17 / 08 / 1999...Marmara Depremi'ne

Şerafettin Yıldız
275

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

17 / 08 / 1999...Marmara Depremi'ne

17 / 08 / 1999...Marmara Depremi'ne

Yazmayayım diye çok zorladım kendimi!
Ne hikmetse anlamadım hep ar’ladım kendimi!
Bir yerlerde söz açıldı çenem düştü,
dilim sürçtü; azarladım kendimi.
Yazmam ben yazamam dedim!
Bağışlayın; sonunda tutamadım kendimi.
Kim dedi unuttum ben?
Cismim belki bu günde...ve lakin!
San ki her günüm o gün, aklım hala o günde.

On yedi Ağustos bin dokuz yüz doksan dokuz!
Sanki mahşer gecesi ve saat’in sıfır üç sıfır ikisi.
Sallandı beşik gibi tüm Marmara bölgesi,
çaktı tarifi mümkünsüz bir afatı şimşek,
kapladı uğultusu ve şavkı Alemi,
patladı gökler, yarıldı yerler.
Sanki beyinlerde yüzlercesi bir olmuş; taş kıran kompresörler.
Aman Allahım!
aman; ne kadar uzunca zaman?
Bu ne bitmek, tükenmek bilmez saniyeler?
Görmedi böylesini asırlardır,
bir daha da görmesin gelecekte nesiller.
Yükseldi semaya tekbirler; Allahü ekber,
Allahü ekber, Allahü ekber; derken sustu o naçiz diller.
Anlamadı ne oldu! neydi bu?
İlk an da şaşkın beşer!
Sanki yapıyordu Hüda; haşa Kıyameti tatbikatı mahşer.
Bir an nefesler tutuldu, yürekler sustu!
Gerçek olamaz bu!
Ya Rabb sanki kabustu.
Anlaşıldı az sonra!
Deprem denen facia.
Hikmeti İlahidir! binlerce ölüm kustu.
Bir Ağustos gecesinde tüm yürekler buz kesti.
Yanar oğul anasına, diğer ana kızına, ötekisi oğluna.
Toplaşmışlar bir köşeye hepsi babasına, dedesi ninesine.
Gücü tükenmiş artık vurmaktan sinesine.
Kardeş, kardeşi arar dost, akraba hep sorar?
Yakar bu ateş, daha bilmem! kaç sene yakar.
Sönen nice ocaklar tütmeyecek bacalar,
ağıt üstüne ağıt her köşede analar.
Cehennemi bir manzara yığın üstüne yığın,
bir kaç saniye önce yuva olan binalar.
Bağırdı bir ses tanıdık! abi sizde?
Dedim koçum ya sizde?
Sizi bizi yok bunun,
öyle bir ateşki; her yanda hepimizde.
Deli gibi koşarken sarıldı boynuma oğlum! Baba……..Annem
Annem nerde? iyi oğlum iyi şükürler olsun yaradana.
Ya ablan, ablan! ya; Melek? Melek torunum! hem de üç aylık bebek.
İndik baba aşağıdalar; kızım...nasılsınız?
Baba ne oldu bize böyle ya?
Şükürler olsun kızım...şükürler olsun emrine!
Yavaş yavaş kalkarken o cehennemi zifir ve toz bulutu,
birer, birer tükendi çığlıkların umudu.
Söylemek, ağlamak ne mümkün almadı’ki dimağ’lar!
Görüpte bu manzarayı,
değil Alemi beşer!
gökte Melekler ağlar, gökte melekler ağlar.

Şaka gibi geliyor!
Sanki daha dün gibi! geçmiş tam on bir sene.
Ders kıkardık mı dersek? vay bu başa vay ki vay.
Çalan belki değişti!
Talan mı? aynı talan.
Edep, haya hak getire ne ala ne memleket!
Dilim varmıyor söylemeye.
Ama buna takdiri İlahi’de diyemiyorum!
Çünkü kötüyü takdir etmez’ki Hüda!
İyidir demiş Atalar; iyidir bin nasihattan bir nusubet!
Lakin; bu manzaraya bakıpta; diyesim geliyor yalan!
Kader değil di; belki size depremde ölmek!
Bilinçsiz yapılaşma çoğu çirkin bir örnek,
Belki takdiri İlahi yaptığı binada ölmek
Görüldü’ki çalanlar’da doymadı!
Mezar oldu çoğuna hem çoluk çocuğuna.
Cehaletin kurbanları ne söylense az gelir!
Sözüm yoktur cümlenize varsa hakkım helaldir.
İçtiniz Şehadet şerbetini siz; bize kalan vebal’dir.
Ne mutlu ki; İmanını kurtaran şühedalar sizlere!
Şefaat edin o günde unutmadan bizlere.
Sadece bizler değil; ağladı bütün…. Cihanı devran sizlere…

ozan:şerefim:Şerafettin YILDIZ

Şerafettin Yıldız
Kayıt Tarihi : 29.10.2006 02:21:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


17 / 08 / 1999...Marmara Depremini....Kocaeli / Derince'de Yaşayan bir kardeşiniz olarak o anın sadece ilk bir kaç dakikasını sizlerle. Paylaşmak istedim..Allahütala bir daha değil milletimize hiç bir millete Böyle acılar yaşatmasın...Binlerce defa..Amin...Diyorum..

