15 Temmuz Destanı

Cahide Merziye Karaca
31

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

15 Temmuz Destanı

15 TEMMUZ DESTANI

Hak batıl savaşında
Dünya küçük gelir zalimlere
Hedefler büyük…
Bitmez hiç hırslar
İktidar arzusu
Saraylar yapar cesetlerden
Ölüm ya da esaret kokan
Dağlar gibi saraylar…
Haklarıdır ezmek
İtaati reddedeni
Kara kitaplarda
Açıklanır bu düstur
Avuçlarda zulmettikleri
Mazlumların gözyaşları.
İçilir kadeh kadeh
Ümmetin kanı
Sussun ve itaat etsin beklenir
Bitkin kölelerden….
Kutlu savaş sonrası
Beki bir yudum su
Belki bir lokma kuru ekmek
Verilir itaat onuruna
Zaferleri kutlanırken…
Emperyalist sofralarda…

Susmalıydı ülkem…
Her şeyi görse göre susmalıydı,
Bedeli ağır konuşmanın
Açlık, İşkence, tecavüz
Kan, gözyaşı, feryat
Sarmışken ümmeti
Siyonizmin necis çizmesi
Mabetlerin bağrında iken
Zalimle kol kola girip
Susulmalıydı…
Emir büyük yerden gelmişti
Diyalog şarkıları söylenmeliydi
Hep bir ağızdan
Satılmış bir din bezirganı
Ta ötelerden
Kurgulanmıştı en tepeden
Köleler ordusu kuruyordu,
Tam kırk yıldır
Devşirdiği
Milletin evlatlarından…
Beyne taktığı her cipe karşı
Cennet anahtarı veriyordu
En afillisinden…
Güller saçarak etrafa
İğrenç kokusunu gizliyordu
Ve ağına düşen masumları
Bir canavara dönüştürüp
Tüketmek için sessiz ve derinden milleti
Altın vuruş için
Bir haber bekliyordu…

Beklenen olmadı
Bir baba yiğit çıktı
Milletin bağrından
Baş eğmedi
Korkmadı
Allahtan başkasından…
Mazluma ses oldu
Zalime tokat sözleri
Yürüdü
Ve millet yürüdü
Hiç korkmadan arkasından…
İşte tam da buydu
Zalimin yüreğini hoplatan
Bir uyanış ki
Yılların uyuyan deviydi bu
Üç kıtaya hükmetmiş milletin
Son umuduydu bu

İslam’ın son kalesi tam da düşecekken
Dirilişe imkan, ihtimal yok…
Oyun bozulamazdı
Başta koca yürekli babayiğit

Başı ezilmeli
Uyutup tekrar koca devi
Altın kafeste
Tutsak edilmeliydi…

Ve başladı operasyon…
15 Temmuz gecesi
Bir başkaydı o gece
Bir başkaydı yakıcı sıcak
Unutmak ne mümkün yaşananları
Ve asla unutulmayacak…

Sessizce açıldı
Sinsi planlar kutusu
Maskelerini attı
Aldanmışlar sürüsü
Masum görünüşlü
Hain, korkak kuklalar…
İhanete ant içmiş
Kana susamış
İki ayaklı canavarlar
Sokaklarda….
Köprülerde
O gece görev başında
Her yerdeydiler…

İpleri gerilmişti hain kuklaların
Oyun sahnedeydi
Zamanı gelmişti artık
Ezberletilen o tılsımlı sözleri
Kusma vaktiydi hoyratça.
İğrençlikleri cesaret veriyordu
Kuklaların korkak bedenlerine…
Ne de olsa ,
Arkalarında sözde süper güçler
Başlarında
Kainat imamları
Ellerinde
Ölüm kusan
Soğuk siyah demirleri vardı,
Milletten çaldıkları…
Kanatlı kuşları vardı bomba yağdıran
Gökyüzünde…
İstedikleri her yere
Ateş salan ejderhaları…
Önüne geleni ezen, parçalayan
Acımasız paletli devleri vardı…

Görmedi daha önce gözler
Benzeri yok ki tarihte
O gece
Nefret ölüm kustu
Akıl sustu
Vicdan sustu
Ve şeytan sustu
Tarihe not tuttu mekanlar kanla
Kalleş kardeş
Kuklalığı reddeden kardeşini
Gözüne bakıp da
Kalbinden vurdu…

Güç bizde diyorlardı hainler
Zafer naraları atarak
Bu iş bitti...
Yüreği tutmuşsa düşman elleri
Merhametten eser yoktur…
Şeytana satılmış bir beyinde
Allah korkusu yoktur.

