10 Kasım 1938'den,günümüze Atatürk

Mürsel Adıgüzel
1946'Kars-Arpaçay-Koçköyü'nde doğdum,yaşıyorum
130

ŞİİR


7

TAKİPÇİ

10 Kasım 1938'den,günümüze Atatürk

Sayın Başkan,
Saygı Değer Meclis üyeleri,
Değerli Bürokratlar,
Sözlerime başlamadan, hepinize saygılarımı sunarım..
Bilindiği üzere, bu gün Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün 10 Kasım 1938 Perşembe günü saat 9.05’e, aramızdan ayrılışının 68. ölüm yıldönümüdür. Bu gün yurdumuzun her yerinde ve dış temsilciliklerimizde, şanlı bayrağımızın yarıya indiği gündür. Bu günün anlam ve önemi yurdumuzun her biriminde ve dış temsilciliklerimizde anılmaktadır. 10. dönem İl Genel Meclisi Üyeleri Olarak Başta Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, ulusumuz için canını seve seve veren gazi ve şehitlerimizin manevi huzurlarında saygı ile eğiliyor, minnet duygularımı bildiriyorum.
Sayın Başkan,
Atatürk’ü yıllarca yas tutarak anmak değil, O’nun yaptıklarını bilmek, öğrenmek, anlamak ve uygulamaktan geçer.Hele hele dünyamızın içinde bulunduğu bu acımasız ortamda, O’nun düşünce ve fikirlerine daha çok ihtiyaç duymaktayız. Atatürk’ün ön gördüğü ve işaret ettiği ilkeler geçerliliğini yitirmemiştir. Günümüzde de bu ilkelere ihtiyaç duyulduğu görülmektedir.
Çünkü:“Atatürk gibi dehalar ancak görünüşte ölürler. Öyle insanlar bir kuşak için doğmadıkları gibi, belli bir dönem içinde doğmazlar.”
O nedenle; ATATÜRK’ÜN AÇTIĞI YOLDA yürümenin önemini bilmeli ve ona göre hareket etmeliyiz.
Sayın Başkan,
Bu güzel ülkemin insanları yıllardır istismar edilerek öyle bir noktaya getirildi ki, halkımız, Ata’sına hem saygı sunmak, hem de yanlış gidişatı şikayet etmek maksadıyla, Anıtkabir’e koşmaktadırlar. Bu duruma neden olanlar, oturup düşünmeliler.
Bakın Ünlü Ozan ve şairimiz Cahit Külebi, onun için nasıl seslenmektedir:
Davullar zurnalar döğende/ Biz seni hatırlarız./Binip trene gezende/Biz seni hatırlarız/ Önce adını öğrenir çocuklarımız/ Eli kalem tutup yazanda/ Binler yaşa, yurdumuza hizmeti büyük Kemal Paşa/ Ölümsüz insan Şanlı Atatürk.
Değerli ozanımız ve şairimiz Cahit Külebi, Fikirler ve düşünceleriyle ölümsüzlüğe ulaşan, Ulu Önderimiz Atatürk’ü, dünya durdukça kalbimizde yaşamaya devam edeceğini yazmış olduğu bu şiiriyle, çok anlamlı bir biçimde ifade etmektedir. Bende, Atatürk’ün 100. doğum günü kutlamaları nedeniyle, düzenlenmiş bulunan şiir yarışmasına katıldım.O gün yarışma kitabım da yer alan bir şiirimi sizlere okumaktan onur sayarım.

ATATÜRK
Hürriyetim, özgürlüğüm her şeyim,
Senin üstün fikrinledir Atatürk.
Bundan yoksun etmek isteyenlerin,
Ellerini kırmak borcum Atatürk.

Gösterdiğin yolda gençlik yürüyor.
Devrimlerin değerini biliyor.
Kazandığı kazanımı koruyor
Yol göstermek ona borcum Atatürk.

Yolun bize uygarlığın yoludur.
Hedeflerin insanlığın varıdır.
Türkiye’nin sevgilisi yarıdır.
Sarmaş dolaş olmak borcum Atatürk

