101 HADiS KÜLiYATLARI Şiiri - Necdet Erem

Necdet Erem
1570

ŞİİR


16

TAKİPÇİ

101 HADiS KÜLiYATLARI

Bir Dostun,
Necdet Erem bey bunca hadis kulluliyatı
bir yerde dini zora sokmaktır diyenlere haklısın denilebilir mi?
Sorusuna karşı,

Hayır SALA.
Dini zor sokmak değil,
Bilakis İslam dinin evrenselliğinden kaynaklanan ZENGİNLİĞİDİR.
Elmastan başka değerli taş tanımama cehaletinden kaynaklanan bir iddiadır.


Evet Hadisler içinde mevd-u denilen aslısız sözler olma ihtimali olsa da
bunlar bin yılı aşkın zaman içinde mütehassıs muhadisler ve dikkatli hadis tenkitçileri tarafından ayıklanarak, sahih zayıf vs. gibi sınıflara taksim edilmiştir.

Usul-i diniye dediğimiz temel kurallar (itikat konuları) zaten Kur-anda belirtilmiş ve belirlenmiştir bu konularda ihtilaf mümkün değildir.

Furu denilen (teferruat Türkçede kullandığımız anlamda değil.) şekil adet, süre ve zamanları ile ibedetlerde dahil olmak üzere muamelat ilminin alanına girer.
Bu da şekil alanında Sünnet ve tarif alanında ise hadis kriterlerini önümüze çıkarır.

Değerlendirmeye tabi tuttuğumuz sözler sıradan bir insana ait olmadığı gerçeğinden hareketle o sözleri kendi anlayışımıza mahkum etmek doğru değildir.

Allah cc. nasıl alemlerin rabbi makamında konuşur. Söylediklerinin bir çoğunun niha-i amaç ve manası düz mantık ve mevcut bilgi potansiyeli ile anlamak mümkün değil ise.

Allah’ın son peygamberi ve sözleri Allah tarafından beşerilikten çıkarılmış olan 53/3 Zatın sözlerinin de düz mantık ve zamanın mevcut bilgi potansiyeli ile anlaşılması mümkün değildir.

Hadis ve sünnetlerin dini zorlaştırdığı tezini değil,
bilakis dine sonradan giren dünyanın farklı coğrafyalarından, farklı millet, farklı dil ve farklı geleneklerine sahip insanların kendilerine göre değerler ve pratikler bulup yaşamalarını sağlayacak kolaylıklar ve Evrensellikler sergilediğini düşünmek ve anlamak lazım.

Dini özellikle İslam’ı.
Belli bölgelerin, belli milletlerin gelenekleri gibi anlamak, anlatmak ve yaşamak,
İnsanlığı hayata YAŞANMAYA DEĞER KAZANDIRAN İslam’dan mahrum bırakmaktır.

Günümüz Müslüman’ını hadisler karşısında özellikle manevi sorumluluktan kurtaracak, İslami inancıda, şaibe altında bırakmayacak en isabetli yaklaşım, yorumunu yapamadığı, manasını anlayamadığı mantıksal çözüm üretemediği hadis olarak rivayet edilen sözler karşısında kolaycı inkar yolunu değil, bardağın dolu tarafına bakarak HADİSSE DOĞRUDUR deme yolunu seçilmelidir.

Geçen gün bazı aklı evvellerin istihza ettikleri garip bir hadis üzerinde müspet yaklaşım ile düşündüklerim bana istihza edilen hadisin hiçte yabana atılır bir söz olmadığını TASDİK ETTİRDİ.

Kısaca şöyle;
Bir hadiste Efendimiz kim bir kertenkeleyi bir vuruşta öldürür ise cennete girer…. İlahir hadis.

Üzerinde düşündüm.
Kertenkele bizim TV'lerin belgesel programlarında seyrettiğimiz kadar munis ve sevimli bir hayvan olmasa gerek.

Hele bin dört yüz yıl önce arap yarımadasında ilkel şartlarda iskan alanlarını ihlal eden yine sıcak bölgenin belki bir çoğu zehirli kertenkelelerinin, evlere çadırlara kontrolsüz girip çıkmaları karşısında toplumun önderi bölge halkına böyle bir belanın def-i için başka ne söyleyebilirdi ki diye düşündüm.

Sonra aynı günler yılanların Irak’ta sıcaklardan dolayı şehri istila ederek bir çok insanın ölümüne ve bazı ailelerinde şehri terk etmelerine sebebiyet verdiğini görsel veya yazılı basından haber aldım.
Sadekte Ya Resulallah dedim.

Varsın seni anlamaktan aciz nadanlar kendilerini bir şey zan etmenin aldanmışlığı ile hadlerini AŞIP KENDİLERİNİ CEHENNEME MAHKUM ETSİNLER.

Ve konu üzerinde tefekkürümü biraz daha derinleştirdim.
Gördüm ki zaman zaman her ülkede sürek avları tanzim edilir.

Dengesiz üreyen domuz, kurt ve benzeri hayvanların öldürülmesi için devlet tarafından bölge halkına silah ve cephane sağlanır. Vurdukları hayvan başına da bazen ödül verilir.

Kertenkele öldürülmesi için cennet müjdesi veren peygamber HADİSİ İLE alay edenlerin içinde düşmüş oldukları büyük sorumluğu düşününce TÜYLERİM DİKEN DİKEN oldu.

İşte çok tenkide tabi tutulmuş bu hadis denizden bir damla.

Dikkatli olmalı
Peygamber sözünü sadece kendi imkan, ihtiyaç
ve mantığımız ile yorumlama hatası içine düşmemeliyiz.

Hem kendimizi büyük sorumluluk altına sokmuş,
hem dinimizin güvenirliliğini tahrip edip şaibe altında bırakmış oluruz.

Gayrı Müslimler insana sormazlarmı?
Sözlerine ve sadık arkadaşlarına güvenmediğiniz peygamberin dinine nasıl güveniyorsunuz ve kabul ediyorsunuz?

İman ettiğiniz Kur-an da
İnkar ettiğiniz sahabelerin ezber ve rivayetleri kanalı ile kitap haline getirilmedimi?

Sonra Müslümanlar arasına tefrika sokup
Allah ve Peygamber, Kur-an ile hadis rekabet ve muhalefeti varmış gibi
bir cepheleşmeye yol açtıklarını da maalesef göremiyorlar.

Bu kardeşlerimiz büyük bir cinayet işliyorlar.
Allah ıslah edip hidayet nasip buyursun.

Necdet Erem
Kayıt Tarihi : 27.7.2013 18:55:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Necdet Erem