Ne zaman gölgesine kalemin ucu değse,
Yükseklerden kafama iri taşlar düşüyor!
O hep konuşuyorken biri başını eğse,
Ne kadar cinler varsa tepeme üşüşüyor...
Taşlar atılmak için, köpekler serbest ise...
Lâkin şu soğuk rüzgâr ağızdan nasıl çıkar?
Ne gerek baş yarmaya, canlar hep derdest ise?
Bu lüzumsuz atışlar çok hatır gönül yıkar...
Hatır, gönül mü kaldı, çamlar yere devrilmiş...
Bir pay vermedik diye duymadık söz kalmadı!
Çekilen çileye bak, gözler bize çevrilmiş...
Ecdâdın tokadından kimse hiç ders almadı...
Nerden mi bildim bunu, kantarın topu kaçtı!
Dengeleri bozmanın bilmem ne âlemi var?
Sanki üzerimizden bir kara tren geçti,
Biri sızlanıyorsa, birinin kalemi var...
/Bir vatandaş treni kaçırırsa ne olur?
Başka bir tren gelir, götürür eni konu...
Bir millet bir treni kaçırırsa; zor solur!
Başka bir millet gelir, olur o kavmin sonu.../
Tarih, bunların türlü örnekleriyle dolu...
Özünden ayrılanlar boğuldular özlerde!
Yabana imrenenler kaybetti doğru yolu,
Dereler almaz oldu, yaşlar kaldı gözlerde...
İslâmı da unuttuk Musa ve Harun derken!
Mutfağımız şaşırdı suşi ve pizzalarla...
Kalmasın aramızda bir tek firavun derken;
Doldu kaldı sokaklar lât, menat, uzzalarla...
Bak mekân adlarına, tamamı haçlılardan...
Türkün neyi kaldı ki, ha bire zırlıyorlar?
Kafamız karıştı ya tüm dolambaçlılardan;
Bilmem ki bu ülkeyi kime hazırlıyorlar?
Biz bu cennet vatanı yolda bulmadık bilin!
Nice şehitler verdik, nice kanlar döktük biz...
Tuğlalar hep ağzında binlerce ebabilin;
Vatana göz dikenin canına göz diktik biz...
Hiç kusura bakmayın, asımın nesli yolda...
Hıyânet-i vatanı ininde yoklatacak!
Bu eşsiz gülistana girmek isteyen bol da;
Var mı bizde hiç o göz, herkese koklatacak?
Gözünü aç milletim para nolsa bulunur,
Dövizi yığdım diye sakın yan gelip yatma!
Millette huzur yoksa nasıl mutlu olunur?
Para her şeyi çözmez, sakın yabana atma...
Verseler de dünyayı bir çakılını satma...
Antalya-2012/05
TDK:
derdest: yakalama, tutma, ele geçirme
öz: dere, çay, ırmak...üvey olmayan, manevi varlık, benlik.
zırlamak: anırır gibi ses çıkarmak, yüksek sesle ağlamak
dolambaç: dönemeç, çıkmaz yollar...
Kayıt Tarihi : 28.5.2012 12:46:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bir yanı dağa çıkmış, taşlar emrine hazır... Diğer yanı kürsüde, iğneler çeşit çeşit! Kanayan benim yaram, bekle ki gelsin hızır! İğne, çuvaldız bana, bunun neresi eşit?

Kudretli kaleminizden her zamanki gibi yine güzel ve muhteşem bir manzume okudum.
Kaleminiz hareketli, ilhamınız bereketli olsun.
Yaz ki okuyalım üstadım!
100+heybem.
Selam ve saygıyla..
Her sözüne katılıyorum Şair'im katılmasına da...Ortada iki şey var...Ve onların günü.Sözünü dinletenler ve söz dinleyenler...
Bu cephenin karşısında kim ne yapar;nasıl yapar? Bilemiyorum.
Ama bu gidiş, gidiş değil!
Daha dün 8 PAK BEDEN'i yurt düşmanlarının malum isteklerine bedel olarak verdik...
Başka gündemlerle bu ulus uyutuluyor.Bu ulusun çocukları şehadet şerbetine doymuyor...
Ve her gün bir başka yıkıntı.
Nereye kadar ve niçin?!
Erdemle.
Kime : halilşakir
Tarih : 20.06.2012 15:23 (GMT +2:00)
Konu : Yn: GÖZÜNÜ AÇ MİLLETİM...............YENİ ŞİİR
Harika beyefendi, yüreğinize kaleminize sağlık, teşekkür ederim.
TÜM YORUMLAR (20)