1/:
Ben de bir hepitopu bir nefeslik Yozgatlıydım,
Karanlık ve kan içinde kemik, sinir ve ettim...
Ya da ben öyle sanıyordum.
Aldanıyordum...
2/:
Köhne gezegen ışıkları yol boyuydu.
Batakhane yaratıklarının en irisinden daha irisi,
Diri diri yüzüyordu bir heroinmanın ince yüzünü.
Günbatısı köşedeki tarih sayfasında,
Sırlarına bürünen bir kraldı babam,
Ve beni büyütüyordu kırbacını şaklatarak.
***
Ve masal gibi bir aynadaydı anılarım.
Anam,
Dayım,
Ve amcalarım...
Önümdeydiler ve ayaklarını sürüye sürüye,
Bir başka ölüye yol gösteriyorlardı sıratta.
3/:
Aşkını kaya sanıp parçalayan Ferhat...
O da benim gibi içiyordu yaşadığı her şeyin,
Sanal siluetini koyup,
Vicdanı, aşkı ve yaşamı,
Gılmanın elli beşinci sayfasının kıyıcığına.
Ağzında kalan camdan yıldız kırıklarını,
Bir petrol borusu kadar uzun bileğine siliyordu arada sırada.
Kerkük Yumurtalığın nabzı kesiliyordu zamansız.
Ve karanlık çöküyordu Ortadoğu’ya.
Ay’a bir haller oluyordu.
Bir imam beni karanlıkrahme koyuyordu:
“Nasıl bilirdiniz? ”
“İyi iyi...”
“Erkişi niyetine...”
“Hüvel baki...”
Kayıt Tarihi : 12.4.2006 14:31:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Ahmet Yozgat](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/04/12/19-sirlarina-burunen-kral.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!