Alın teri taciri ‘Sivil Toplum Örgütleri’,
Sizin neyinize işçinin 1-Mayıs günleri..(!)
O meydan hak arama meydanıdır, ‘hesap’ sorma meydanı değil! !
Hesap sorulmasına sorulacaktır elbet, Alın teri adına, geçim adına, açlık ve sefalet adına gelecekteki kaygılarımız adına, sosyal adalet, eşitsizlik, insana yakışır bir gelir, adaletli vergi politikası adına…
Emekçinin Geleceğinden endişe, şüphe ve açlık ve sefalet sarmalının olduğu bu emek bayramında; ne Çorum olayları, ne Maraş olayları ne de Sivas olaylarının ‘hesabı’ sorulamaz.! Orası emekçilerin alın terine, emeğinin hakkına sahip çıkma yeridir-meydanlarlarıdır.
Hiçbir zaman ne aşırı sağcıların ne de aşırı solcuların ne de ılımlı-fundamentalist dinci gruplarının yeridir..!
Ve de, ve de ne de PKK ve düzen karşıtı anarşist örgütlerinin yeridir! ! !
Orası Emeğe Saygı; Alın terine saygı meydanıdır! …
Orası İşçilerin-Emekçilerin meydanıdır..!
Baktığımızda, her zaman yıkımcı nefretle nefes alan anarşistlerle dolmakta 1 Mayıs.
Bu ülkeye – Bu millete inanmayan ve Türkiye Cumhuriyetini sevmeyen kılıklarla dolup taşmakta.
Nevruz kutlamalarındaki zihniyetin aynısı 1-mayıs kutlamalarında da mevcuttur(!) …
Maksat ne işçi bayramıdır ne de emek bayramıdır. Maksat bağcıyı katletmektir!
Hee hesap soracaksan Emeği, Alın terini kullanmadan soracaksın.
Çorum olayları diyor, Maraş olayları diyor, Sivas olayları diyor! ! ! Ağzından hiç EMEK adına İŞÇİ adına bir söylem dahi çıkmıyor.
PKK sözcüleri ‘özgürlükler, 301’lerden dem vurarak Miting alanında yerimizi alacağız diyor…
Yani bu ülkenin altına dinamit koymak isteyenlerin hepside 1- Mayısı istiyor.
1-Mayıs elbette olmalı, İşçi halayını çekmeli kol kola, göz göze, omuz omuza…
ama kardeşim iki tane kıçı kırığın kışkırtmasına gelmeden! ! !
Ya sen neyin hesabını soracaksın be kardeşim? Emekçi kitlesini sen nasıl başka mecradaki bir mes’ele için maşa olarak kullanırsın? .
Çıkarsın meydana ‘Arkadaşlar ben Çorum olaylarını, Maraş olaylarını, Sivas olaylarının hesabını sormak için bir siyasi örgüt kuracağım; buyurun gelin oy verin birlikte hesap soralım’ dersin, öylelikle çıkarsın meydana...
İşçi bayramı diyorsun olayı Provake kendin ediyorsun.
İşçilikle, Emekçilikle hiç mi hiç alakanız yok sizin..
Ayak takımısınız tabii. İşçilikle zerre kadar alakası olmayanları cephe olarak seçmektesiniz.
Sizinkisi işçilik – Emekçilik değil düpedüz kırıp-dökme sağa sola zarar verme. Eli tornavida tutmayan, çekiç tutmayan sırf macera olsun diye ‘HESAP – HESAP’ diye kıçını yırtanları o meydanlara çekiyorsunuz..!
1-Mayıs silüetinde çıkar gruplarının kötü emelleri değil benim emeğimin karşılığı olmalıdır.
Siz İşçinin alın terine kurban olun.
Alın teri tacirleri sizi…
-
-
-
Kızılay’dayız normal bir vaziyette sloganlarımızı atıyoruz derdimizi anlatıyoruz..
aa bir baktım üniversite öğrencileri kılıksız kılıksız üstelik,
beni yolda görse aynen şöyle der;
'aa pisliğe bak, her tarafı yağ içinde, pas içinde'...
ulan hergele..! 'ben zaten işçiyim'.
ne arar takım elbise ne arar deri çizme
var işte üstümde bir tulum
elim anahtar tutar, elim çekiç vurur
Kah duvara kah örse
elim tornavida tutar, vida sıkar,
ben tornacıyım, ben presçiyim
frezeci, emayeci, dökümcü
potalarımda geleceğimi dökerim maçalarla
harlar içinde suladığım umutlarla
ve geleceğimi inşa ederim emeğimden
kule kule ekmeğimden!
ben kaynakçı, ben montajcıyım
yeri geldiğinde makasçı-giyotinciyim!
benimle döner çarklar, benimle oluşur farklar
tabi yağ pasak içinde olacağım! !
alın terim vücudumda, alnımda yağ silikleri
yalın ve masum bir umut var koynumda
kader işte!
salpağım bile yok avucumda,
başucumda
ne var! ?
üstüpü üstüpü, hergele kılıklı üstüpü..!
ister misin, ellerini siler misin?
