Ve cehennem girişinden önce; kuru ova
Ve iki dağ;
Dağın birinde, koşan bir biçim,
Ve başka bir tane
Bayırın dönemecinde; sert çelikten
Yavaş bir vidanın yivleri misali yol,
Aradaki mesafe neredeyse belli belirsiz,
Öyle ki dön dolaş gel, sanki yukarı çıkılmamış gibi,
Ve o koşan biçim, çıplak, Blake,
Bağırmaktadır, kolları fırıl fırıl, o hızlı uzuvları,
Uluyor kötülüğe karşı,
Dönüp duruyor gözleri,
Alev almış araba tekerlekleri gibi fırıl fırıl,
Ve çelik dağda saklanmak için,
Kaçmaktayken kötülükten
Kötülüğe bakmak için başı arkaya doğru çevrilmiş,
Ve tekrar Kuzey tarafında görüldüğünde,
Gözleri alev alevdi cehennem girişine doğru,
Boynu ilerde,
Ve O'nun gibi, Peire Cardinal gibi.
Ve Batı’daki dağda, İl Fiorentino,
Görmektedir cehennemi aynasında,
Ve lo Sordels
Kalkanında bakmaktadır ona;
Ve Augustine, gözünü dikmiş görünmez olana.
Ve onların ötesinde, suçlular
Yatmaktalar mavi asit göllerde,
İki tepe arasındaki yol, yavaşça
Yukarı çıkar,
Alevler şekiller oluşturur vernikte, crimen est actio,
Doğranmış buzdan ve testere tozundan cehennem avlusu,
Ve cehennem kenelerinden kendimi kurtarmak için
Yıkadım kendimi asitle,
Pullar, düşen bit yumurtaları.
Palux Laerna, bedenlerden göl, aqua morta,
Akışkan kollardan ve bacaklardan,
Ve katışmışlar bir sandıkta istiflenmiş balıklar gibi,
Ve burada bir mermer kırıntısını kavramış bir kol havada,
Ve akmakta embriyolar,
Su altında bırakarak, içeriye doğru yeni akış,
Burada bir kol havada, yılanbalıklarıyla çevrelenmiş alabalık;
Ve kıyıdan, o kaskatı otlar
Kuru kesik patika, nice ünlüleri ve ünsüzleri görmüş,
Bir anlığına;
Suda batıp gitmişler,
Geçip gitmiş o yüz, o nesil.
Sonra aydınlık hava, fidanların altında,
Eter altında mavi şeritli göl,
Bir vaha, taşlar, dingin tarla,
Çayırlar suskun,
Ve boyları geçmiş ağacın dalını,
Gri taştan destekler,
Ve gri taştan merdiven,
Geçit pürüzsüz granit bir dörtgen:
Aşağı inmekte,
Ve geçitten aşağı iniyorum dünyaya,
Patet terra,
Giriyorum dingin havada,
O yeni gök,
Bir gün batımı sonrasında gibi ışık,
Ve çeşmeleri başında, kahramanlar,
Sigismundo, ve Malatesta Novello,
Ve kendi kurdukları şehirlerin tepelerini seyretmekte.
Uzaktaki ovada ve kaynak göllerinde
O sudan yükselir su perileri
Yayarak çelenklerini,
Dallarla örerler sularının sazlıklarını,
Usul usul,
Ve şimdi bir adam doğruldu pınarından
Ve çıkıp gitti ovadan.
...
...
Ezra Pound (1885-1972, ABD)
Çeviren: İsmail Haydar Aksoy
Kayıt Tarihi : 12.2.2010 13:03:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
from Canto XVI by Ezra Pound And before hell mouth; dry plain and two mountains; On the one mountain, a running form, and another In the turn of the hill; in hard steel The road like a slow screw's thread, The angle almost imperceptible, so that the circuit seemed hardly to rise; And the running form, naked, Blake, Shouting, whirling his arms, the swift limbs, Howling against the evil, his eyes rolling, Whirling like flaming cart-wheels, and his head held backward to gaze on the evil As he ran from it, to be hid by the steel mountain, And when he showed again from the north side; his eyes blazing toward hell mouth, His neck forward, and like him Peire Cardinal. And in the west mountain, Il Fiorentino, Seeing hell in his mirror, and lo Sordels Looking on it in his shield; And Augustine, gazing toward the invisible. And past them, the criminal lying in blue lakes of acid, The road between the two hills, upward slowly, The flames patterned in lacquer, crimen est actio, The limbo of chopped ice and saw-dust, And I bathed myself with the acid to free myself of the hell ticks, Scales, fallen louse eggs. Palux Laerna, the lake of bodies, aqua morta, of limbs fluid, and mingled, like fish heaped in a bin, and here an arm upward, clutching a fragment of marble, And the embryos, in flux, new inflow, submerging, Here an arm upward, trout, submerged by the eels; and from the bank, the stiff herbage the dry nobbled path, saw many known, and unknown, for an instant; submerging, The face gone, generation. Then light air, under saplings, the blue banded lake under ę ther, an oasis, the stones, the calm field, the grass quiet, and passing the tree of the bough The grey stone posts, and the stair of gray stone, the passage clean-squared in granite: descending, and I through this, and into the earth, patet terra, entered the quiet air the new sky, the light as after a sun-set, and by their fountains, the heroes, Sigismundo, and Malatesta Novello, and founders, gazing at the mounts of their cities. The plain, distance, and in fount-pools the nymphs of that water rising, spreading their garlands, weaving their water reeds with the boughs, In the quiet, and now one man rose from his fountain and went off into the plain. ... ...
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!