A/...
Sahici adı her ne ise unuttum
Çobanmikayla derdik biz ona.
İnekler ve camızlar onu tanırdı
Hiç unutmazdı tosunlar.
Ne zaman “ho–ho” dese
Toplanırdı kocaman sığır sürüsü.
Onun tek süsü
Şapkasına taktığı koyun gözüydü.
Çeketi omzundan düşmezdi her daim.
Gömlek yakası çözük olurdu.
Dururdu çeşme başında
Notasız karakoyun çalardı.
Onun kavalını dinleyen her şey
Derin derin düşüncelere dalardı...
B/...
Çobanmikayla derdik biz ona.
Mikayla herkese “ede” derdi.
Yaz aylarında sığır
Sonbaharda koyun güderdi.
Azığı hep imansız çökelek olurdu.
Kurdu, kuşu kokusundan tanırdı.
Hangi ot hangi hastalığa iyi gelir
Hangi çiçek hangi derde devadır
Yalnızca ondan sorulurdu.
Çobanmikayla derdik biz ona.
Her nebatın onun eli altında
Kurutulmuş bir destesi bulunurdu...
C/...
Çobanmikayla derdi buzağılar ona.
Yalnızdı dağlar kadar
Yalnızca hayvanlarıyla dosttu.
Anlardı her mahlukun derdinden
Tek tek konuşurdu onlarla.
Koyunlarla kurtların ezeli düşmanlığı
Onun da sonu oldu.
Arsız bir songüz günü
Sürüye daldı hain bir canavar.
Çobanmikayla davrandı.
Ama geç kaldı.
Kurt beş koyunla birlikte onu da aldı.
Çobanmikayla derlerdi kuzular ona.
Kendi gitti kaderi gibi kederle
Koyaklarda yanık mı yanık
Bir kaval sesi kaldı...
Kayıt Tarihi : 7.1.2006 23:40:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!