DIŞI KEMAL, İÇİ LENİN…
Pek fazla konuşan insanlar değiliz.
Yaşı bizler bibi 50’nin üzerinde olan, kendi halinde, sessiz sakin insanlarız. Arada bir haberleri okuruz önümüzdeki bilgisayarlardan ve küçük harflerle yorum yaparız. Yine kendimizce tabii…
Güncel konulara da dokunuruz kimi zaman.
Hemen hemen her tartışmanın başında veya devamında ya “inancımız” a göre veya “Atatürk”e göre…
“Kuran diyor ki…” diye başlayan konuşma şekli yahut “Atatürk diyor ki…” gibi sözlerle örneklendirilen değerlendirmelerle, bir bakıma değer verilmeye, kesinlik kazandırılmaya, bazen de sanki kalıba sokulmaya çalışılıyor düşünceler.
Millî (ulusal) ve manevi (maneviyatı bazıları sadece kültür olarak algılıyor) duygu ve düşüncelerden söz açılınca, Kemalizm, Atatürkçülük fışkırıyor dillerden.
Yanımda oturan ve yaşı benden biraz daha fazla olan bir arkadaş da öylesine Atatürkçü idi ki, adeta gıpta ettim. Ne güzel, Atamızı iyi kavramışız, dedim kendi kendime.
Atatürk’ten birkaç söz söyledin mi, “laik, sosyal, cumhuriyet “ dedin mi, senden daha iyi Atatürkçü olamaz. Senden daha iyi bilen hiç olamaz.
Yanımdaki vatandaş da iyi bir Atatürkçü profili çizmişti, konuşmaları ile.
Bir ara da evinde yalnız kaldığından ve bilgisayarından çocuklarına resim gönderemediğinden dert yandı. MSN üzerinden gönderemiyorum, dedi.
Nerede oturduğunu sordum.
Aynı yerde ikamet ediyormuşuz meğer.
Aile Yaşam Merkezinden birlikte çıktık ve büyükşehir belediyesinin özel servis otobüsüne bindik. Onlara en yakın durakta indik. Evine çıktık.
Olağan bekâr evi...
Kahve ikram etmek istedi. Teşekkür ederek içmeyeceğimi söyledim.
Salona göz gezdirmeme gerek kalmadı. Zira bir halı portre duvarda asılıydı.
Rengim değişti görünce, kalp atışlarım sıklaştı. Yüzümü hafif bir öfke rüzgârı yaladı.
Hemen bakalım. Benim acil işim var, dedim.
Tamam, dediler.
Bu duvardaki kim?
Henüz yarım saat önce muhteşem(!) bir Atatürkçü, Kemalist idi. Onun cevap vermesine fırsat vermeden:
“Lenin mi? ” dedim.
“Evet! ” cevabı karşılık buldu.
Hani Atatürkçü idin?
Biz sosyal demokratlar hem Atatürk’ü severiz, hem de sosyalist önderleri…
İçimden; yani komünist liderleri…
Lenin, Stalin, Marks, Mao, Kastro gibileri…
…Bey, MSN’nin yeni sürümlerinden birini yüklersen resim gönderirsin. Bu programla gönderemezsin dedim. Kestirmeden işi bitirdim. Çünkü bir an önce oradan ayrılmak istiyordum.
Ceketinin yakasında özellikle Atatürk rozeti taşıyıp, evinin başköşesinde halıya nakşedilmiş Lenin portresi bulundurmak...
Sosyal demokrat(!) olmak için Marks temelli komünist düşünürleri hatmetmek…
Bu nasıl bir Atatürkçülük böyle…
Atatürk’ü okumadan, anlamadan, öğrenmeden Atatürkçü olmak, böyle bir anlayışın mahsulü olmalı.
Yazık böylesi Atatürkçüyüm diyenlere ve Atatürk maskesiyle Marksçı, Leninci, Stalinci, Maocu olanlara.
Dışı Atatürk, içi Lenin olmak…
Maskeleri çıkartın…
Kendiniz olun artık…
Hikmet ÇİFTÇİ
09 Kasım 2012
Kayıt Tarihi : 9.11.2012 16:57:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Anı...
![Hikmet Çiftçi 2](https://www.antoloji.com/i/siir/2012/11/09/10-kasim-a-ithaf-disi-kemal-ici-lenin.jpg)
Maskeleri çıkartın…
Kendiniz olun artık…
Bu hassas ve önemli konuya mükkemmel yaklaşımınızdan dolayı tebrik ve teşekkür ederim.
Türkiyemzin ve inasnımızın kanayan yarası.
İSTİSMARCILIK.
Bir zamanlar Atatürkçüler vardı.
Sonra yerlerini Atatürkçü geçinenler aldı.
Şimdi ise Atatürkçülükten geçinen dünün marksist ve leninist fosil makyevalistleri kaldı.
Maalesef ülkenin huzurunu ve milletinde rahatını bozmayı beceriyorlar.
Tabi İSTİSMAR EDİLEN sadece Atatürk değil.
Millli ve manevi değerler milliyetsiz ve maneviyatsız menfaatçiler tarafından her fırsatta alabildiğine istismar edilip, doymak bilmeyen hırs ve basit kişisel menfaatler uğruna kullanılmakta.
Malesef yapabileceiğimz çok şey deyok.
Allah fırsat vermesin.
Bu aziz milleti bölüp biribirine düşman etme heveslerini kursaklarında bıraksın.
Güzel yazınıdan, önemli tespitlerinizden dolayı tekrar tebrik eder çalışmalarınızad başarılar dilerim.
TÜM YORUMLAR (4)