10-Sor beni Şiiri - Halil Çolak

Kırşehir’de esnafın Piri Ahi Evren Türbesini,
Koymuş zat sanatkârlığın uyulacak ilkelerini,
Taşlara işlemiş Caka Bey uzayın gezegenlerini,
Alaeddin Camisinin motiflerinden sor beni,

Ali Dağına çıkarak seyrettim ben Kayseri’yi,
Yaz kış eksik olmaz süsler kar Erciyes tepesini,
Talas’ta görürsün manzaralı harika villalarını,
Dev Ali’nin ismini verdiği Develiden sor beni,

Pınar başından nehir gibi kayalarda su çıkar,
Zamantı Irmağı güneyden suluyor Kayseri ovasını,
Kızılırmak Irmağı suluyorsa kuzeydeki toprağını,
Bünyan halısının nakış, nakış deseninden, Sor beni,

Hacıbektaş’ta, Hacıbektaş makamında buluştum,
Bahçede bulunan dut ağacı mucizesine şaşırdım,
Hacıbektaş’ın özlü sözlerine yaşamımda ilke edindim,
Delik taşın bulunduğu Çile Mağarasından sor beni,

Derin kuyu, Kaymaklıda gezdim yer altı şehirlerini,
Türk Anadolu vatan etmeden gördüm insanın çilesini,
Hayranlıkla, seyret Avanos’ta toprağa şekil veren ustaları,
Köprü altında Kızıl Irmakta oynaşan balıklardan sor beni,

Ihlara Vadisi hiç sorma doğa harikaları ile dolu,
Bütün dünyanın hayran kaldığı gör Peribacalarını,
Asmadan kopararak ye baldan tatlı üzümlerini,
Ürgüp’ün kalesinde dalgalanan Albayraktan sor beni,

Sakın gecikme can, eğer Bor’da kaçırırsan Bor pazarını,
Sürmek zorunda kalırsın Niğde’ye sen bindiğin eşeğini,
Dalından kopararak ye güzel Niğde’nin tatlı elmasını,
Kaleden Niğde’yi seyret kale meydanında can sor beni,

Ihlara Vadisinden geçtim konak oldum Mamasın barajına,
Çok aç idim doyamadım Mangal’da pişirdiğim etin tadına,
Zaman daralıyordu varmam lazımdı yeni şehir Aksaray’ıma,
Susuz kalmış, yanmış kavrulmuş Tuz gölünden sor beni.

Halil ÇOLAK
Ankara; 08.01.2008