Mürsel Adıgüzel

Sayın Başkan ve Meclisimizin Değerli Üyeleri,
Atatürk’ün yolu dediğimizde şunu bilmeliyiz ki, Atatürk, Ulusal Kurtuluş Savaşının öncüsü olarak, Türk yurdunu düşmanlardan kurtarmış ve Milletini bağımsızlığa kavuşturmuştur. Bu büyük kahramanı, ender yetişen devlet ve halk adamı, Atatürk’ü tanımanın ve öğrenmenin yolu O’nun devrimlerine ve ilkelerine sahip çıkmakla gerçekleşir.Bakın,Atatürk Ülkemizin ve bizlerin geleceğini düşünürken, şunları söylemektedir.
“Benim için bir yandan olmak vardır ve ben hep bir yandayım, o da cumhuriyetin yanında, cumhuriyetten yana olmak, toplumsal devrimden yana olmak.” diyor. Akabinde de şunları söylüyor: “ Bu kadar kara kaygılara katlanıp yıkımlara uğradıktan sonra, Türk Milleti kuşkusuz öğrenmiştir ki, yurdu yeniden yapmak ve orada mutlu ve özgür yaşayabilmek için egemenliği hiç elden bırakmamak ve cumhuriyet bayrağı altında bütün çocuklarını toplu ve dikkatli bulundurmak gerekir. Yeni Türkiye devleti bir halk devletidir ve halkın devletidir. Bütün örgütler baştan başa halkın örgütleri olacaktır. Genel yönetimi halkın kendisine vereceğiz. Bu toplulukta hak sahibi olmak ve her kesin bu işi görmesi temeline dayanacaktır.” Diyor. Görüldüğü gibi, ulusu ulus yapan ana dokunun halk olduğunu söylemiştir. Halkı kendi çıkarları için kullanmak isteyenlere karşı, bakın ne gibi bir düşünce sergilemektedir.“Bu ülkede yobazların bir tehlike yaratacağı hayaldır.Bu türlü insanlar din ve inanç ile asla ilgileri yoktur. Dinsel bağnazlık onlar için bir üstünlük ve çıkar aracıdır.Bu yolla, bir yandan halkı, öte yandan hükümeti aldatarak kendi hesaplarına üstünlük yaratmaya çalışırlar. Hükümete sokulup halk bizi dinliyor ve bizim dediğimizi yapıyor, bizim sözümüz geçiyor diyerek santaj yaparlar. Sonrasında halka dönerek, hükümet bizim avcumuzun içindedir, sakın bizim sözümüzden çıkmaya kalkışmayınız diye korkuturlar. Demek ki halk arasında hiçbir üstünlük ve güç sahibi olmadıkları halde simsarlığını yaparlar. Devletten yüz bulamadıkları dakikada kendilerinin yağı tükenir. Neden ki, ulusumuz hiçbir biçimiyle bağnazlıktan, kara inançtan hoşlanmaz.”
Bu düşüncenin ışığında, ülkemizin yönetiminde bulunan hakim unsurların yaptıklarına baktığımızda, çok büyük çelişkilerin ortaya çıktığını görmekteyiz.
Sayın Başkan ve Değerli Meclis Üyeleri,
Atatürk’ün öngördüğü cumhuriyetin, ekonomik ve sosyal gelişmelerin ışığında, laikliğin vaz geçilmez bir temel ilke olduğunu görmekteyiz. Halkımıza kapatılan halk yolunun açılması, ekonomik ve sosyal gelişmenin, insanlarımız için vazgeçilmez bir hadise olduğunu bu açılımla bilmeliyiz diye de, düşünmekteyim.
Her zaman ülkemizin kalkınmasına, ekonomik ve sosyal gelişimine engel teşkil eden gerici düşünceler belli bir sınıfa dayandırılarak, kalkınmamızda geri kalmamıza sebep olmuşlardır. Bunun aşılmasında, Atatürk’ün ilke ve devrimlerini hiç bir zaman aksatmadan uygulamak gerekir. Bu uygulamalarda savsakladığımız zamanlarda, şunları gördük: “Siz yapamadınız, biz yaparız.” Bunun adı da, cumhuriyeti koruma ve kollama olmuştur. Bu ilke, Anayasa’mızın hakim hükmüdür. Bu hüküm var oldukça, temel görevlerini yapması gerekenler, Görevlerinin dışına çıkarak, gidişatın düzensizliğini bahane ederek, Atatürkçülük adına, Atatürk’ün ilkelerini savuma görüntüsüyle, O’nun kurduğu Cumhuriyetin gelişmesini, demokrasisinin kökleşmesini engellemişlerdir. Nitekim bu gelişmeleri, zaman içinde yaşamış olduk. Halbuki: Atatürk, şöyle diyor, “yaptığımız ve yapmakta olduğumuz devrimlerin amacı, Türkiye Cumhuriyeti halkını tam anlamıyla çağdaş ve tam anlamlı olgun bir toplum haline getirmektir. Devrimlerimizin temel amacı budur. Bu gerçeği kabul etmeyen anlayışları dağıtıp yok etmek zorundayız.”
Görüldüğü gibi, Atatürk sözleri ve eylemleriyle halk adamlığını siyasi hayatı boyunca uygulamış ve halkının birinci derecede geleceğine sahip çıkmasını istemiştir. Halkının, kendinden sonra bir hayal kırıklığı yaşamaması içine şöyle demiştir: “ Benim ölümlü can varlığım bir gün elbet toprak olacaktır.Ama Türkiye Cumhuriyeti sonsuzluğa değin yaşayıp gidecektir.”
Sayın Başkan ve Meclisin Değerli Üyeleri,
Gerçek bir halk önderinden başka ne söz beklenirdi ki. Bütün bunları dikkate alarak, Türk gençliğine Cumhuriyeti koruması ve kollaması açısından yazmış olduğu nutkunda şöyle demektedir: “Ey Türk Gençliği! Birinci görevin Türk bağımsızlığını, Türk Cumhuriyetini sonsuza dek korumak ve savunmaktır.”
İşte bu ses Türkiye’nin sesi, Türk Gençliğinin sesi ve Atatürk’ün sesidir. Bu bakımdan bizlere düşen görev, bizden sonraki kuşaklara Atatürk devrimciliğinin dokularını bozmadan teslim etmektir. Atatürk’ü anmanın en güzel etkinliği devrimlerine ve ilkelerine sahip çıkmaktır. Aynı zamanda Türkiye Cumhuriyetini korumak ve demokrasinin gelişmesini ve insanların evrensel değerlerini savunmakla olabileceğini bilmeliyiz. Göğsümüzü gererek, Yaktığın meşalen asla sönmeyecek ve söndürmeye de hiç kimsenin gücü yetmez, diyebilmeliyiz.Bu birlik ve beraberliğimizi muhafaza ettiğimiz sürece, emperyalizmin egemen kuşatmasından, kendimizi korumuş oluruz.
Sayın Başkan ve Meclisin Dererli Üyeleri,
Buradan Atatürkçüyüm diyenlere de sesleniyorum. Mademki hepimiz Atatürkçüyüz, neden Atatürk’ün ulusal değerlerini göz ardı ederek, bir takım olumsuzlukların içinde oluyoruz. O zaman bir sorun ortaya çıkmaktadır.Ya biz Atatürk’ü bilmiyoruz veya Atatürkçülük numarası yaparak bu milleti oyalıyoruz. Bunu yapmaya hiçbir kimsenin yetkisi ve hakkı yoktur ve de hiçbir zamanda olmamalıdır.
Sayın Başkan ve Meclisimizin Saygıdeğer Üyeleri.
Her on kasımda, Atatürk’ü anmamız yeterli değildir. Bizler Atatürk’ün bitmez tükenmez fikir ne düşünceleriyle bir bütün olmamız gerekir. Aksi halde, gelişen yeni dünya düzeninde, birileri çıkıp kendine göre Türkiye’yi şekillendirme hakkını kendinde görmeye başlar. Ama böyle düşünenler bilmeli ki, Türkiye Cumhuriyeti Atatürk’ün kurduğu temeller üzerine oturmuştur. Hiç kimsenin güçü bu temeli yıkmaya yetmez. Sözlerime son vermeden, bu vatanı bizlere armağan eden, başta Ulu Önder Atatürk olmak üzere, Silah arkadaşlarına, bu uğurda gözünü kırpmadan canını veren şehitlerimize, kanını döken gazilerimize, Cephelere, cephane taşıyan analarımıza şükran borçluyuz. Onları bir kez daha anarak, aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyor ve Yüce Meclisimizde beni dinleyenlere saygılarımı sunuyorum.

