu vatanda yaşayan insanların menfaati ve vatanımızın bayrağımızın istikbali için (samimiyetsiz istismarcı fırsatçı olanlar hariç) ayrı kulvardada olsa aynı idealleri değişik isimlerle koruma mücadelesi veriyorduk.
Yazın sıcağında ceketle gezerken aslında üzerimizde kendimizi korumamız için her hangi bir alet taşıyoruz havası veriyorduk buda bize cesaret veriyordu.
o yıllardada kalemimden başka hiç bir şeyi silah gibi düşünmüyordum ve hala kalemi en etkili ve en faydalı silah olarak düşünüyorum tabiiki faydalı olduğu müddetçe. şimdi düşünüyorumda kurtuluş savaşıyla topraklarımızdan çıkardığımız denize döktüğümüz Yedi düvel el birliğiyle bu bu vatanı bölmek, milleti kendi ideolojilerine alet edebilmek için elinden geleni yaparak ülkemizde yetişmiş en verimli beyin potansiyelini birbirimize düşürerek kırdırmıştır. 12 EYLÜL de bunun tuzu biberi olmuştur
. işte o dönemlerde aynı vatanı aynı havayı aynı suyu paylaştığımız hatta aynı kahvehaneyi paylaştığımız bir öğretmen benim insanlarla olan ilişkilerimden dolayı sempati kazanmam başkalarınında benim gibi düşünmelerine sebep olduğum için kahvehanede tehdit ederek bu vatanın kurtulması lazım ve bu vatanı ancak (bu kurtarır diyerek kendi liderlerini kasd ederek) bu kurtarır diyerek beni tahrik etmeye çalışıyordu bir an sustu göz göze geldik Rabbim o an içime birşey ilham etmişti ve konuşmaya başladım ... KURTULACAK OLAN VATANIMSA KURTARACAK OLAN DÜŞMANIM OLSUN ... dedim ve sustum benimle birlikte herkes susmuştu onların arasında tek başımaydım ama her gece olduğu gibi içimde bastırdığım korkuma rağmen gecenin geç saatlerine kadar bu davalarda bu sokaklarda sahipsiz değildir diyebilmek için önce onlardan birisinin kahvehaneden gitmsini bekledikten sonra iyi geceler diyerek bende çıktım. yıllar geçti ve hala eksik olan bazı şeyler yinede oluyor geçmişe dönüp şöyle bir samimi olarak kendimizi sorgulasak
o on binlerce insanımız sarıkamışta donmamıştılar ama sarıkamıştakiler kadar masumdular diye düşünüyorum ( Vatanımızı bölmek için uğraşan günümze kadar uzanan uzantıları hariç) çünki enver paşalar yalnızca dağlarda değillerdi Ne mutlu imanını muhafaza ederek
NE MUTLU TÜRKÜM DİYEBİLENE
ALLAH MİLLETİMİZİ BAYRAĞIMIZI VATANIMIZI MUHAFAZA EYLESİN
puan
10,0
(2 kişi)
yaz | oku
Aydın beyinlerin ve Türkiye'nin geleceğinin yok edildiği,karanlığa gömüldüğü ;halen o karanlık izlerin içinde gittikçe yok olduğumuz bir dönem.....unutmak mümkün değil......saygılarımla.....
Bu şiir ile ilgili 44 tane yorum bulunmakta