14 MUSA Aleyhisselâm
KUR’ÂN-I KERÎMDE BİZE BİLDİRİLEN YİRMİ SEKİZ NEBİYYUL LÂH (Salevâtullâhü ve selâmü ecmâıyn)’IN ŞEREF ABİDESİ HAYAT SERÜVENLERİNİ ACİZÂNE MUHTASAR OLARAK ŞİİR İLE İFÂDE ET MEĞE ÇALIŞTIM İNŞAELLÂH HAYRA SEBEP OLUR Selâm ve dua ile
23/12/2018 Pazar 16 Rebiülâhir 1440 Ahad
“Kur’ân’da Musa’yı da an. Çünkü o ihlâs sahibi idi ve İsrail oğul ları’na gönderilmiş bir peygamber idi”(Meryem, 51 ayet)“Biz sana Musa ve Firavun’un mühim haberlerinden, iman edecek bir kavim için, gerçek olarak okuyacağız. Çünkü Firavun o yerde (Mısır’da) başkaldırmış ve ahalisini parçalara bölüp, kendisine bağlamıştı” ( Kasas, 3-4. ayetler)“Musa’nın annesine: ‘Çocuğu emzir, başına gel leceklerden korktuğun zaman onu suya (Nil’e) bırak. Korkma, üzül me. Biz şüphesiz onu sana döndüreceğiz ve peygamber yapacağız’ diye bildirmiştik.” (Kasas, 7. ayet).
Devri firavunda mü’min olanın
Canı çıkar idi erkek doğanın
Mısırlı Kıpti tahtta oturanın
İlâhlık davası ayan değil mi?
Bak; anaya ilham olan şekile
Çocuğu tabuta koyup da Nile
Atıver de gitsin firavun gile
Alsın dendiğini duyan değil mi?
Asiye firavun sandığı gördü
Çıkardı; Yaratan hislerle ördü
Çocuğa umulmaz bir değer verdi
Halıkı; saraya koyan değil mi?
Hiç kimseyi emzirtmedi Musa’ya
Kardeşi Meryem’i kattı saraya
Buna iyi bakacağı buraya
Getireyim demek haktan değil mi?
Getir dendi, anasını getirdi
Kardeşini anasına götürdü
Em diyerek kucağına yatırdı
Vuslatı, anaya Ruşen değil mi?
Düşmanıma beslettiğim nebi’sin
Bidayetten Halîkına tabisin
Vezirin Harun nebiye abisin
Bu durumda Musa sultan değil mi?
Yetiştin bir Kıpti gördün ki senin
Başına vuruyor kavmindekinin
Vurunca öldürdüğün o kıptinin
Yüzünden medyene seyran değil mi?
Medyene giderken sürü gördünüz
Sürü güden kadınlara vardınız
Hemşireler neden geride durdunuz?
Erkeğe hürmetten, hayran değil mi?
Sürüyü sulayıp verdi onlara
Yiğitliği Tesir etti canlara
Peygamber Şuayb’ın kız’ olanlara
Babadan şefâat ihsan değil mi?
Dediler ki baba bir zatı âli
Sürüyü suladı mücahid beli
Bizim üstümüzde olmalı eli
Demeleri ruha şayan değil mi?
Davet etti Şuayb Çoban tutmağa
Musâ; Evet dedi koyun gütmeğe
Kızı SAHURA’yla damat etmeğe
Nebiden Nebiye ihsan değil mi?
Mûsâ; uzun müddet kaldı medyen’de
Şuayb Peygamberin damadı hem de
Anayı ziyâret etmek içinde
Şuaybın izinde şebnem değil mi?
Annesini ziyaret çün Mısıra
Âilesi ile düşmüştü yola
Fırtınadan yolu şaşırmış ola
Görünen şu ateş ihvan değil mi?
Dedi gideyim bir bakayım hele
Belki bizi iletir doğru yola
Isınmak çün ateş isterim kula
Deyince yönelten ikrâm değil mi?
