12Bir Adam Müzesi Sureti: Tevgenişte

Ahmet Yozgat
2011

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

12Bir Adam Müzesi Sureti: Tevgenişte

A/...
Sahici adı her ne ise unuttum
Tevgenişte derdik köyde hepimiz ona.
Adı neydi? Tevgenişte ne demekti?
Hala bir bilmece gibi belleğimde.
Kaderi gibi yanık ve mısır koçanı yüzü
Rengini yitirmiş kasketinin altında
Kahverengi bir Kafkaslı fotoğrafı gibi dururdu.
Öylesine eski, öylesine soluk ve sakin
Öylesine razı ve teslim alınyazısına...
Ne oğluna, ne kızına ne de karısına
“Höt! ” bile demedi Tevgenişte.
Ha vardı bir gölge misali ya da yoktu
Bu bir yanı inadına kalabalık dünyada.
Sayın ki yeşillenerek yaşamadı Tevgenişte.
Bir göründü soluk bir yıldız gibi,
Bir Yunus Emre garibi gibi kayboldu
Kısacık, ıssız ve soluk bir rüyada...
B/...
Tevgenişte derdi sigara bulutları ona.
Anasının göğsüne yatan bebe misali
dayardı Tekel’den dolanan Bafra cıgarasını
Her daim çatlak ve suskun dudaklarına.
Arada bir de çamurdan evcikler yapardı.
Galiba Tevgenişte çamura yüreğini katardı.
Tevgenişte derdi Kazan muhacirleri ona.
Uzak bir diyara aitti göçebe ceddi.
O gözleri tarihin doksan üçüne çekik
Ve yapayalnız bir muhacir Tatar’dı.
Atardı abasını yıldızlık mavilikler altına
Zavallı ve yapayalnız Tevgenişte
Issız ve ıtır kokusuz bir odada
Rüyalarında bile tek başına yatardı.
Tevgenişte derdi geceler bile ona
Bir tutam şekerine iki tutam tuz katardı.
C/...
Tevgenişte derdi hüzünlü gurbetler ona.
Tek başına bu darıdünyada
Özlem ile arkadaş, hasret ile ahbaptı.
Tarlaların bulanık bereketini kavrardı
Günboyu, nasırlı ve yanık elleriyle.
Soyunur akşamları gurbet ile yatardı.
Tevgenişte derdik biz ona
O içine akıttığı acısına pekmez katardı...
Tevgenişte derdi puhu kuşları bile ona
Çünkü o yapayalnız bir Tatardı.
Ç/...
Tevgenişte derdi gri alın yazıları ona
Nedense eylemedi onu felek
Sonu iyi gelen kullarından.
Orta karar yaşamından gün görmedi.
Eşinden ve çocuklarından hakeza...
Gülmüşse bazen. Eskaza
Alel acele af dilerdi kaderden
Ve gözlerine sinmiş yaşlı ve yerli kederden.
Tevgenişte derdi boynu bükük takvimler ona.
Kırıldı kaleminin yassı ucu bir güz günü.
Düğünü gibi sükûnetle yani usulca.
Ne el sallandı ardından, ne bir oyalı mendil
Ne de döküldü tek damla gözyaşı
Ne sulbû ne de bir arkadaşı...
Geldiği gibi üryan gitti Tevgenişte
Sayın ki bitti başladığı yerden
Yeşilçam’da üçüncü sınıf ve siyah beyaz bir film.
Sahici adı her ne ise unuttum
Tevellütü ne idi ömürler skalasında
Ya da kaç idi yaşı? ...
Devlet sırrı gibi gark oldu toprağa
Ama dağlar gibi her daim dumanlıydı
o yalnız ve solgun Tatar’ın başı...
***
Tevgenişte şiirinin meraklısına dipnot:
İlk anımsadığım şey öldüğünde on kasım olduğuydu. Adı Tevfik’ti. Köy ağalarından birinin nazlı kızını aldığı için tüm köylünün eniştesi olmuştu. Bu yüzden herkes ona Tevgenişte yani Tevfik enişte diyordu. Doksan üç harbinde Tataristan’dan Anadoluya göç etmiş bir ailenin büyük oğluydu. Babası derin bir imamdı: Hamdi hoca... Tevgenişte seksenli yılların ilk yarısında toprağa düştü. Şimdi ardından bir Fatiha bekliyordur sanırım.

Ahmet Yozgat
Kayıt Tarihi : 7.1.2006 23:20:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ahmet Yozgat