Bu Hubel,
Şu Uzza,
O Menat ve yanındaki de Lat.
Biri taş, biri metal, biri kil, biri de Abanoz ağacından,
Avuç avuç dinara satılmakta her biri,
Yalnız Kâbenin kiri
Tam üç yüz altmış tane put.
Her biri bir başka kabilenin kutsalı,
Her biri bir başka kara umut.
Pazar, pazartesi ve salı...
Yani farklı farklı her putun ziyaret günü.
Ol sebeple yılın her anında Mekke işlek mi işlek,
Mekke’de ayak ayak üstünde, kol kola kenet…
Zira kırmızıyı sever şehrin yerlisi,
Kırmızı demek kan,
Kan demek kurban…
Burada an be an,
Kan kınalı kurbanlar kesilecek,
Her öğün mübarek kazanlarda,
Kutsal yemekler pişirilecek,
Ya Hubel ya Lat adına yenecek, içilecek,
Menat ve Uzza adına başka kurbanlar gelecek...
*
Sebep bu,
Yorgun kervanlarla örülü kente ulaşan her yol,
Her yolda bir başka kol,
Başı kabak, yalınayak hacılar,
Ne nimet!
Az sonra ve nihayet putlarına tapınacaklar,
Kurbanlar boğazlayıp Cenneti kazanacaklar.
*
Bayram yeri şimdi Mekke’deki sokaklar,
Ve meydanlar yalel yalel ayakta,
Mekke ehli server,
Mekke evleri pek misafirperver,
Mekke ehli ağırlayacak Haccedenleri,
Put tacirleri daha çok kazanacaklar …
*
Kayıt Tarihi : 2.12.2011 10:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!