O, yeryüzünde Muhammed,
Gökyüzünde Ahmed’di…
Bir gün ışık gibi, nur gibi...
Birdenbire, ansızın çıkageldi…
*
Ve bir pazartesi, sabaha karşı,
Usul usul uyanırken Mekkede çarşı,
Son Nebi idi kentlerin anasında doğan kutlu bebe,
Ona Cebrail yoldaş, bütün melekler ebe...
Evet, o gün Son Nebi idi şehirlerin anası olan şehirde doğan
Aynı yerde, tam kırk yıl sıradan bir kentli gibi yaşayan,
Ve kırkıncı yaşında peygamber olan...
Onunla duyuldu ve yaşandı birlik,
Dünya üstünde tamyirmi üç yıl peygamberlik...
Onun mesajıyla tüm yeryüzünde dirlik,
İnsanlığın yüreğinde ise dipdirilik…
*
O, yeryüzünde Muhammed,
Gökyüzünde Ahmed’di…
Bir gün ışık gibi, nur gibi...
Birdenbire, ansızın çıkageldi…
*
Peygamberliğin on üç yılıyla şereflenirken Mekke,
Ali, Osman, Ömer, ve Ebubekire…
Sağnak sağnak selamet yağdı göklerden,
Kölelerden hür birey,
Hür insanlardan birer bey doğdu.
Çünkü insanlığa son hediye Oydu…
*
Onunla bir hoş oldu, Mekkenin kumlu sokakları,
Kâbeye çıkan bütün yollarda dişdaşeli Arap çocukları,
Bugünlerde bir şenler, bir şenler ki sormayın,
Hicret var uzak diyarlara,
Kızlara, kadınlara göründü yol, göklerden izin çıktı…
Ikhtı develer yaslı evlerin önüne,
Yolculuk Yesrip yönüne...
O, yeryüzünde Muhammed,
Gökyüzünde Ahmed’di…
Bir gün ışık gibi, nur gibi...
Birdenbire, ansızın çıkageldi…
*
Ve Medinede yaşanan on yıl sürgünün ardından,
Doğduğu kenti fethe geliyor Resul,
Usul usul düşüyor Cezireyi Arap hakikatin ayaklarına,
Son fetih ordusu Mekkeye yürüyor,
Kılıçlar şakırdıyor, develer böğürüyor.
Herkes Onu bekliyor kentlerin anasında,
Bir yanda sürur, öte yanda katmerli hüzün örtüsü,
Onu bekliyor vadinin böceği, börtüsü
Tabii ki en başta yollara bakkıyor Kâbe,
Vakit tamam yıkılsın yüzüstü putlar,
Kâbedeki fazlalıklar harabe...
O, yeryüzünde Muhammed,
Gökyüzünde Ahmed’di…
Bir gün ışık gibi, nur gibi...
Birdenbire, ansızın çıkageldi…
*
Ve Veda Haccında buruk bir düğün,
Sonunda bir gün bu dünyadan herkes gibi O da göçecekti,
Son kez Mescite çıkıp, son kez hitabedecekti,
Olmadı; Buyurdu ki Namazı Ebubekir kıldırsın
Cenazemi Ali yıkasın, Ömer kaldırsın.
O, Hakkına yürüdüğünde ışık şehri Medinedeydi,
Yani tam da sevdiklerinin yüreklerindeydi...
Altmış üç yaşındaydı dünyaya elveda dediğinde,
Ümmetini öksüz koyduğunda geride,
Onun ardınca yürüdü olanca Müslümanlık,
Peşinden yekindi bütün insanlık,
Yürüdü ardınca koca kainat bile...
*
O, yeryüzünde Muhammed,
Gökyüzünde Ahmed’di…
Ve bir gün ansızın çıkagitti…
*
Kayıt Tarihi : 8.12.2011 12:34:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Ahmet Yozgat](https://www.antoloji.com/i/siir/2011/12/08/10-snd-sonunda-geldi-ve-gitti-oda.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!