22.03,
Terminal durağına geldiğim vakitti!
Serinlik kamçısı akşamın elinde
hafif bir karanlık, loş lambaların ışığı altında
peronlar kalabalık, motor sesi, insan sesi
arada bir geçen martılar ve onların üzerinde
tek tük yıldızlar ama en çokta serinlik. En çokta o.
On dört basamak çıktım sadece
duraktan gara doğru, çoğunluk ayakta!
Banklar dolu, iki boş yer gördüm
ikisinde de bir adam.
Biri sağımda diğeri solumda;
solum daha müsait, orada bir adam boynu bükük
başı yerde, sakince oturuyordu...
Vakit var, tam iki saat var kalkışa
ve oyalanmak gerek, vakti getirmek için;
belki anılara bakmalı, belki de etrafa.
Sonuçta iki saat üşümek var bir gömlek üzerimde.
Kesin adımlarla banka yaklaştım, sakin bir sesle;
- selamünaleyküm. dedim.
ve aleykümselam. Dedi, adam...
Ve oturdum gelişimin rahatsızlık vermemesi üzerine
sessizliğe gömüldü bank bir an, bir sigara yaktım!
Gözlerimi gara doğru çevirmiş araçların giriş çıkışlarına.
Hareketli saatler, kimi iniyor kimi çıkıyor yolculuğuna,
kimi sıkıntıya. Kimi tatil için ama en çokta işi içindi
insanların bu yol sevdası.
Nede olsa tatilin son günü evinde olmak istedi insanlar
geç kalma kaygısı taşımaksızın.
Bir anda yırtıldı gök, sessizlik yırtıldı kulaklarımda
- dayı, merkez uzak mı buraya?
Kaça gidilir? dedi. Tonu düşmüş sesiyle.
Bir rüyadan uyanmış gibi irkildim,
çarçabuk toparladım kendimi. Sözleri hala kulaklarımda
bakışımı çevirdim üzerine:
İki lira on kuruş, dedim. Gri yüzünde ifadesiz bir bakışla;
iki liram var, dedi. Bana bakarak. Pazartesi olunca giderim.
Biliyor musun dayı, İzmit'ten buraya yürüyerek geldim ben!
İşte böyle başladı bu yolculuğun ayak üstü peron hikayesi.
Ben kendi dünyamın içinde hayal hayal gezerken
kendimi bu adamın hikayesinde buldum bir anda!
Onunkini henüz okumamışken, yüzlerce sayfalık hikayemi
bıraktım aklımın bilinmez bir yerinde.
O hikayesinin kara sayfalarını açmaya başladığı vakit
saatler 10,15'i gösteriyordu. Bir kadın geçiyordu telaşla
zamanı ağır vitese takmış, ağır çekim bir hal aldı içim.
Kirpiklerime oturmuş bu dakikalar bu yabancıya kulak verdim.
Oysa merakım yoktu, yahut oralı olmak için bir gayret.
Nedensiz bir ilgiyle içi boş bir sayfa açtım.
Doldursun veya doldurmasın, zaten 1 saat 45 dakika vakti vardı
duyacağım her ne olsa.
Kanımsamadım içimde gelişen tuhaflığı,
canlı bir kitapta sayfaları gözlerin çevirmesini.
Bu isimsiz hikayede ben mürekkep gibi kağıda banarak
dikta ediyorum önemli yerleri,
kuruyan bir hayatı, mürekkeple sulayarak.
Kayseri'den çıktı yola acının öznesi
Kayseri'de bir iş sahibinin bu acı öyküsü.
- ben, dedi. Ben enjeksiyon işi yapan bir iş sahibiydim.
Bir gün bir iş kazası oldu, o gün bitti benim hayatım. Kan parası için her şeyimi kaybettim. İşimi, evimi, ailemi! Hiç bir şeyim kalmadı, ama vicdanım kazandı. Bu yüzden içim rahat. Açlığa, yokluğa rağmen.
- ben herkesle çabuk ısınırım dayı. Herkesle çabucak anlaşırım! Kimseye tenezzül etmem üç kuruş için, ekmeğimi taştan çıkarırım. Aç gezerim ama harama bakmam. Bakmadım hiç, onun için ben dayı İzmit'ten Gebze'ye yürüyerek geldim. Biri acımış olacak halime
Dilovası yokuşunda yanımda durdu! Gel kardeş bu sıcakta çekilmez bu kahır, ben seni götüreyim dedi. Sağ olsun, Allah işini gücünü rast getirsin, o beni attı buraya kadar. Üç gündür buradayım ben. Bu otogarda. İstanbul'a gideceğim çalışmak için.
Ben ne iş olsa yaparım, yeter ki yatacak bir yerim olsun.
- biliyor musun ben buraya nasıl geldim? Kayseri'den Ankara'ya geçtim, biraz param vardı. Orada bir iş buldum, üç ay çalıştım. Baktım adamlar iyi kumaş değil! Hesabımı kesin dedim! Üçyüz lira alacağım vardı, yüz lira verdi bana, alacağın bu dediler. Benim üçyüz lira emeğim var, dedim. Benim de dokuz çocuğum var, şimdi senin defterini düreriz deyince, bende benim Allah'ım var dedim. yüz lirayı da verdim, Allah'ından bulsunlar. Ankara da halime biri acıdı da yol paramı verdi İzmit'e kadar, öyle geldim ben.
O ara bir sigara yaktı, bir tane bana uzattı
Hayır, dedim. Ben paket sigara içmiyorum.
- bu dedi kaçak sigara. Paket değil!
Kırmadım ve yaktım efkarına ortak olmak için.
Birden çay çekti canım, kalk dedim. Çay içelim!
- olmaz, dedi pek isteksiz. Kalk, dedim. Benden, ben ısmarlıyorum.
Hava serin bir kamçı gibi tenimde geziyordu.
Eminim oda üşüyordu tıpkı benim gibi. Sıcak bir çay ona da iyi gelir.
Kalktık garın büfesine doğru.
Boş bir masaya oturuverdik. İki çay söyledim o hikayesine devam ederken.
Ben gözümü 13 no'lu perona dikmiş ilgimi oraya vermişken bir köpek geldi birden önüme. Tam önüme bana bakıyordu. Gel, dedim. Gel sevimli şey. Biraz yaklaştı, başını okşadım dahada yaklaştı.
Sonra patisini kaldırdı havaya, tokalaştık. Bıraktım ama onun bırakmaya niyeti yoktu. Pek mutlu halinden. Bir personel gelip onu uzaklaştırıncaya kadar. Artık hikayeden çok yolculukla ilgiliydim. Tele baktım saat 23'ü gösteriyordu ve şarzım tükenmek üzere.
Masadan kalktım hızlı şarza bir lira attım. 20 dakika şarz için.
Benim için yolculuk ağır basalı, yabancının hikayesine açtığım sayfa dolmuştu. Ondandır ilgim peron olunca masaya dönme gereği de yoktu.
Artık kendi hikayemin içindeyim yeniden. Kendi yolculuğumun derdin de.
Şarzla işim bitti perona yöneldim. 13 no'lu perona.
Hayallerimin çıkış durağına. Şaşkın içimin sükunet yolculuğuna.
Ve benim için sadece yolculuk vardı, yolun başlayacağı tam bu yerde.
Kayıt Tarihi : 22.7.2015 21:58:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!