Mürsel Adıgüzel
İstanbul İl Genel Meclisi Üyesi
CHP.Grubu Sekreteri

Mürsel Adıgüzel
Kayıt Tarihi : 11.11.2006 20:25:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Atatürk'le ilgili, genel bir değerlendirme yapmaya çalıştım.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Âşık Çağlari Muammer Çalar
    Âşık Çağlari Muammer Çalar

    Harikasınız
    Çok güzeldi yüreğinize sağlık
    Saygılar kaleminize
    Yeni yılın kutlu olsun, nice mutlu yıllara...'
    Karamanlı Aşık Çağlari

    Cevap Yaz
  • Dilşâde Güngör
    Dilşâde Güngör

    Kutlarım Sizi Atatürk denilince sular durur.Sizi tanıdığım için mutluyum

    Cevap Yaz
  • Sibel Oruç
    Sibel Oruç

    geleceğe dair endişeler taşıdığımız şu günlerde

    sizi tanımış olmanın mutluluğunu taşıyorum saygılarımla

    sibel oruç

    Cevap Yaz
  • Duygu Bedir
    Duygu Bedir

    Kopyalayıp dosyama aldım Sayın Mürsel. Kutluyorum... Atamızın gösterdiği yolda ilerlemeye Cumhuriyetin temel taşlarının korunmasına galiba her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Böl-parçala-yut politikaları çok hızlı bir şekilde ilerliyor. Selam ve Sevgiler.

    Cevap Yaz
  • Hafize Hanaylı
    Hafize Hanaylı

    Sizi saygıyla selamlıyor sevgilerimi sunuyoum değerli öğretmenimiz. Atamıza saygı ve sevgi duyan insanların yanında her zaman kadınlar vardır, bende onlardan biriyim sadece.
    Yazınızı hayranlıkla okudum. Bizler daha ölmedik buralardayız, sizin yanıbaşınızdayız son nefese kadar... Sizin gibilerin hep yanımızda olmanız dileğimle... Sonsuz saygılarımı sunuyorum...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (15)

Mürsel Adıgüzel