(benim burada da, başka başka yerlerde de önemsediğim ve üstünde durduğum şey; insanın (böbürlenerek iddia ettiği) o zekâsının, “kötücül” bir zekâ olmasıdır…/ bu zekâdır ki; / kullanıcısı, (tüm hayvanat név’i’ne dâhil) ölü kedi, köpek, kuş, börtü-böcek (ve dahi, insan) “koleksiyon”u yapmaktan âr etmez…/ asıl “edep” / -“edeb yâ HÛ! ..” dedirtmemektir; / amma ve de lâkin; bunu bilmez! ..)
Her sabah, (işinize giderken) çoğunun yüzünü bile görmediğiniz sokak hayvanlarına yiyecek taşır durursunuz...
Biraz yiyecek; ağaç diplerine, yetişkin köpeklere/
Kırgın ve yaralı yüreğimin önüne,
Bir kapı açtın zannettim.
İnanmayı, güvenmeyi istedim.
Araladığım kapıdan sızan ışığın;
Ufacık bir rüzgarla sönecek
Mum ışığı olacağını nerden bilirdim.
Devamını Oku
Bir kapı açtın zannettim.
İnanmayı, güvenmeyi istedim.
Araladığım kapıdan sızan ışığın;
Ufacık bir rüzgarla sönecek
Mum ışığı olacağını nerden bilirdim.


