1/:
Ya Yakhya!
Dokunma Meryem'ine Yarusalem'in...
Ben hala bu şiirde saklı bir yürek peşindeyim,
Bir astokriş ararım dizelerin başucunda.
Ağlıyor olacağım bel ki de Samanyolunda,
Bulduğunda sen beni kırkıncı ayında ölümümün.
Bir dilektir ki tutulmuştur,
Zamanın ve insin ilk harfinde,
Dünyanın üzerine doğan güneştir yaşamın özü,
Dağların özü ise şiirdeki aşktır.
Aşkın arkasında saklanmak tembel tembel,
Yakışmaz yakamozlu vadilere.
Durursa mekansız bir zaman da,
Aman demek boştur.
Kara Ali'nin icraatı sonlanır,
Puslu bir vaha gibi dalar coğrafyaya,
Yarar da ulaşır yüreğine kaderin şişi.
Geçtiği sislerden güneşler derer belki,
Belki de aşarak sıra dağlar doruğundan,
Varır yazgımız ikimizin,
Karanlık ve sakin yamaçlarına yüzümüzün.
En olmadık aşkları içerek gider yürekler,
Aşk bir şarkı gibi simetriktir,
Ve kendi ezgisi üstünde ilerler.
Dalar en zayıf yerinden sabaha.
Ya da ateş fışkıran kuyu-yu gayya
Ey Yakhya...
Kayıt Tarihi : 20.3.2006 17:42:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!