Sonbahar ve Umut,
Vakit Eylül
ve umutlarımız
Gazel olup
savruldu oradan oraya!!
Şehir dört gündür sessiz,
Muhbirler bel altında gezinir
ispiyon, üfler kendini kulaktan kulağa!
Postallar, girilmez sokaklarda,
çapraz tutuşlu, koyu yeşil
ve çelik paletli yürürüdü
Varoşlar, Dipçiklere teslim olduğunda
sen yoktun
yani uykudaydın, habersizce gece gece alındığımda!
Parkamı kelepçeleyip götürdüler!
Tezgah gelmeden hazirlanmış oysa ki
ve o işkence ustasının sesiydi "birazdan ötersin" diyen!
Kanım boşaldı ayaklarımın dibine
Üstüme başıma kustum gece boyu!
Artık kimse bana dur demesin,
Kan bulaştı bir kere Sandalyeme!
Sorguda cevapsızım diye
küreklerim, Filistin sokağının…5. Katında koptu!
Göz suyum kan kırmızı!
Çığlıgımın buralarda kimsesi yok,
duvara vuruyorum kendimi bir duyan olsun diye!
Ve odadan odaya, ölüm taşır Ramazan,
Yeleğinde, ince paketli Gelincik sigarasıyla.
Elim ayağım mos mor,
küf kokan ve hep gece olan mahzende!
Tel ucunda ki Sarı acı
kalbime zonkluyor her seferinde,
ferim ha bitti ha bitecek!
Masada bir dosya var 17 lik gencin
idama ferman veren, imza atıyor
ve o Rütbe;
TRT de gayet mağrur ve babacan !
"işkenceye karşıyız
çünkü, bu bir insanlık ayıbıdır“
"onun uçun“ diyor.
Onun uçun
gırtlağımda, on parmak…
Bir kadın ağlar yan odada yalvar yakar
emir eri pantalonu indirirken ağzı kulağında,
oysa hiç düşünemedi yere serilen 18 lik Selma nın
epeydir görmediği Akrabası olduğunu!.
Düğünün ilk gününde
Bayrak dama dikilirken,
hoca elini havaya açıp
“Allah ağızlarının tadını bozmasın,
bir yastıkta kocasınlar“ dedi
Elmalıdan gelen ustalar,
Davul ve Zurnaya yüklendikce yüklendiler!
Bir akşam üstüydü
Halayda daha ağırlama bitmeden
alıp getirdiler kara gözlüyü, kocası Süleyman la
Gecekondusu meşhur, Ankara Akdere den!
Attılar leş yiyicilerin önüne körpe Ceylan´ı!
Yalvardı gözleri, çığlığı ağladı hıçkıra hıçkıra!
Ve son kez güce gelip bağırdı bitmiş haliyle!
“Dokunmayın tenime, ne ettim size,ananız bacınız yokmu sizin?“ dedikce
sırayı bozmadan geçip gittiler,
kana tükürdüler, Süleyman´ın gözü önünde!
Güneş sevdamız dediği için
Copla tecavüz ettiler Sülayman´a!
Sevdiginin feri sönen gözü önünde!
Acılar yapayanlız,
kendi kendine ağıtlar yakar,
penceresiz gecede .
Direnir tırnakları, teslimiyetin sırtına batıra batıra!
Yeşilin elini öpüyor Babam.
Efendim,
biliyorum
böyle zulüm
Devletimize,
Cumhuriyetimize uymaz..
Vallahi haberin yoktur
biliyorum Komutanım
3 hafta oldu
oğlum yok..
Kurban oluyum oğlum,
oğlum yok..
Onca zaman sonra
hasarlı,
kırık,
üzgün,
kayıp
yani ruhu vurğun kuşak
şimdi
istiklal Caddesinde
Beyoglu duvar diplerinde kendisiyle konuşuyor..
Varoşlarda,
üstü çizik
eksik uzuvlu
içine ağlayan kin
bıyık altından gülerek
avcundaki hasretin cinlerini,
bir Tan vakti
Özgür bir Dünya için
o türküylü söylkeyerek meydana saldı!
"Gelir günler gelir, yaram sarılır
böyle gitmez bir gün hesap sorulur
bir yanım acem'den, çin'den görünür
bir yanım deryada çalkanır şimdi.
Haydar Metin
Haydar MetinKayıt Tarihi : 13.1.2016 22:20:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Efendim,
biliyorum
böyle zulüm
Devletimize,
Cumhuriyetimize uymaz..
Vallahi haberin yoktur,
biliyorum Komutanım.
3 hafta oldu oglum yok..
Kurban olurum oglum,
oglum yok..
12 eylülde yapılan mezalim unutulr gibi değil her duyarlıyürek hala yasını tutar o günlerin ikinci 12 eylül oylaasıda hukuku katletti bu günlerdeki zalim davranışlarda o gnlerden pek farklı değil bir hain kalkışmayı bahane ederek kendisne muhalif tüm sesleri susturma hevesi tüm hıncı ile yürüyor yuttaşlarının üzeirne kutlarım
========================================
Gene kaleminize özgü., demek istediğini çok iyi hissettiren bir şiir...
Kaleminize sağlık sayın haydar Metin...
TÜM YORUMLAR (2)