(sevgiyle bağlı değilsen, nefretle düğümlenmişsindir…)
Sahipsiz; binlerce sokak hayvanı...
Sahipsiz binlerce çocuk.
/ ç o c u k l a r /
Vitrinde ise başka çocuklar.
Oynadığı önünde, oynamadığı ardında oyuncakları ile marka kılık-kıyafetler içinde, karnı tok-sırtı pek, lavanta kokulu sıcacık yataklarda uyuyan küçük İbo’lar, küçük Ahmet’ler vardır...
Sahipsiz binlerce sokak hayvanı.
Sahipsiz binlerce çocuk...
/ ç o c u k l a r /
Tiner koklayan, köprü altlarında – parklarda yaşayan, tecavüze uğrayan, uyumaya sığındıkları üstgeçitlerden caddeye düşerek ölen çocuklar; bizim çocuklarımız...
Soğuk kış gecelerinde (bir bankanın paramatik kabininde) kendi gibi sahipsiz, sokak hayvanlarına sarılıp yatan ve bulabildiği bir kuru lokmayı onunla paylaşan...
Sahipsiz, zavallı hayvanları yasal mermileriyle öldüren, sahipsiz çocukları istismar eden zihniyeti yargılarsınız.
{ İster istemez aklınıza takılır }
“ Evlerinde, çocuklarına nasıl davranıyor bu insanlar? ..” diye sorarsınız...
Gürkal Gençay
23.Nisan.1997
Deniz Köşkleri / İstanbul
(* “Yarınları Tüketmek Dünden” isimli kitaptan / Örtülü Yayınları-1999)
******************************************************************************
http://www.ozgurkocaeli.com.tr/article.php? id=10266&archive_list=1&t=Yar%C4%B1nlar%C4%B1_t%C3%BCketmek...
http://taflandergisi.blogspot.com/2008_06_01_archive.html
(Sayfa: 71)
Gürkal GençayKayıt Tarihi : 28.12.2006 13:53:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
* BEN ÇİNGENEYİM! Yoksulluğun, yoksunluğun yok sayılanların adı Çingeneler; Ötekileriniz… Varlar, binlerce, on binlerce hemen yanımızda, yanı başımızda arka sokağımızda komşumuz. Çiçekçimiz. Boyacımız, çöp toplayıcımız. İnce uzun bedenleri, kocaman gözleri esmer, sarışın olan insanlarımız insanlar çingeneler… Müzisyenlerimiz, çalgıcılarımız, şarkıcılarımız, eğlencelerimiz, bizim Çingenlerimiz. Kimi zaman çocuklarımızı varlıkları ile korkuttuğumuz, cenaze namazını kılmadığımız, okullara sokmak istemediğimiz, aynı kaptan yemek yemediğimiz, aynı mekânda oturmadığımız Çingenler… Onlara özendiğimiz, onlar gibi olmak istediğimiz halde onlardan kaçtığımız çingeneler… Dünyanın en barışçıl halkı Çingenler; Vatanları bütün dünyadır. Sınırları evrendir. Toprak sınırları hiç olmamış, mal, Mülk, tapu dertleri edinmeyi hiç düşünmemişler doğa ve dünyanın bütün insanlığa yeteceğini yaşam biçimi edinmişler, göçmüşler bir diyardan diğer diyarlara... Dünya bizimdir diyerek. Vardıkları her diyara uyum sağlamışlar. Din milliyet umurlarında olmamış… Kimi zaman Hıristiyan, Musevi yâda Müslüman olmuşlar… İnanmışlarımı? Bilinmez... Ama hiçbir toplumu rahatsız etmemişler, bu durmaları ile barışçıl yaşamışlar. Bu dünyada hiç savaşmamışlar... Yazılı tarihleri olmamış, dillerini, geleneklerini hiç unutmamışlar. Savaşın bir tarafı olmamışlar. Mağdur olduklarında bile kendilerine hâkim olmuşlar Egemen olan, kültürler asimile