1a/:
Ey çöllere hükmeden adam...
'Hu! ' de ve kapaklan...
Ya Yakhya! Ben de o analardan birinin öksüzüyüm. Dilsizim say ki. Lalım. Elsizim. Adak ekmeklerini kendi ellerinle yedir bana. Kandır aç zamanlarımı. Kendir ek saçlarımın bozlaklı sokaklarına. Eski zamanlardan develerin sırtında an taşı. Arayayım denklerini. Aranayım. Üç gözlü insanlar kentindeki tapınakta bulayım seni. Şakirdin olayım istemesen de. Her septembır günü adanan kurbanın var mı? Ona banayım işaret parmağımı gürleyerek. On iki oymağını simgeleyen on iki kutsal ekmek midir bana yedirdiğin? Bileyim. Nedir dediğin? Dibine kadar anlayayım. Kağnılarla inanlı taşıyayım Kaf dağlarından. Analarından izin alayım koşuşan çocukların. Zeytin ve sedir kozalağı sunayım senin adına.
Omuzlarına iğde dalı asayım.
1b/:
Ya Yakhya! ...
Senin için yas tutayım.
Ben de bileyim Ya Yakhya,
Sırrını uzaklardaki maveranın.
Bileyim ve iman edeyim söğütlerin canına.
Sanırım çöl ağlar kendi bahtına,
Her devri dehrde güneş ağlar ışığını.
Annelerse kendi Yakhya'sına ağlar.
Sense mühürle enfusi sırlarını,
Mührü Süleyman'ımla ateşte kızartarak.
Dön ve hönkür semadaki yanık yüzlü sarışın aya...
'Amin' de ve çekil ya Yakhya.
Kayıt Tarihi : 20.3.2006 17:37:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!