Düşmüşüz pençesine zamane batağının
Bu devir, çehrelerde komadı rabbi yessir
Soldu bütün renkleri muhabbet otağının
Tut ki kadehte şarap, dalda gül müteessir…
Yavuz Sultan Selim’i bile zebun eyleyen!
Ferhat’ın gürzü ile kayayı un eyleyen!
Leyla’nın ardı sıra Kays’ı Mecnun eyleyen!
Hem sevda müteessir, hem de çöl müteessir…
Ecdat-ı mübarekten kalmadı bir tek nişan!
Korkum o ki yüzüme tükürür çöller aşan!
Nesiller hep yüzüstü, millet perme perişan,
Üç kıtaya uzanan cılga yol müteessir!
Kurnada pak suyumuz günden güne azaldı!
Ne koptu bir yanımız, ne yaramız sağaldı!
Arsız doldu hanüman, edep mazide kaldı,
Bu çağda çiçek açan körpe dal müteessir...
Gitti, geri gelmedi nice destan yazanlar!
Kılıç ile kın ile orduları bozanlar!
Heyhat! Minarelerde öksüz kaldı ezanlar,
Bu hali arz edemez, naçar dil müteessir...
Süleyman DemirKayıt Tarihi : 24.1.2011 20:35:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!