Sabır ve Kanaat!
Musibet ile ilk yüz yüze gelindiğinde;
takınılan tavır, gösterilen metanet, olaya müspet bakış,
makul karşılayış, itidalli davranışın adıdır.
Sonrası ise sabır değil,
isteyerek veya istemeyerekte olsa,
hale katlanış ve mecburi bir kabulleniştir.
Allah sabretmek zorunda kalacağımız bela ve musibet vermesin.
Verdiğinde ve verdiklerine de SABRI ve KAAT ihsan buyursun.
“Vallâhu yuhibbüssâbirîn”. (3/146 Al’imran)
İnnellahe meessabirin.” (2/153 Bakara)
“Allah sabredenleri sever.” 3/146
“Allah sabredenler ile beraberdir.” 2/153
Bizi Allah'a sevdiren ve
Allah’ı bizimle beraber kılan sabra ve
SABREDİP, her şeyi TEVEKKÜL ile karşılayan,
gelse celalinden cefa, yahut cemalinden vefa,
İkisi de cana safa, kahrın da hoş, lutfun da hoş.
NARINDA HOŞ NURUNDA HOŞ diyen,
Yunus'a ve Yunus gönüllülere selam olsun.
Sabır,
insanın kendisine rağmen,
zarar ve kötülükleri red veya terk adına takındığı karşı tavır.
İyi faydalı ve güzel olmasına rağmen,
zorluklarından dolayı duymuş olduğu isteksizliğe iradi baş kaldırış.
Canını yakan, rahatını bozan olaylar karşısında,
bu da geçer be yahu diyerek sıkıntıyı azaltan akıllı davranıştır.
Kayıt Tarihi : 20.4.2011 12:10:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
1) Taat te sabır( emr-i ilahiyi tatbik de ber-devam olmak)
2) Musibete karşı sabır( Belalara, hastalıklara, arzi ve semavi afatlara karşı sabretmek)
3) Masiyete karşı sabır (Gayr-i meşru olan her türlü hazza karşı müstağni kalma keyfiyeti)
Bu üç sabrı omuzuna alı;'Ya Sabur!' diyene, O Sabur-u hakiki sabr-ı cemil'i lütfedecektir.
Güzel bir tema işlemişsiniz kardeşim.
Tebrikler, Maşaallah ve barekallah.
TÜM YORUMLAR (2)