12 Mart Muhtırası 41 Kere MAAŞALLAH
Lügate merak sardım şu günlerde; yani günümüz diliyle sözlüğe. Eskiden de uzak değildim zaten.
Bugünlerde öğrendiğim kelime ise muhtıra…
Sözlükte hatırlatma, anlamına gelen bu kelime diplomaside ise uyarı yani nota anlamı taşımaktadır. Bir şeyin hatırlatılabilmesi için önceden var, ve belleklere işlenmiş olması gerekmektedir.
Merhametsiz karanlık içindeyim
Ne zaman güneş doğacak bilmiyorum
Mavi denizlere mor dağlara karşı
Bildiğim bir şarki var onu söylüyorum
Bildiğim bir şarki var onu söylüyorum
Devamını Oku
Ne zaman güneş doğacak bilmiyorum
Mavi denizlere mor dağlara karşı
Bildiğim bir şarki var onu söylüyorum
Bildiğim bir şarki var onu söylüyorum
Bizde '41 kere Maşallah' diyoruz sayın yazar. Başka ne denir ki?
Tebrik ederiz!
Ziyaretiniz ile şerefgâb oldum efendim. Teşekkür ederim.
İşte duyarlı ve vatan sevdalı bir yürek. Dahası, imbikten süzerek yazan akıllı bir bilek...
Keskin bir üslupla tam hedefine ulaşan bir yazıydı. Var mı daha ötesi? Muhtıra meraklılarına ve muhataplarına duyurulur...
Kaleminiz daim olsun. Siz yazın Remzi Ece Bey... Selam ve saygılarımla.
Vermek istediğimiz mesajı alanlar, zaten daha âlâsını yazan ve yazabilecek olan kalemler. Siz de kendi hakkınız olan övgüleri bize düzmüşsünüz. Teşekkür ederim.
Sayın Remzi Bey;
Her haksız muhtıranın mutlaka yüce adalet destekli haklı bir cevabı olacaktır. Kutlarım tarihi tespitinize. 1971 yılı dünyaya gelmişim darbe, 9 yaşına gelmişim darbe, sonra 28 Şubat darbenin başka türlüsü gelmiş. Türk Milleti anlamamış yaşananları cevap vermemiş. Demek ki ya uyanacak, ya da uyanacak. Kutlarım. Tarihe muhteşem not düşmüşsünüz.
Ziyaretinize teşekkür ederim. Değerli Şair Arkadaşım.
Ziyaretinize teşekkür ederim. Değerli Şair Arkadaşım.
Doğrusu yazının başlığına bakıp 12 Mart muhtırasıyla ilgili nefis bir makale okuyacağımı düşünmüştüm. Umduğumdan daha anlamlı bir yazıydı okuduğum. Gerçekten özetle yedi düvele verilmiş bir muhtıraydı. Kutladım tüm beğenilerimle Remzi bey.
Yazmaya devam edin lütfen.
Yorumuma eşlik etmek üzere 2010 yılında ekonomi üniversitesinde yapılan İstiklal Marşımızın kabulünün yıldönümünde okududğum şiirimi yoruma eşlik etmek üzere ekliyorum sayfanıza.
*-*-*-* NASiP OLMASIN *-*-*-*
“Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır,
Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır”, diyenler…
Bu topraklardan taze kanlar fışkırıyor hey, beyler! …
Yıl 1921,Yunan topları dayanmış Polatlı’ ya
Bir ulusun bağımsızlık destanını yazar Akif’ im
Tacettin Dergâhında
Bu ne güçlü imandır ki kuşkusu yok zaferden
Seslenir ordusuna, KORKMA! ...
Müjdeler verir bayrağına
Der ki, çehreni ÇATMA! ...
Katar katar kara trenler geçer içimden
İçinde kolsuz, bacaksız ağır yaralı yiğitler
Bağımsızlık uğruna sönen ocaklar,
Yetim kalan bebeler
İstiklal uğruna, vatan uğruna
Bir kızılcık şerbeti içmektir ölmek
İçeriz seve seve, bunu böyle bileler
Gönül kalemin burçlarında dalgalanır bayrağım
Yeni bir İstiklal Marşı nasip olmasın asil milletime
Okuyacaksa yeniden, kör olsun gözler
Ömür orda tükene
Yazacaksa kırılsın bilekten, kalem tutan eller
Söyleyecekse çürüm çürüm dökülsün diller…
Tek ulus, tek bayrak, İstiklal Marşı tek,
Bayrağımın altında birleşsin yürekler sonsuza dek…
Tek ulus, tek bayrak, İstiklal Marşı tek…
12 Mart 2010
Naime Özeren
Değerli Üstadem; Paylaştığınız şiir için çok teşekkür ederim. Sizin eserleriniz yanında kalemimiz bir hayli sönük kalsa da, sizinle aynı pencereden bakıyor olmaktan mutluyum.
tebrik ederim duygu ve düşünce bakımından
oldukça kuvvetli bir mesajı sahibine teslim kutlarım
Okumanıza teşekkür ederim. Sn. Erben.
Ben de 'zeki beyinlerde' yoğrulup, aynı beynin kumanda ettiği 'kıvrak ellerden çıkan' köşe yazısı, makale, öykü veya şiirleri seviyorum..
Çok hem de...
İşte birisiyle karşı karşıyayım o yazılardan...
Ne yalan söyleyeyim, bekliyordum ki '12 Mart Muhtırasını' ballandıra ballandıra anlatsın...
Öyle bir dönem ki, 'ordunun üst rütbelilerinden kim sabah erken kalkarsa aklına önce darbe yapmanın geldiği' bir ülkede neler yazılmaz?
İşin garibi, o darbecilerin içindeki sivillerden bazıları 'karşı devrimci' olup çıkmadı mı! Para, servet nelere kadirmiş meğer...
Arada aklıma gelir de, 'ne zaman demokrat olduk ki biz' derim... Bugünlere gelmeden, taşları döşenmedi mi diye de eklerim...
Remzi Bey, 12 Mart 1921 tarihine boşuna gitmedi sanırım.. Emperyalizme karşı Kurtuluş Savaşı veren TBMM'nin yokluk, kıtlık, bir sürü olumsuzluk yaşarken bile, 'İSTİKLAL MARŞI'nın' kabulünü düşünüp, üstümüze çullanan yedi düvele 'MUHTIRA VERDİĞİNİ' ne güzel anlatmış...
Tezatların ülkesiyiz biz...Ve galiba ayağa kalkmamız için, 'yerin dibine geçmemiş' gerekiyor!
Tebrikler yazıya...
Değerli Hocam; hak etmediğimiz övgülerde bulunmuşsunuz. Teşekkür ederim.
Bu şiir ile ilgili 6 tane yorum bulunmakta