İşte ben böyleyim; ama beni istemezler 'kokuyorum' diye...
benim meydanım neresiydi, ben kimlerdendim?
niye onların arabaları, yatları, katları var baba?
ben niye işçiyim baba?
ben neden emekçiyim anne, emmi, dayı teyze, nene?
ne biçim bir kabus bu tanrım? .
www.halindenhali.blogspot.com
Orkun IşıkKayıt Tarihi : 1.5.2008 09:38:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
'1 Mayıs'ı ilk kez Atatürk yasakladı
1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü işçi kesiminin uluslar arası birlik, mücadele ve dayanışma günüdür. Bunu bir kere herkesin anlaması ve anlamının dışına çıkartmaması lazım. Dünyanın birçok ülkesinde resmi bayram olarak kutlanan 1 Mayıs ülkemizde ilk olarak 1923 yılında Amele Bayramı olarak kutlanmıştır.
İlk kez 1856 1 Mayıs'ta Avustralya'nın Melbourne kentinde taş ve inşaat işçileri, günde sekiz saatlik iş günü için Melbourne Üniversitesi'nden Parlamento Evi'ne kadar bir yürüyüş düzenlediler. Bu günün çıkış noktası tam da burasıdır.
1 Mayıs 1886'da ise Amerika İşçi Sendikaları Konfederasyonu önderliğinde işçiler günde 12 saat, haftada 6 gün olan çalışma takvimine karşı, günlük 8 saatlik çalışma talebiyle iş bıraktılar. Şikago'da yapılan gösterilere yarım milyon işçi katıldı. Luizvil'de (Kentaki) 6 binden fazla siyah ve beyaz işçi, birlikte yürüdü.
O dönemde Luizvil'deki parklar, siyahlara kapalıydı. İşçiler, sokaklarda yürüdükten sonra hep birlikte Ulusal Park'a girdi. Her eyalet ve kentte, siyah ve beyaz işçilerin birlikte yaptığı gösteriler, gazeteler tarafından, 'Böylece önyargı duvarı yıkılmış oldu' şeklinde yorumlanmıştı.
Bu gösteriler 1 Mayıs'ı izleyen günlerde tüm harareti ile devam etti ve 4 Mayıs'ta kanlı Haymarket Olayı'na yol açtı.
Uygulanan yasal baskılarla bu gösterinin tekrarlanması engellendi. 1889`da toplanan İkinci Enternasyonal'de Fransız bir işçi temsilcisinin önerisiyle 1 Mayıs gününün tüm dünyada 'Birlik, mücadele ve dayanışma günü ' olarak kutlanmasına karar verildi. Böylece ikinci gösteri 1890 yılında yapılabildi.
1800'lü yıllardan bu yana ismi 'Birlik, mücadele ve dayanışma günü' olmasına rağmen tarih boyunca kanlı olaylara sahne olan 1 Mayıs'ın çıkış noktasından ve anlamından her geçen yıl uzaklaştığını söylemek yanlış olmaz.
Kimse kusura bakmasın ama 1 Mayıs'ı kutlamanın anlamını bilenlerin sayısı çok az. Bu güzel ve anlamlı günü anarşiye dönüştürenler yüzünden gerçek emekçiler haklarını arayamaz oldu. Bugün değil tarih boyunca her 1 Mayıs'ta olaylar yaşandı.
Ülkemizde 1923 yılında 1 Mayıs günü yasal olarak 'İşçi Bayramı' ilan edildi. İlan eden Hükümet'in başında Mustafa Kemal Atatürk vardı. Ancak yine aynı hükümet bir yıl sonra 1924 yılında 1 Mayıs kutlamalarını yasakladı. 1 Mayıs'ı ilk kez yasaklayan Mustafa Kemal Atatürk'tür.
Ardından 1925`te çıkan Takrir-i Sükun Yasası, İşçi bayramını kutlamayı yasakladı ve uzun yıllar bu yasak geçerliliğini korudu. Demek ki bir arıza var ki Atatürk dahi bu günü yasaklamış.
Ancak Atatürk ölümünden 3 yıl önce yani 1935 yılında ise ülkemizde 1 Mayıs`a 'Bahar ve Çiçek Bayramı' adı verildi ve ücretsiz tatil günü ilan edildi. İsim değişikliği ile belki bir şeyler düzelir düşüncesi 32 yıl idare edebildi ve o malum 1977 1 Mayısı'nı yaşadı ülke…
Demem o ki geçen sürece bakıldığında 1 Mayıs adı gibi işçi bayramı veya emek ve dayanışma günü olarak değil kaos günü olarak yaşanıyor. Bu bağlamda bu günün çıkış noktası itibariyle anlam ve önemini yitirdiğine inanıyorum.
1 Mayıs ülkemizde Cumhuriyet'ten bu yana tedirginlik ve kargaşayla geçtiyse ‘1 Mayıs işçi bayramıdır.' diyen sendika başkanlarının durup düşünmesi lazım. Kutlamak istedikleri gün acaba gerçekten bayram mı?'
Emrah KAYA
[email protected]
TÜM YORUMLAR (2)