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Âşık Çağlari Muammer Çalar
    Âşık Çağlari Muammer Çalar

    Harikasınız
    Çok güzeldi yüreğinize sağlık
    Saygılar kaleminize

    Yeni yılınız kutlu olsun, nice nice mutlu yıllara...'

    Karamanlı Âşık Çağlari

    Cevap Yaz
  • Şule Ersöz Kaynak
    Şule Ersöz Kaynak

    Sanki mahşer gecesi ve Saat’in sıfır üç sıfır ikisi
    Sallandı beşik gibi tüm Marmara bölgesi
    Çaktı tarifi na mümkün bir afat’ı şimşek
    Kapladı uğultusu ve şavk’ı Alem’i
    Patladı Gök ve yarıldı yerler

    Bizi ancak bizim gibi yaşayanlar bilir anlar o gece kazındı her bir yerimize unutulmaz unuturmayacagız yazan eliniz yazdıran gönlünüze sağlık sevgilerrr

    Cevap Yaz
  • Osman Karahasanoğlu
    Osman Karahasanoğlu

    kutlarım arkadaşım şerafettin bey bu kadar güzel dökmüşsün ki anlatamam.
    Allah bir daha göstermesin böyle acı bir günü bütün insanlığa
    bu böyle ise kıyamet nasıldır..
    aman Yarabbi..
    kabirdeki ölüler dahi kıyametin şiddetinden ..İşte beklenen kıyamet,Bu gün şimdi kıyamet koptu diyeceklermiş.
    Şiddetini kabirlerinde imanın dercsine göre hissedeceklermiş.
    şehitlerimize Her şeyi bilen ve ilmiyle kuşatan.
    Günahlarımızı Gaffar ismiyle affeden,
    Ayıplarımızı Settar ismiyle setreden
    Mevlamız dan rahmetler diliyorum.
    Canlarını kaybeden bütün ümmeti Muhammede de sabırlar vermesini niyaz ediyorum
    saygılar sunarım

    osman karahasanoğlu

    Cevap Yaz
  • Salim Kanat
    Salim Kanat

    aynı konudaki şiirimi şiirinizi kutlamak amacıyla şiirinize arkadaş etmek istiyorum sevgili şair dostum izninizle:

    Deprem

    ______________________Gölcük'te şehid olan İbrahim İnan'ın anısına
    Gök titredi su titredi yer titredi
    yıkıldı evim
    acıyı tattım kalakaldım

    uzatabilince başımı yıkıntılar arasından
    kızıl gözlerini gördüm göğün
    ısındı gök kaynadı su tutuştu yer
    çırılçıplak ateşi tanıdım

    kara yüzüydü karşımdaki hayatın
    su su olmaktan çıkmıştı ekmek ekmek olmaktan
    yağmurun kırbaca dönüştüğünü anladım

    annemi hatırlıyor bağırıyorum
    anneme sesimi duyuramıyorum
    onu hatırlayışım suyu unutturuyor bana
    ve yeri ve ateşi ve yağmuru unutturuyor

    bedenimdeki eziklerin sızlaması
    dahası kanımın çağlayışı
    damarlarımdan başka yollarda
    ve acının ruhumu kavrayışı
    hayat sırıtıyor karşımda şimdi
    kalın bir çizgi gibi
    hoyratça

    titreyiş yeniden
    titreyiş derinden
    ve ses
    titreyişin sesi kendinden iri
    inleyiş mi sevinç mi belli değil sebebi
    sanki içinde maverâdan bir mesaj gizli
    bu mesajı gök anladı
    su ve yer anladı
    insan ise ya geç kaldı
    ya erken davrandı

    binalar yıkıntı
    buruşmuş şehrin manzarası
    insan eşittir hayret
    gözler faltaşı sanki
    mutlu günlerin bencil insanı yok şimdi
    insan şimdi çok pişman
    insan artık diğergam

    bir geminin alabora oluşu aniden
    ya da bir halının hayatın altından çekilişi
    ve o ses işlemiştir kulaklardan kalplere
    ve kalplerden ruhlara
    kalp uyanmış ruh uyanmış insan uyanmış
    zaman yeniden uzamış
    mesaj hatırlanmıştır artık

    neydi bu
    bir işkence miydi
    ayrılıkların efendisi miydi titreyiş
    gidenler neredeydi
    hasret bitecek miydi
    anne baba kız kızan
    hepsi şehit mi idi
    kötü bir rüya mıydı yoksa
    ardından korku dolu çığlıklarla uyanılan

    bu ev ki hikayesi başka satırların konusu
    belki babası yapmıştı alın teriyle
    dedesinden mirastı belki de
    gerçek şu ki
    o güne dek anne kucağı gibi
    emin bir yerdi
    beşik değildi sallanan uyandığında
    evi beşik olmuştu çocuğa

    ağladı çocuk uyandığında
    anladı birden her şeyi
    adadı kendini Allah'a

    Salim Kanat

    Cevap Yaz
  • Recep Uslu
    Recep Uslu

    Sayın Şerafettin Yıldız, iyiki yazıp tarihe bir belge bırakmışsın.Bu depremi bizim gibi yaşayanlar iyi bilir.Yüreğine sağlık.
    Selam ve sevgilerimle
    Recep Uslu

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (6)

Şerafettin Yıldız