196 Söyle Hiç Düşündün mü

Sen şimdi ciddi, ciddi elveda mı diyorsun?
Peki, ben ne olurum söyle hiç düşündün mü?
Tası, tarağı kapmış, toplanmış gidiyorsun!
Sensiz nasıl solurum, söyle hiç düşündün mü?

Sen, sırra kadem basıp ortalıklardan kaybol!
Sonra ortaya çıkıp ahkâm kes hem de bol, bol...
Sana söylenmedi mi gittiğin yol yanlış yol?
Tekrar nasıl bulurum, söyle hiç düşündün mü?

Uzak kalırsam inan gül kokan nefesinden,
Ne anlarım bayramdan ya da arifesinden?
Sensiz ne şarkılardan, ne sazların sesinden
Nasıl bir haz alırım, söyle hiç düşündün mü?

Demek ki gidiyorsun hem de helalleşmeden!
Oturup anlaşarak bir güzel halleşmeden...
İki göz, iki çeşme, bir çukura düşmeden,
Nerelerde kalırım, söyle hiç düşündün mü?

Hâlâ çok kararlıysan git, ne olur durma git!
Mademki o taş kalbin bensizliğe müsait...
Sol yanımdan bir sızı kalkarsa Allah şahit,
Yalnız senden bilirim, söyle hiç düşündün mü?

Al aynanın önünden, kalmasın güllü tokan!
Hiç bir anın kalmasın yanımda sen, sen kokan...
Bilmem bu ayrılığı kimdi kafana sokan?
Dünyamdan ayrılırım, söyle hiç düşündün mü?

O güzel mazimizi silebilecek misin?
Andıkça o günleri, gülebilecek misin?
Yani, sen benden ayrı kalabilecek misin?
Ben nasıl kahrolurum söyle hiç düşündün mü?

Söyle, nasıl yaşanır bu hicranın derdinden?
Nasıl vazgeçerim yâr bu ayın on dördünden?
Boşalır sağnaklarım gidişinin ardından...
İnan ki mahvolurum, söyle hiç düşündün mü?

Antalya–2011/07