17 Ağustos Depremi Şiiri - Çağlar Aşık

Çağlar Aşık
225

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

17 Ağustos Depremi

Saat gece üçleri gösterirken.
Rab katından neydi gelen?
Küçük, büyük fark etmeden.
Zengin, fakir ayırmadan.
&
Kimi koynunda yavrusuyla.
Kimi o an, can yoldaşıyla.
Uyuyordu derin ve de sessiz.
Gelecek olandan pek habersiz.
&
Azrail indi, o gece hızla yeryüzüne.
Binlerce ruhu götürdü ebediyete.
Hikmetinden sual edemeyiz Hak’kın.
Bu afetine düşüren neydi bizi Allah’ım?
&
Düşünelim hep birlikte dostlar halimizi.
Bizde bir gün gideceğiz Hak’ka elbetteki.
Sanmayın depremler sadece 17 Ağustos’ta.
Oluşuyor depremlerin nicesi hep yaşayışta.
&
O geceki sarsıntıda, derin bir uykudan uyandım.
Hemen şehadet getirdim, ecel vakti geldi sandım.
Eşime ve bebeğimize bir an öylecene, ölesiye baktım.
Eşimle de helallaşıp, yavrumu kapıp dışarı kaçtım.
&
Daha henüz bebekti, minicik bedeni habersizdi.
Eşim ilk kez yaşıyor, ne olduğunu anlamıyordu.
At kendini dışarı dedim; Yavrumuzu bir kez daha gözledim.
Kıyamıyordum uyandırmaya bile! Hak kimseye evlat kaybettirmeye.
&
O gece yaşananları asla unutmadık, unutamadık, unutamazdık.
İlk gelen televizyon haberleriyle korkumuzu daha da katladık.
Kur’ana, namaza, duaya toplumca nasılda sıkıca sarıldık?
Fakat bu deprem, ne ilkti, ne de son olacaktı, iyice anladık.
&
Ertesi gün acılı haberlerle yüreğimize hançer yaraları açıldı.
Binlerce yıkılmış binalar, ağlaşan, yardım isteyen insanlar vardı.
Nasıl ruhumuz buna katlanacaktı, yardım ellerimiz hemen uzanmalıydı.
Acele edilmeli yaralara azda olsa bizlerden de merhem ulaşmalıydı.
&
Evde ne var, ne yok hemen araştırdık, kullanılabilir ne varsa topladık.
Konu komşuya da haber saldık, marketlerden imkanımızca erzak aldık.
Geçit vermiyordu Yalova, o da kan ağlıyordu afetin boyutlarına şaştık.
Bursa’dan düştük yollara, Adapazarı’na İznik gölünü dolanarak vardık.
&
Nasıl anlatayım gördüklerimi, size ey canlar, yaşamayanlar o andan ne anlar?
Adapazarı’na gelince karşılaşıtıklarımızı, ruhtaki derin izlerini hangi sözler yazar?
Onyedi yaşlarında bir delikanlı, depremin ikinci günü ortalıkta nasıl gezer?
Ağlamak geliyor içimden, tutamıyorum dostlar, o garip, şortuyla aciz, bize bakar.
&
Ne ev kalmış, ne aile, ne yiyecek, ne giyecek, sadece şortuyla ortalıkta öylece.
Ne yapacağını bilmeyen, bir gurup insan, boş boş dolaşıyor, benliksiz sessizce.
Aman Allah’ım! Nedir bu manzara? Ölüm kokusundan insanlar maske takmakta.
Binalar kağıt gibi devrilip gitmişler, yanyana boylu boyunca, makinelerle kazılmakta.
&
Kimi, müjdeli bir kurtuluş, geri dönüş haberi için çırpınır, yardım bekler durur.
Kimi, yitirdiği kimbilir kaçıncı sevdiceğinin acısından, deli divanedir, kıvaranır durur.
Yollarda yürekler gibi boydan boya yaralıdır; toprakta acısından derince ayrılmıştır.
Böyle bir manzara üstüne girdik, gözleri yaşlı, gönülleri yaralı depremzede Adapazarı’na.
&
Aracımızın önüne bir Türk bayrağı gerdik, yardım için acaba nereye önce gitseydik.
Cevap aramaya bile zaman bulamadık, ilk girdiğimiz sokak arasında adeta talana uğradık.
Aç olan, açık olan, acılı olan, korkulu olan, telaşlı olan insanlara yardımlarımızı dağıttık.
Acılara az da olsa merhem olmak nasip olsada, halen ağlamaklıydık. Ne yapabilirdik?
&
En sona yaşlı bir amca geldi, ismini bile soramadığım, sadece elini öpebildiğim.
Bir şey kaldımı acaba diye, aciz ve alçak bir ses tonuyla sordu?
Altında pijaması, üstünde kolsuz bir atletiyle dolaşmaktaydı.
O kadar içerledim ki, hiçbir şey alamadan o amca gidemezdi.
&
Kendi üstümdeki, uzun kollu gömleğimi nasıl çıkardığımı farketmedim.
Sadece gömleğimi değil, elimde olsa kimbilir ona daha neler neler verecektim.
İşte o gün, hayatımda hiç tatmadığım nice derin duygu, düşünceleri ve hisleri tattım.
Bir gün içerisinde sanki binlerce ömürlük yaşamı adete kucaklayıp, kavradım.
&
Şükür etmenin, sabır etmenin, yardım etmenin, aciz kalmanın kıymetini anladım.
Dualarımız gönülden size tüm afetzedeler, 17 Ağustos’la birlikte göç edenler.
Unutmadık sizleri, unutamayız sizleri, unutmayacağız sizleri.
Allah ulaştırsın duamızı, cennette huzur içinde görmek dileriz sizleri.
&
İstanbul – 17.08.2005
Çağlar Aşık – 17 Ağustos Depremi

