Ulus olarak varlığımızı sürdürebilmek için emperyalizmle hesaplaşmak; onların yerli işbirlikçilerini önümüze katıp kovalamak ve son tokadı indirmek gerekiyordu.
Ancak o zaman tam bağımsızlığa doğru yol alabilecektik…
Bu bir KURTULUŞ projesiydi.
19 MAYIS böyle bir gereksinimden doğan toplu sözleşmenin,bir şahlanışın adıydı ve evrenimizde ilk ulusal kurtuluş savaşı’nın meşalesinin tutuşturulmasıydı.
16 Mayıs 1919’da İstanbul’dan Anadolu’ya ulaşmak ereğiyle Mustafa Kemal ve yoldaşları Bandırma Vapuru’yla Karadeniz’deydiler.19 Mayıs sabahı Samsun’a‘ilk adım’atılıyordu.
Anadolu’yu toplumsal direnişe örgütlemek için yollara düşenlerin istenciyle yüzyıllardır geri bıraktırılan ve en sonunda ‘kendi yazgısını kendisinin kurtarmasından başka çıkar yol bulamayan’ bir tutsak halkın istenci arasında kan uyumu vardı…
Sonrasını biliyoruz zaten…
‘Geldikleri gibi gidenlerin’ terk ettikleri bu kutsal topraklarda ‘Tam Bağımsızlık’ ülküsüne koşullanan bir ulusun genç ideal devleti; TÜRKİYE CUMHURİYETİ kurulacaktı.
‘Anadolu Aydınlanması ‘adını alan bu hareketin adı KURULUŞ’tu…
19 Mayıs 1919 saltça bir utkuya uzanan yolun başlangıcı değil; aynı zamanda çağdaşlaşma dediğimiz ulusal imecenin savaş meydanlarından doğup evren içinde yer tutmasıydı da.
Başta Büyük Önder Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah arkadaşları olmak üzere o yolda yürüyen tüm şehitlerimizi erdemle anıyorum.
Bugün 19 Mayıs’ın 97.yıldönümünü idrak ediyoruz.
Evet,üç yıl sonra birinci yüzyılını taçlandıracak olan Türkiye Cumhuriyeti, içinden geçmekte olduğumuz bu kaotik günlerde çok boyutlu,kendi kimliğine yabancılaştırılan,kendi ruhunu sorgulatmaya açık, gün gün zayıflatılan yapısıyla ikinci bir 19 Mayıs’a gereksinmektedir.
Bugün 19 Mayıs 2016
Günaydın Dostlarım.
En görkemli günlerimizden birine uyanabilsek ne güzel olacaktı.
Ne ki, Atatürk’ün gençliğine, bu kutlu günde, ATA’sına yürümeye izin verilmiyor.
Terör korkusu bahane edilerek Anıt Kabir’e ulaşan yollara barikatlar kurduruluyor bugün.
‘’Sizler,yani yeni Türkiye’nin genç evlatları yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz…’’ diyen ÖNDER’iyle gençliği birbirinden koparılmak isteniyor.
İnanıyorum ki bu güç günler de geçecek.Ve inanıyorum ki karşıdevrim tıpkı Kurtuluş’ta ve Kuruluş’ta yediği tokadın daha ağırıyla bir kez daha tanışacak…
Günaydın Dostlarım.
Güzel yarınları yeniden kurmak için birlik ve beraberliğe bütün zamanlardan daha çok gereksiniyoruz.
Bu yurt topraklarında özgürce yaşamak istiyorsak ne yazık ki başka bir formülümüz yok…
Köy köy,meydan meydan,kent kent hep bir ağızdan:
Yaşasın TÜRKİYE CUMHURİYETİ…diye haykırmak zorundayız.Dilimizde yine ‘ Dağ başını duman almış…’ nidaları olmalı…
'Birilerine' karşı; inadına kendi türkülerimizi söylemek zorundayız…
NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE…
YAŞASIN 19 MAYIS…YAŞASIN ATATÜRK …YAŞASIN ÖZGÜR VE BAĞIMSIZ TÜRKİYE CUMHURİYETİ.
KAHROLSUN YURT DÜŞMANLARI…
Işıkla.
Onsekizmayısikibinonaltı
Necdet ArslanKayıt Tarihi : 18.5.2016 22:57:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Olsun.. Ben her sabaha 19 Mayıs güneşiyle uyanıyorum.. O bitmez istenci damarımda kan, içimi ısıtan sonsuz bir ateş gibi duyuyorum..
Bağımsızlık ve özgürlük soframızda ekmeğimizdir bizim..
Yazı için tebrik ve teşekkürlerimi sunuyorum Değerli Necdet..
EVET... Ben de inanmak istiyorum...
YILLARDIR BAYRAMLARIN KUTLANMAMASI İÇİN BAHANELER ÜRETİLDİ. ŞİMDİ DE ANITKABİR'E ULAŞIMI KESMEK İÇİN... YAZIK... ÇOK YAZIK!...
Teşekkürler öğretmenim...
TÜM YORUMLAR (3)