(öyle vakt û zaman olur ki, -bazen- kendimin bile kendime kalabalık geldiğini hissederim./ melâmi dervişi gibi. / yalnızlık isterim, kapanıp da çilé-î merdan hanumana./ belki de, ikinci, üçüncü kişiler mutluluk için sadece sebeb./ belki de gözbağcılık yaratıyoruz kendimize./ bir illüzyon./ bilemiyorum./ ki, eğer öyle ise; bizler mutsuz olacağız./ ve mutsuzluğumuzun kaynağı da, aslında kendimize ait bir hayatımızın olmaması olacak! ..)
İliği emilmemiş, üzeri bol etli kemikler/ başı-kuyruğu, sırtı-derisi yenmemiş balıklar/ budundan ve göğsünden artakalanlar ile tavuklar/ ve hatta beğenilmeyerek olduğu gibi atılan parça etli enginar, kıymalı kereviz ve daha niceleri...
Uslansana, acım benim, dinlenip dursana artık.
Akşam gelse derdin hep; geldi bile Akşam; bak, işte:
Bütün kenti kapkara örtüsüyle sarar karanlık,
Kimine kaygı salmış, kimineyse mut getirmiş de.
Ölümlü kalabalık, dışardaki pis kalabalık
Devamını Oku
Akşam gelse derdin hep; geldi bile Akşam; bak, işte:
Bütün kenti kapkara örtüsüyle sarar karanlık,
Kimine kaygı salmış, kimineyse mut getirmiş de.
Ölümlü kalabalık, dışardaki pis kalabalık