“Bir dikili ağacım yok” diye sakın hiç üzülme! 
Kesmediğin, yakmadığın bütün ormanlar senindir…
Sahip ol sen bu servete, hiç de vicdanen ezilme!
Ağacı olmayan değil, katleden ah-ü enindir…
Bundan güzel söz mü olur, diyor ki ol ulu Resul;
“Kıyamet koparken bile, acele et, bir ağaç dik! ”
 
Aşk bu dünyanın ölçüleriyle açıklanamaz sevgili. O ilkel bir acıdır, yaban bir ağrıdır. Gelir  ve içimizdeki o çok eski bir şeye dokunur. Sonra bir perde açılır ve yolculuk başlar. Bu yolculukta artık para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş, anneler ve korkular yoktur. Aşkın kendi gerçekliği vardır sevgili. İnsan bir başka ışığa teslim olur...  
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...
Devamını Oku
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...




Bu şiirini de bir 'müteffekkir tavrıyla' KUTSAL'dan besleyerek okuruna ulaştırıyor Dost TAŞÇIOĞLU.Dizeden öteki dizeye geçe geçe şiirde sona geliyorsunuz.Edindiğiniz algılar öyle önemli ki!
Çok beğendim;yeniden düşünmek adına önemli yaklaşımlar vardı.
Kutluyorum Efendim.
Erdemle.Selamlarımla.
'Kesmediğin, yakmadığın bütün ormanlar senindir'…
Sn:Taşçıoğlu harikulade, sizi içtenlikle kutluyor eserinizi antolojime alıyorum efendim.Saygımla
Yaka yaka pek bir şey bırakmadık ama genç nesilden hala umudumuz var Sayın şair,tebrikler efendim...
Doğa, orman ve ağaç sevgisizliğinin çok şeyi alüst ederek devirip geçtiğini ve bu konuda öğretici bilgileri betimleyen dizeleriniz çok anlamlı, duyarlı ve çok güzeldi Halil Bey, yürekten kutlarım. Mutluluklar sizinle olsun! (10on+)
Ne mutlu bu dünyada bir eser bırakıp da gidenlere gönüldenkutlarım kaleminize sağlık Mesut Özbek
ahhh kime nasıl... okumak zevkliydi. tebrikler.
Ormanlarımız bizim engüzel varlıklarımız akciğerimiz ak ciğeri olmayan insan yaşarmı negüzel bir konuya dikkat çekmişsin değerli hocam yeşili doğayı seven yüreğini canı gönülden kutlarım sevgi ve saygılarımla tam puan+ant.
Duygu yüklü şiirinizi
Begeni ile okudum
Ne güzel söylemiş Fatih Sultan Mehmet..'ormanlarımdan bir dal kesenin başını keserim' diye. Düşünün şimdi kaç tane beden başsız dolaşıyor olurdu ortalarda... Gerçi gene öyle ama..
Duyarlı yüreğinize.., kaleminize sağlık sayın Taşçıoğlu...
Gözü güzele bakanın, gönlüde güzel görürmüş efendim. Şiir her gercegi söylemiş bizim yerimize. Bizede teşekür ve takdir etme kalmış. Kutluyorum Halil Bey. Saygılarımla.
Bu şiir ile ilgili 23 tane yorum bulunmakta