Siz bize bakmayın...
olan olmuş giden gitmiş
siz kafanızı takmayın...
Sormayın gençliğimizi
nerede geçti nasıl geçti
sorgulamayın...
Dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Devamını Oku
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
12 eylül dönemini ben de cezaevinde yaşadım.. Siyasi değildim.. Ama siyasi mahkumlar ile aynı koğuşları paylaştığımızdan onların doksan gün gözaltında neler yaşadıklarını vücutlarındadaki işkence izlerinde, psikolojik hallerinden anlayabiliyorduk zaten anlatmasalar bile..
Duygulanarak okudum çok başarılı bulduğum anlam ve duygu yüklü eserinizi..
Kutluyorum şiir dolu aydın dost-şair yüreğinizi..
Tam puanımla..
Saygı ve Selamlarımla..
Değerli dost,
Sizi ve değerli çalışmanızı yürekten kutlarım....Emeğine, yüreğine sağlık....
Başarınızın devamını......kaleminizin tükenmez olmasını diliyorum....Nice başarılara....
Selam saygı sizedir......
Doğum gününüz münasebeti ile uğradığım sayfanızda,
Bu güzel çalışma ile karşılaştım.
Tebrik ederim
Yaşayacaklarınız,
Yaşadıklarınızdan daha renkli,
Daha hareketli,
daha bereketli
Geçmesi temennisi ile Doğum gününüzü tebrik eder
Sağlık
Afiyet
Başarı dolu bir ömür
Yüce Rabbimden niyaz ederim
Osman ERDOĞMUŞ
SAKARYA
Darbeleri bizzat yaşayan biri olarak size şimdilik dört bölümden oluşan bir şiirimi paylaşarak MERHABA demek istiyorum.
Bir ömrün özeti
- 1 -
1943’te, Arslanköy’de doğmuşum,
29 Ekim’de, karanlığı boğmuşum…
Evin tek erkek oğlu, dört kıza bedelmişim,
Kimine yakın bir dost, kimisine elmişim! ...
Başöğretmenim Eşref Demirel oldu önce,
Kıbrıslı Ahmet Hoca, yol gösterdi gönlünce…
Eyüp Sandal hocamdan, neler neler öğrendim,
Doğrulara sarıldım, eğrilerden iğrendim…
Saadet öğretmenim, başımın tacı idi,
Yaşamak güzel ama, ayrılık acı idi…
Çok şiirler okudum, çıkıp da kürsülerde,
Alkışlara aldandım, çoğu dinletilerde…
İlk aşkı tadıverdim, daha orta ikide,
“Adam sen de” demeyin, büyük aşktı belki de! …
Kıskananlarım oldu, el ele gezinirken,
Çocukluk aşkı işte, yüreğim yandı erken! …
Bir Ömrün Özeti
- 2 -
İhtilali yaşadım, daha orta üçteyken,
Ciğerim yandı ama, ne gelirdi ki, elden?
“Deniz taşla dolar mı”, “Silo karton” dediler,
Yatırımcı Başbakan, iki bakan yediler! ...
Şevket Rado hocamdı, bana şiir öğretti,
Aşka şiirler yazdım, şiirler bana yetti…
İnşaatta okudum, şiir ördüm bıkmadan,
Su doldurdum kabıma, yaban ele akmadan…
Yeditepe, Varlık’ta yazmak bana hünerdi,
Kazanmak şöyle dursun, yokluk beni yenerdi…
“Hürbakırköy” gazetem, yokluğa rağmen idi,
Özgürlüğe aşıktım, ruhum bir seğmen idi…
Sivil Havacılığa girişim sürpriz oldu,
Elim ekmek tutunca, heybem şiirle doldu…
Aşık oldum eşime, şiirlerle oynaştık,
Oğlumuz Anız doğdu, kaynaştıkça kaynaştık…
Sonra kızım Didem’i, ne de çok özlemişiz,
İki evlat uğruna ne yürek közlemişiz…
Asker olmak borcumdu, yetmiş beşte ödedim,
Hatıram var Girne’de, “Kıbrıs Türkündür” dedim…
Sonra, “Mersin” diyerek, doğduğum yere geldim,
Yazdım, çizdim, durmadım, koca bir ömrü yedim…
Yazdım diye mahkeme kapısına alıştım,
On İki Eylül vurdu, hukuk dersi çalıştım…
Bir Ömrün Özeti
(3)
On İki Eylül vurdu, hukuk dersi çalıştım,
Ağır Ceza yolunda yürümeğe alıştım! ...
Askeri Mahkeme’de yargılandım, neden mi?
Yolsuzluğu yazmıştım, ben mi suçlu, eden mi? ...
Suçu edeni yazdım, meğer bu gizli sırmış!
Hem de devlet sırrıymış, yazım kötü ısırmış! ...
On altı yıl cezayı bana reva saydılar,
Dik durdum ülkem için, bu fikirden caydılar! ...