edememiş onları. Barış ve hoş görü olmuş adları. Yer yüzünün bütün egemenleri saldırmış onlara, Peygamberleri astıkları öngörülmüş,dışlamak adına lanetli ilan edilmişler.. ten renklerinden dolayı ünlü Faşist Hitler, tarafından fırınlarda yakılmışlar. Yakılmaları görülmemiş kimsecikler tarafından yok sayılmışlar. Aydınlanma dönemleri ve devrimler tarihide yok saymış onları. Halklar, haklar ve özgürlükler sıralamasında hiç görülmemişler. Yok sayılmışlar. Kimi zaman etkilenmişiz onların güzelliklerinden ‘Çingenler bahardır’ demiş edebiyatçılarımız’ kimi zaman fark etmeden ürkmüşüz ‘ Zavallı bir çingenenin kıllı, siyah bir örümceğe benzeyen eli ile’ çekilecek ipim demiş Ünlü şairimi ne kadar doğru yâda yanlış söylenmiş, niyeti bilinemez ama bir gerçek var. Çingenler, bizim dokumuz, bizim kokumuz artık. Çünkü onlar bu Topraklarda bizlerden önce yaşamaya başlamışlar. Ülkemizde ve tüm dünyada en fazla baskıya, ayrımcılığa, dışlanmaya, fiziksel ve psikolojik şiddete uğrayan halkların başında Çingeneler geliyor. Yaşadıkları birçok ülkede ve bizim ülkemizde de Çingeneler işsiz. Çingeneler sosyal güvenlik hakkından yoksun. Çingeneler barınma hakkından yoksun. Çingeneler eğitim hakkından yoksun. Çingeneler birinci sınıf (öz) yurttaş gibi sokaklarda dolaşma hakkından yoksun. Ezilen diğer halk ve toplulukların da ezdiği Çingeneler gördükleri baskı, dışlanma, itilmişlik duygusu ve yoksunlukları öylesine kanıksamışlar ki; tüm yoksunluklarını olağan gibi görmeye başlayanlar olduğu gibi, kendilerinin Çingene olduklarını inkâr edenler de var. Elbette onurunu ve kimliğini koruyarak; “BEN ÇİNGENEYİM” diyenler de var! .. Milliyetçiliğin, mikro milliyetçiliğin bir veba mikrobu gibi sardığı dünyamız ve ülkemizde yaşanan olayları ve ırkçılığı bir insan olarak içime sindiremiyorum. Kapitalizmin sömürüsünün ılımlı İslam ayağının temsilcisi siyasi iktidar ve kendisine milliyetçi diyen özünde kurulu düzenin, ırkçılığın tetikçisi hınç ve linç kültürünün temsilcilerini ve çingenelere yaptıkları linçi hazmedemiyorum. Ankara sokaklarında iş, aş diye bağıranlarla ortaklaşmayan mücadeleniz, mücadelemdir demeyen… kör, kör seyreden bu halkı anlamıyorum. Elinden, sağlık, eğitim, barınma, işi, aşı alındığı halde kedisine sahip çıkmayı akıl edemeyen bu halkı anlamıyorum. Kendisinin, ezilmişliğinin, yoksulluğunun hıncını çaresizlik yaşayan kendisinden daha güçsüz olan insanlardan, çingenelerden çıkaran hâkim kültürün ırkçılığı ile donanan linççiliği gelenek haline dönüştüren bu halkı hiç anlamıyorum… Manisa da Egemen ve hâkim olan ırkçı kültürle beraber, ezilenlerinde ezip ötelediği Çingenlere yönelik yapılan hınç, linç kültürüne karşı durmak adına, insan olmak ve insan onurunu taşımak adına ben artık çingeneyim, Diyorum. Ben bir çingeneyim… Çetin Yılmaz
![Gürkal Gençay](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/12/28/14-yarinlari-tuketmek-dunden-ortusmeler-4.jpg)