Çağlar Aşık
Kayıt Tarihi : 17.8.2005 13:09:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Fidan Boduroğlu Bulut
    Fidan Boduroğlu Bulut

    okumayacağım diyorum tekrar tekrar yaşamamk titrememek kanamamak adına ama olmuyor.yine okuyor yine yaşıyorum.ve senin şiirin abimin ki gibi birkez daha dolduruyor yaşları.canlandırıyor yaşananları.olmasın desek ama oldu ve bizle rvar oldukça yitirdiklerimizi itaatsizliğimizi hatırlatmak için olacak da.sorgu sual bize düşmez.biz kardeşliği unutmayalım yeter.saygılar
    fidan

    Cevap Yaz
  • Ahmet Faruk Türkyilmaz
    Ahmet Faruk Türkyilmaz

    Çok yakın yaşayanlardan biri olarak bu duyguları çok iyi bilirim kardeş...
    Senin şiirin benimkiyle beraber aynı güne denk geldi...Bu gün farklı bir gün.....

    Rahmetle analım inşallah.
    Tebrikler

    Cevap Yaz
  • Berrin Civgin
    Berrin Civgin

    ___yüreğimde yaşadığım o günkü heyecan üzüntü tekerrür etti çok güzel güçlü bir kalemden yaşadıklarımızı okumak duygulandırdı kaleminize sağlık ________

    Cevap Yaz
  • Kıymet Kuşçu
    Kıymet Kuşçu

    Altı yıl öncesini gözlerim yaşlı tekrar yaşadım.Allah bir daha böyle acılar yaşatmasın.Dualarımız tüm kaybettiklerimize.
    Duyarlı yüreğinizi, yürekten kutlarım.

    Cevap Yaz
  • Azaifk
    Azaifk

    Anlamlı-duyarlı yüreğinize sağlık.
    Acılar yaşanmasın bir daha
    Tebrikler

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (7)

Çağlar Aşık