On yedi Ağustos salı gecesi
Sallandı Marmara bölgesi
Yıkıldı evler ne kapı kaldı ne penceresi
Hiç duyulmuyor hükümetin sesi
Yardım et Allah’ım sen bizlere…
Bulutlar üzerimize çöktü kapkara
o kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.
utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer…
belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine derince bakmasalardı eğer…
Devamını Oku
arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.
utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer…
belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine derince bakmasalardı eğer…
Acı büyük. Şiirini büyük bir dikkatle okudum. Kıta sonlarındaki Allah'a yönelmelere takıldı aklım. Depremlerden önce olmalıydı. Diye düşündüm. Hem de, insan değerini bilerek. Hak ve haksızlık yapmayarak. Gülcük depreminden sonra uğradım oraya. Yıkılan bölgeleri gördüm. Oraların yapılması, oralardaki yaşamların çoğu. Ey fefaleket gelin diye bize bağırıyormuş.. Ve hala ülkemizin bir çok yerinde aynı manzaralar. Yaşamlar Allah'tan uzak. Yapılan kaliteden uzak. Yer seçimleri ticari rantlara bağlı, insana verilen değerlerden uzak. Düşünüyorum. Bu kadar vurdumduymazlığa Allah niye yardım etsin?
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta