(benim burada da, başka başka yerlerde de önemsediğim ve üstünde durduğum şey; insanın (böbürlenerek iddia ettiği) o zekâsının, “kötücül” bir zekâ olmasıdır…/ bu zekâdır ki; / kullanıcısı, (tüm hayvanat név’i’ne dâhil) ölü kedi, köpek, kuş, börtü-böcek (ve dahi, insan) “koleksiyon”u yapmaktan âr etmez…/ asıl “edep” / -“edeb yâ HÛ! ..” dedirtmemektir; / amma ve de lâkin; bunu bilmez! ..)
Her sabah, (işinize giderken) çoğunun yüzünü bile görmediğiniz sokak hayvanlarına yiyecek taşır durursunuz...
Biraz yiyecek; ağaç diplerine, yetişkin köpeklere/
Sevgilim, bir günün ortası şimdi
Taşıtlar hızla gelip geçiyor, her yer kalabalık,
Ben seni düşünüyorum bir bodrum kahvesinde
Uzat bana uzat ellerini
İzinli askerler görüyorum, kırıtarak yürüyen işçi kızlar
İstanbul her günkü yaşantısı içinde, uğultulu,
Devamını Oku
Taşıtlar hızla gelip geçiyor, her yer kalabalık,
Ben seni düşünüyorum bir bodrum kahvesinde
Uzat bana uzat ellerini
İzinli askerler görüyorum, kırıtarak yürüyen işçi kızlar
İstanbul her günkü yaşantısı içinde, uğultulu,