hatırlarsın;
hani saf bir çocukluktu bizimkisi,
beş taş, ebelemeç, yakan top, ip atlama...
her tarih zaten yazmıyor mu
kendi çocukluğunu? ...
şimdi sokaklar boş,
dört duvar ve bir aptal kutu!
nasıl solur bu çağ kendini! ...
sevdalarda artık
kovalamaç;
“kaçan kovalanır oyunları”
ve nice bilememeler kendilerini...
dostluklarda artık ebelemeç;
“ben sana verdim,sen de bana ver oyunları”....
ilişkiler de artık hep bir yakan top;
“topu elinde tutan, can yakar oyunları”...
bakmak yeterli olmuş görmek için,
mantık yeterli olmuş sevmek için,
susmak yeterli olmuş konuşmak için,
yaşamak da yeterli ölmek için! ...
her tarih kendi insanını yazarken
ve insanlar yazarken kendi tarihlerini
unutmuşlar “insan” olmanın değerini...
hadi çağ, ya beni yaz yeniden,
ya da yaz tarihi yeniden;
yoksa,
kaybolacağım bu ne’liklerin ortasında! ...
Kayıt Tarihi : 11.5.2006 03:01:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
cenk aksal
dört duvar ve bir aptal kutu!
nasıl solur bu çağ kendini! ...
İlk okulun siyah önlüklü yıllarına götürdü. Akşamlara kadar önlüklerimi çıkarmadan mahalle aralarında oynadığım bilye oyununu özledim. Ne güzeldi o zamanlar ne güzel... Teşekkürler anımsattığınız için o masum günleri. Güzel şiirinizi tebrik ediyorum...
TÜM YORUMLAR (3)