Ekim ile Aralık arasında kışın yüzü soğuk,soğuk kendini göstermeye başlamıştı. Zorlu, çetin bir kış olacağının haberini verir gibi soğuk dalga, dalga geliyordu. Başını kaldırdığında, kıraç, yazı, yaban, seyrek,sakalı çıkmamış bir gencin suratındaki kıllar gibi, ağaçlar yayılmıştı. Çevreye, çevredeki kuşların, göçün sonunda ağaçlara, kara, kara üzüm gibi konmuşlardı.
Çağıldayarak akan suyun hızı kesilmiş.Yeniden yağacak olan karların erimesiyle yine eskisi gibi coşup çağlayacaktı. örklenmiş kıratlar,son, yeşilimsi çayırların yayılımını yapıyorlardı. Koyunlar sürü halinde yazın bitimini, kırda kalan kırıntıları gevişliyerek, derenin diplerinde azalmış su birikintilerini içiyorlardı. İçerken de kulakları en ufak bir harekete ürkecek tetikte bekler gibi işlerini görüyorlardı.
Satarken güllerini,
Alırken alın terini.
Yırtıktı elbisesi,
Ayağında terliği.
Gururla tepenin başında oturup bekliyorum. Bekleyeceğim. Baharı yazı unutma….
UMUTLAR TÜKENMEDEN BEKLEMEK GEREK....
Umarım bir 27 yıl daha beklenmez Yusuf Kardeşim.Umarım sağlıklı,güzel günlerde gelecek.Sevgilerimle.
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta