12.Nisan.2011...Saat: 15.00...Ve zaman d ...

Zeynep Erdoğdu
43

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

12.Nisan.2011...Saat: 15.00...Ve zaman durdu

Ben bir adam tanıdım yıllar önce... Askeri darbe günlerinde, sokakla birleşmenin yasak olduğu bir 26 Eylül'dü zaman... Kucağında henüz yaşama "Merhaba" demenin heyecanıyla duruyordum... O ise sarıp sarmalamıştı beni ve kulağıma "Zeynep" dedi...O günden sonra da herkes bana onun verdiği isimle seslendi...O gülerdi, ben onu izlerdim... O, sobalı evlerinde, akşam yemeklerinin, sabah kahvaltılarının rehavetini atmak için közde yapardı kahvesini ve tüm evi sarardı kırk yıllık hatır kokusu... Çocukluğumda sevdim ben kahveyi... O, sevdirdi bana... Ben bir adam tanıdım yıllar önce...Tek parmağı olmadan, kırk parmaklık işler yapan... Oruç tutan, namaz kılan... Ağzına tek gün sigara, içki koymayan... Ama içki masanında seninle oturup dert dinleyen... Öğüt veren... Önce insanı, insan olarak nitelendiren... Din, dil, ırk ayrımı yapmadan çocukça, çocukları seven... Çocuk yüzlerine, çocuk gülüşlerine "cennetin yansıması" diyen... Ben bir adam tanıdım yıllar önce... Yüzünü çok öptüm, çok sarıldım...Ama tek gün elini öptürmedi bana ve hiç kimseye... Çocukluk yıllarının verdiği merakla sormuştum bir kez "Neden elini öptürmüyorsun? "... Güldü ve sonra dedi ki "Ben peygamber değilim... Peygamberimiz bile elini öptürmemiştir... El etek öpmek bizim dinimizde yoktur... Sadece Yaradanın elleri varsa o öpülür"... Çok anlamamıştım o zaman... Biraz da üzülürdüm "Acaba parmağı yok diye mi elini öptürmüyor" diye... Ama sonra anladım... Ben bir adam tanıdım yıllar önce... Ve hayatımda o kadar çoktu ki; Onun olmadığı tek an hatırlamıyorum... Annem ve babamın olmadığı öyle çok an var ki hayatımda... Ama onun olmadığı tek an yok...Tek bakışı yeterdi insanı rahatlatmaya... Sesi, ruhu okşayan bir melodi gibiydi sanki... Aynı pencereden bakmazdık hayata, aynı şeyleri düşünmezdik ama hep aynı mutlulukla gülümserdik...Bayram sabahları, kahvaltı sohbetleri ve kahkahaları doldururdu evin her köşesini... Ben bir adam tanıdım yıllar önce...Adı Naci Gülel'di...Ama kimileri ona ağabey, baba, dede derdi... Ben ise ona enişte... Ama o benim hayat inşaatımın en sağlam temel taşıydı...Ben o olmadan tek gün geçirmedim... Otuz sene, her gülüşümde, her ağlamamda herşeyiyle yanımda olan tek ADAM'dı... Bugün o adam gitti... Ve ben onsuz yaşamanın ne olduğunu, nasıl olduğunu hiç bilmiyorum... Öğrenmenin ise ne denli zorlu geçeceğini hiç bilmiyorum... Enişte, sen gittin zaman durdu...Ve Tanrım; Onu aldın... Biliyorsundur eminim ama yine de hatırlatayım... O, bu dünya üzerinde "İyi ki yaratmışsın" dedirten kullarından biriydi... O, herkesi çok sevdi...Ve herkes de onu...Ne olur enişteme yani hayatımın temel taşına iyi davran olur mu? Bizim onu ne kadar çok sevdiğimizi de hatırlat sıkça... Hatırlat ki yolladığın yeni yerinde, o sıcak gülümsemesiyle ışık olsun ordakilere... Ben ilk kez kendimi bu denli yalnız ve savunmasız hissediyorum... Meğer sen tahminimden de çokmuşsun hayatımda enişte... Ağlarken bile gülmeyi başaran adam GÜLE GÜLE....! ! ! ! ! ! !

Zeynep Erdoğdu
Kayıt Tarihi : 5.8.2012 01:48:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Canım eniştem, hergün daha da derinleşiyor yokluğun. Bu derinlik okyanusları kıskandırır...!

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Osman Erdoğmuş
    Osman Erdoğmuş

    Doğum gününüz münasebeti ile uğradığım sayfanızda,
    Bu güzel çalışma ile karşılaştım.
    Tebrik ederim

    Yaşayacaklarınız,
    Yaşadıklarınızdan daha renkli,
    Daha hareketli,
    daha bereketli

    Geçmesi temennisi ile
    Doğum gününüzü tebrik eder
    Sağlık Afiyet Başarı dolu bir ömür
    Yüce Rabbimden niyaz ederim

    Osman ERDOĞMUŞ
    SAKARYA

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Zeynep Erdoğdu