Ateşe varınca ğaibi bir ses
“Ben senin Rabbi’nim” ey Nebî heves
“Ayakkabın çıkar bura mukaddes
Vadi “TUVA” diyen Rahman değil mi?
Dedi: “Yâ Mûsâ elindeki nedir”
Musa dedi: O benim değneğimdir
Allâh “Onu bırakman dileğimdir”
Bu emri ilâhi ihsan değil mi?
Bırakınca oldu koşan bir yılan
Musa tabii korkudan bunalan
“Tut onu da, korkma o, senin sopan”
İkramı eyleyen şadan değil mi?
“Elini koynuna sokasın Mûsâ
Lekesiz kusursuz, etme ha tasa
Bembeyaz çıkacak mucize” ise
Şimdi Firavuna giden değil mi?
Musa dedi: “Rabbim göğsüm genişlet
İşimi kolay kıl dilimi düzelt
Beni ailemden vezirle bezet”
Harun’u veziri eden değil mi?
“Firavuna gidip deyin ki: size
Karşı Peygamberlik verildi bize
İsrailoğulları kendinize
Köle olup hizmet eden değil mi?
Azat et de işkenceyle öldürme”
Şam’a gönder” Kıptileri güldürme
“Biz Rabbinden mucizeyiz” saldırma
Firavun kâfire, ihsan değil mi?
Firâvun: ‘O hâlde Rabbiniz kimdir?
Mûsâ’ “Rabbim kâinâta hâkimdir
Mekândan münezzeh ruhta mukimdir”
Kul olan insana ayan değil mi?
Firavun: ‘Öyleyse geçmiş yıllarda
Ölenler aceba nasıl hâllarda
Geziyormu yaylalarda çöllerde?’
Diye söylediği isyân değil mi?
Mûsâ dedi: bırak sen şu kurumu
Rabb katında Ölenlerin durumu
İlmi (LEVH-İ MAHFUZDA’) dır duydumu?
Bu “Belhum Adall” lar hayvan değil mi?
Firavun: Ey Mûsâ sihrinle bizi
Koğup alacakmısın ülkemizi?
Sana gösterelim sihirimizi
Deyip istenilen meydan değil mi?
Mûsâ dedi: Sizin buluşmak günü
Bayramınızda ki kuşluk var hani
Orada buluşmak coşturur seni
Deyip sızlattığı vicdan değil mi?
Sihirbazlar: Musâ Kelimullaha
Asayı at da biz erek salâha
Yahut biz atalım şu açık vaha
Atın diyen Mûsâ sultan değil mi?
Yere attıkları ipler değnekler
Yılan gibi koşar hemi de metler
Asanın yuttu, göz önünde ibretler
Sihirbaz güruha ayan değil mi?
Sihirbazlar kapandılar secdeye
Musa’nın Rabbine inandık diye
Firavun dedi ki: ‘BU İMAN niye?
Bu; kendini nâra koyan değil mi?
“Andolsun Musa’ya dedik apaçık
Kullarımla geceleyin yola çık
Asayla Denizde kuru yol açıp
Hakkın git demesi ihsan değil mi?
Mûsâ inananlar vermeden mola
Yürüdü, firavun peşinden ola
Denizde Musa’nın açtığı yola
Giripte boğulan düşman değil mi?
İsrail oğullarını kurtardık
Tur’un sağ yanına diye aktardık
Kudret helvası, bıldırcın tatırdık
Sarımsak istemek isyan değil mi?
Musa kelimullah Tura gidince
Samir’i buzağıyı böğürtünce
İlâh bu diyerek ilân edince
Puta tapmaları isyan değil mi?
Veziri Harun’un sakallarını
Çekti yoldu saçının kıllarını
Harun Nebî dedi ki ellerini
Çek anamın oğlu hicran değil mi?
Samiri’ yi humma illeti ile
Taltif ederekten kovmuştu bile
Kavmi çekecektir ebedi çile
Bu ahvaller haktan divan değil mi?
Mehmet İslami
Kayıt Tarihi : 22.12.2018 19:51:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mehmet İslami](https://www.antoloji.com/i/siir/2018/12/22/14-musa-aleyhisselam.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!