Öldüm öldüm dirildim, altı ay sır’at geldi,
Dosdoğruydu yazdığım, sonunda berat geldi…
Atatürk’ün izinde, Cumhuriyet tutkusu,
Yıktı geçti eğriyi, budur yaşam utkusu…
Kim ne derse desin de, ülkeme kastetmesin,
Özgürlüktür tarzımız, başka bir halt etmesin! ...
“On İki Eylül”, bizde, derin izler bıraktı,
Bir iktidar uğruna, çokca yürekler yaktı! ...
Çoluk - çocuk telaşı, tahsil - terbiye derken,
Ne yaşadık bilmem ki, böyle çile çekerken…
Aktı, zaman durmadı, şimdi dede olduk bak,
Torunum, durma öyle! ... Sen de bir meşale yak! ...
Bir Ömrün Özeti
-4-
“Özet” deyip geçmeyin, neler neler yaşadım;
Kül ettim yüreğimi, acılarla okşadım! ...
Sevdiklerim terk etti; birer birer gittiler,
Buğulu hayallerim, bilmem neden yittiler? ...
Oğlum – kızım büyüdü, çok uzaktalar şimdi,
Yangın yeri yüreğim, ateşi koyan kimdi? ...
Evlat hasreti başka, sağlıklar diliyorum,
Aramasa da onlar, kaderim, biliyorum! ...
Babam terk etti önce, kırıldı ümitlerim,
Öyle yandı yüreğim, savruluyor küllerim…
Kulağımda küpedir, “Doğru sev” dedi bana,
Sevdam öyle büyük ki, atamadım yabana! ...
Sevince doğru sevdim, her aşkı kutsal saydım,
Zifiri karanlıkta, sevdaya doğan ay’dım…
Emaneti babamın, anam da uçup gitti,
Yeter Allahım yeter, bu acı bana yetti…
On iki ay oruçlu, anamı unutamam,
Melekler dürter durur, fatihasız yatamam…
Amca, dayı, halalar, arkadaşlar nerdeler,
Biliyorum dostlarım, dönülemez yerdeler! ...
Her insan gibi ben de, acıma razı oldum,
Sevda çektim kendimce, yaşamaktan yoruldum…
Gelmedi sevdiklerim, yıllar var, ben, n’iderim,
Varsın dönmesin dostlar, ben onlara giderim…
(Devam edecek)
Nafi Çelik
Bu mükemmel eserinizi de severek ve tam bir iştiyakla okudum.
Kısaca MÜKEMMEL bir şiir.
Kutlarım. (10+Ant.)
Sevgiyle ve esen kalınız.
Nafi ÇELİK
YAŞAMADIKLARIMIZI YAŞAYAMADIKLARIMIZI GÖMDÜRDÜLER İÇİMİZE VE HÜZÜNLERLE ÇIKIYOR ŞİMDİ DİLİMİZDEN EVRENE HAYKIRIŞ OLSUN VE BARIŞ İÇİN FERYAT FİGAN OLSUN YÜREĞİNİZE SAĞLIK
KALEMİNE
YÜREĞİNE SAĞLIK
BEĞENİYLE OKUDUM
10 + ANT+SAYGILARIMLA ESEN KALIN
izleri henüz silinmemiş o ağır yaralara yeni yaralar eklemekteyken sömürü düzeninin faşist iktidarları, geçmişi gerçekliğiyle ve acısıyla anmak, yüreklerimizde hala umut umut ışımakta olan özlemlerimizi karartma ve karalama çabalarına düşmanın, bir kurşun daha sıkmaktır. kutluyorum o güzel yüreği. kutluyorum susturulamayan dilleri ve elleri...
Benim hayran olduğum, edebiyat dediğim yazış bu işte. Yalın ama kuru değil... Her sözcük, her dize ve her küme okurun beyninde bir ufuk açıyor, bir geniş görüntü yaratıyor, bir duygular, bilgiler, algılar dünyasına götürüyor insanı. 12 Eylül şiiri kocaman ve kanlı bir geçmişi, bir toplumun nasıl düşünemez ve kötürüm hale getirilişini ve geleceğe duyulan, gelecekte olması gerekli görülen insani ve güzel yaşamın en inceliklerini 3-5 kümecikle çarşaf çarşaf sunuyor insanlara.
Üzerinden 32 yıl geçmesine karşın o dönemin unutulması olanaksız kalıntıları var bedenlerde ve bilinçlerde...Şiirinizle bir kez daha anımsatılmasının ve dönemi yaşamayanlara sunulmasının anlamı büyük elbette...Saygılarımla sayın şair...Teşekkür ediyorum bu çalışmanıza...
Ülkenin yüreğine 12 den zehirli ok saplayan, gelecek nesillerin üstüne kül döken bütün o Mart, Eylül dönemlerinin tanığı olarak...
Kaleminize sağlık sayın Mehmet Safi Sarı...
Bu şiir ile ilgili 11 tane yorum bulunmakta