HARPUT TARİHİ
Harput, Elazığ ilinin eski yerleşim bölgesıdir.
Tarih kaynakları Türklerin Anadolu ya MÖ. 2000 yıllarından
itibaren geldiklerini yazar. Fahrettin M. KIRZIOGLU, bazı oğuz
boylarının M.S. 4. ve 5. yüzyıllarda Doğu Anadoluya hakim
olduklannı ve Haıputta bir beylik kurduklarını Dede korkut
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Duygulu şiir tadında yazınızı beğendim. Gönlüne sağlık. Kutlarım. Selamlar...
Muhterem Hocam;Siz yaşam ve kültürel birikiminizi bizlerin bilgisine ince bir işleyiş ve nezaketle sunmaktasınız.Alabildiğimiz kadar almaya çalışıyoru(m)z.Size ulaşamayıp ta,okuma şansı olamayanlar için ulusal yayın kanallarına sizlerin varlığını hatırlatmak isterim.İşte sana kültürel bir deha.Buradan 'Harputlu Çötelizadeler'adlı bu yazınızda görüldüğü gibi,Ülkemin insanı her şekilde soyu sopu iç içe geçmiç bir milletiz.Dilin dinin rengin ne olursa olsun,köken bir soyun bir.Bu toprak bu ülke hepimizin.Ayrımcılık yapanlar bu ülkenin gelişmesini büyümesini istemeyip, birliğini bozmak isteyenler ve onların uzantılarıdır.Sağ olunuz hocam.Saygılarımla
Kronolojik bilgilerle donatılmış, tanıtıcı ve çok önemli bir yazı.
Emeğinize sağlık. Bilgileri herkesle paylaşma görevini başarıyla yaptığınız için de ayrıca teşekkürler.
Tam Puan + Ant.
Sevgilerimle....
Nafi Çelik
Aslını bilmek, bilinçli olmak, geçmiş değerlerini yaşatmak demek. İbret alınacak bir ecdadın torunlarıyız. Bu değerli çalışmanızı candan kutlarım.
Ağabeyim sayfana gelmek benim için bir onur,bir harika dost ziyareti,yüreğin var olsun.Saygı ve hurmetler....
3-Eski çöte köyü-Kalecik- Ankara
4- Yeni çöte köyü-Çubuk- Ankara
AKRABA OLMUŞUZ BE ÜSTAD. İKİ GELİNİZ VAR KALECİK ESKİ ÇÖTEDEN.
BİR DE BİZİM KÖYDEN BİR SÜLALENİN GEÇMİŞE DAYALI BİR AKRABALIĞI VAR ESKİ ÇÖTEYLE AMA NASIL BİR AKRABALIK BİLMİYORUM ESKİDEN HEP SÖYLERLER VE GELİP GİDERLERDİ.
okuddukça sizlerin hemşehrisi olmanın gururunu yaşadığım bir tarihçe bu. iyi ki size geçte olsa merhaba demiş sizi bu vesile ilede olsa daha yakından tanıma fısatını kendimce yaratmışım.
müsadelerinizle bir hemşehri olarak göğsümün kabardığı bu tarihçeyi + ant. sayfama alıp gidiyorum. saygı ve hürmetler saygıdeğer ağabeyim.
abi emeğine sağlık. ölümsüz bir eser olmuş. AHMET TURAN ÇÖTELİ
Bu güzel yazını ilgiyle okudum ağabey.Çöteli gözümün önüne geldi.Hep içinden geçeriz bilirsin.Yüreğine sağlık,saygı ve hürmetler...
SAYGIDEĞER ABİM. EMEĞİNİZE SAYGI DUYMAKTAYIM.
SOYUNU ARAŞTIRAN VE ŞANLI GEÇMİŞİ İLE İFTİHAR EDEN ŞAHSINIZI HÜRMETLE SELAMLIYORUM
Bu şiir ile ilgili 73 tane yorum bulunmakta