1/:
Adı Sadullah’tı,
Ya da Abdullah...
Ama düşleriyle sevişen bir adamdı o,
Bu sebeple tuzlu tuzlu ölüm terledi,
Yattığı son uykunun kapanmayan gözlerinden...
***
Düşleriyle ölümüne sevişen adam,
Bir tespih isterdi hep oltu taşından,
Ama kadere bakın ki,
Kısmet bu güneymiş.
Tam otuz üç tane taş düştü avuçlarına,
Bir Erzurum türküsü çığıraraktan.
Uzaktan Taşın üç katı sözcük döküldü diline.
Ve göğün en üst katına açılmış kanatlarından,
Nirvana ıslıkları döküldü.
Söküldü ecelkuşlarının bilcümle çivileri.
“Nerde imame, hani imame? ”
Burun delikleri kabardı korku ve hırs ile,
Kabzası gümüşlü bir aşk ile dilindi dili,
Ve kendi hançeriyle yardı kalbini.
***
İnadına utançsız bir coğrafyadaydı,
Ve de inatçı bir kervansarayda tutsak...
Oyuluyordu sevişgenin yaşadıkları katman katman
Can alan bir duvarcı ustalığıyla örüyordu,
Tersine tersine Giza’da piramitleri.
Düşleriyle ölümüne sevişen adam...
Yıllarca yoruldu, susadı asırlarca...
Ve ömrünün şerefine ağladı bir kadeh,
Bir kadeh daha şerbetiecelden...
Birkaç yıldız kaydı gözlerindeki kan kalesinde.
Başını kaldırdı usulca yılların harmanından,
“Elveda” dedi son günündeki son ay’a...
“Merhaba ehli kubur! ”
“Merhaba ey ehli dünya! ”
Kayıt Tarihi : 4.4.2006 14:24:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Ahmet Yozgat](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/04/04/16-dusleriyle-sevisen-adam-a-dair-4.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!