“Vur!.. Yok et!..
Ez geç, durma! …
Öldür özgürlüğü!...”
“Bizden olmayan nefes almasın”
Acıma, zincire vur
Demokrasiyi…devleti

Ve teslim et düşmanlara
Bu aziz milleti…

Efendiler beklemez ki
Beklenmişti kırk yıl zaten kuytuda…
Emirler yerine gelecek…
Hain bir darbe ile
Yurdun anahtarı
Şeytana teslim edilecekti.

Kuklaların
Beyinlerinde
Yıllar boyu enjekte edilmiş cerahatler…
Sırtlarında insafsızca yüklenilmiş
Minnet kamburları vardı.
Bir vampir gibi kan bekliyordu efendi…
Sıvazlanırken sırtları
Kutsal görev için kuklaların,
Onlar bitkisel hayatta
İman tazeleyip okyanus ötesine
Sessizce
Ayetler mırıldanıyordu…

Bilmiyorlardı kuklalar
Hesap yapanlar gizli mahzenlerde…
Bilemezdi,
Hoca kılıklı bin bir surat…
Korkudan uzak
Şehadete aşık
İman dolu göğsünü
Kurşuna siper edenler…
Dimdik duran ölüme
Aslan yürekliler çıkacaktı sokaklara….
Planların üstünde bir plan vardı…
Allah’ın da elbet
Son kalesi için İslam’ın
Bir hesabı vardı…

Ya bugün ya hiç dediler
Genç, yaşlı,
Kadın, erkek, çocuk
Kalplerinde iman
Ellerinde bayrak
Kahramanlar bir olup
İblise satılmış ruha
Baş kaldırdılar
İtaat etmediler.
Susmadılar…
Korkmadılar…
Saklanıp sinmediler
Köleliğe karşı çıkıp
Ateş yağmuruna
Siper oldu bedenleri
Başkanlarının emriyle.
Can verdiler
Şehit oldular ama
Hiçbir yeri hainlere
Teslim etmediler…
Bir bir düşerlerken yere
Yağmur gibi kurşunlardan
Yerlerini devraldı başkaları
Saflar boş kalamazdı.
Parçalanırken bombalardan
Başlar, kollar, ayaklar
Bedenlerinden üstünden
Geçerken demir paletler
Yükseliyor semaya hep birlikte
Salavatlar ,tekbirler
251 aslanın tertemiz kanları
Vatan toprağına düştü
Atalarının kanı gibi
Ay yıldızla buluştu.
Yürekleri yangın yeri anaların
Dinmeyecek acıları
Af etmeyecek hiçbir zaman bu millet
Masum maskeli hainleri
Şehitlik başa taç
Herkese nasip olmaz bir muştu…
2194 koca yürekli gazi
Ölüme teğet geçti o gece
Gülümsedi ve imrendi şehit kardeşlerine
Sabah ışıkları aydınlatırken karanlığı
Artık zafer çok yakındı…

Şehitler ölmez…
Zalimler kahrolsa da
Kenetlenince inanmış milyonlar
Yürek yüreğe.
Top, tüfek, bomba
Hiçbir şey kar etmez
Gördü bunu tüm dünya
Şaşkınlıkla.
Dev uyandı
Tekrar tutsaklık zor
Kiraya verilmedikçe akıllar
Allahtan başkasına kulluk
Etmedikçe bedenler
Küfre asla geçit yok…
Planlar bitmese de zalimlerde
Kıyamda nöbette ise ümmet
İnanan için zafer yakın
Ve her zaman zafer inananlarındır…
Cahide Merziye KARACA

Cahide Merziye Karaca
Kayıt Tarihi : 15.7.2021 16:05:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Cahide Merziye Karaca