1. Desire (ilk ve son damla) Şiiri - Yor ...

Enes Ateş
159

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Lisanı lâl eyleyen, yüreği mahzun kılan,
Kan kırmızı güllerin yabani katındayım.
Şimdi bana desire, yalnızca bana kalan
Emsalsiz soruların meçhul yanıtındayım
Lisanı lâl eyleyen, yüreği mahzun kılan.

Her dakika yalan bir hayale dalıyorum,

Tamamını Oku
  • Gülgün Çako
    Gülgün Çako 31.01.2007 - 00:35

    'Tutkunun kanatları, aratmaz kanatlı atları'

    Cevap Yaz
  • Derya Davarcı
    Derya Davarcı 30.01.2007 - 09:42

    Dört dörtlük bir şiir okudum kaleminizden... Tebrik ediyorum. Selam ve muhabbetle...

    Cevap Yaz
  • Emir Akcan
    Emir Akcan 29.01.2007 - 17:29

    'DEĞERLİ KARDEŞİM ENES:BEN KENDİMDEN UMUTLU DEĞİLİM AMA SENDEN ÇOK UMUTLUYUM.BİLİYORUM Kİ SEN İLERİDE TÜRK ŞİİRİNİN MİHENK TAŞLARINDAN BİRİSİ OLACAKSIN.UMUT MİSALİ GÜLÜMSEYEN ŞAİRE SELAM OLSUN....'

    Cevap Yaz
  • Selami Ateş
    Selami Ateş 29.01.2007 - 17:12

    Sen yaşta bir delikanlı için çok eski bir çalışma gibi geldi bana...Bunu kullandığın şiir dili için söylüyorum...Eleştirdiğimi sanma sakın...Bu kadar çok dile hakim olman beni şaşırtıyor...Şiirini kutluyor, başarılarının devamını diliyorum...

    Cevap Yaz
  • Selcen Boyar
    Selcen Boyar 29.01.2007 - 16:55

    güneşin battığı yerde
    dağların dibindeyim
    yara bere içinde ellerim ve yüreğim

    tebrikler canım çok güzel bir şiir ellerine yüreğine sağlık
    sevgilerimle

    Cevap Yaz
  • Ersen Devrim Şimşek
    Ersen Devrim Şimşek 29.01.2007 - 13:04

    Giriş,gelişme sonuç olarak gayet güzel kelimelerle bezenmiş, noktalama işaretlerine ve özel isimlere dikkat etmen sevindirici. Düşündürücü ve akıcı bir şiir olmuş.selamlarımla..

    Cevap Yaz
  • Mustafa Yigit
    Mustafa Yigit 29.01.2007 - 00:14

    Beni gün ışığının battığı yerde ara
    Orada hayatımı yeniden yazacağım.
    Bana bir Eyyûb kadar vefakâr şimdi yara,
    Önce sabredeceğim, sonra can bulacağım,
    Beni gün ışığının battığı yerde ara...

    Tebrikler şairim,güzel şiir.
    Mustafa Yiğit/Adana

    Cevap Yaz
  • On İki
    On İki 28.01.2007 - 23:20

    ve bu şiir tabi ki....


    VE MONNA ROZA

    Peygamber çiçeğinin aydınlığında ara
    Sana doğru uzanan çaresiz ellerimi.
    Sırrımı söylüyorum vefakar balıklara:
    Yalnız onlar tutacak bu dünyada yerimi.
    Koyverip telli pullu saçlarımı rüzgara,
    Bir çocuğun ardına düşen heykellerimi
    Peygamber çiçeğinin aydınlığında ara...

    Bir çevre sağ elimden bulanık suya düştü
    Ve boğazımı sıktı parmaklar ince, uzun.
    Günahkar toprağıma saçından bir tel düştü;
    Sana ne olmuş Rosa, bir derde tutulmuşsun.
    Bir ekmek kadar aziz fikirler böyle pişti:
    Noel ağaçları ve manolyalar kahrolsun,
    Bir çevre sağ elimden bulanık suya düştü...

    Şu şapkayı çıkarıp atıyorum ırmağa;
    Her şeyim sizin olsun, hep sizin kesik başlar.
    Rüyasında örümcek başlarsa ağlamağa,
    İçine gül koyduğum tüfek ölmeğe başlar.
    Günahını sırtına yüklenen kaplumbağa
    Gibi ölüm önünde öz benliğim yavaşlar.
    Öyleyse şu şapkayı fırlatayım ırmağa.

    Bu erkekler kokuyu kediler gibi alır
    Ve kediler her gece sürünür yastıklara.
    Denizleri bahtiyar eden günler kısalır;
    Satılmayan çiçekler, zehirli ve kapkara,
    Unutulmuş erkekler ve kadınlara kalır.
    Bir geyiğin gözleri düşer eriyen kara
    Ve erkekler kokuyu kediler gibi alır.

    Ve yalnızlık, sigara külü kadar yalnızlık!
    Ve toprağın rüyaya yılan gibi girişi.
    Sana da, Monna Rosa, taş bebeği bıraktık,
    Ellerinde kılçıklı balıkların bir dişi.
    Senin hatıran gibi büyük, yeni, karanlık;
    Senin hatıran kadar Allah ve şeytan işi...
    Ve yalnızlık, sigara külü kadar yalnızlık!

    Bugün yalnız yağmura tahammül edeceğim;
    Ta boğazıma kadar çıkan deli yağmura.
    Tüyüme horozdan çok itimat edeceğim,
    İtimat edeceğim şu belalı yağmura.
    Ruhuma bayrak yapıp ben teslim edeceğim
    Asılmış bir adamın iki eli yağmura.
    Bugün yalnız yağmura tahammül edeceğim.

    Bir tren ışığına, güneşe çekmek seni
    Ve bir şehir yaratmak, ruhundan Gülce diye.
    Parçalanan gemiyi ve yırtılan yelkeni
    Katıvermek sessizce söylenen bir türküye.
    Ve sonra bir köşede öldürmek ölmeyeni
    Ve son vermek bitmeyen, bu bitmeyen şarkıya,
    Bir tren ışığına, güneşe çekmek seni.

    Sana tavuskuşunun içime girdiğini
    Son, en son söz olarak söylemek istiyorum.
    İçime girdiğini, tüyünü yolduğunu
    Son, en son söz olarak söylemek istiyorum.
    İçimde tavusların bir bir kaybolduğunu,
    Bana da bir çift ak kanat kaldığını
    Son, en son söz olarak söylemek istiyorum.

    Peygamber çiçeğinin aydınlığında ara
    Sana doğru uzanan çaresiz ellerimi.
    Sırrımı söylüyorum vefakar balıklara;
    Yalnız onlar tutacak bu dünyada yerimi.
    Koyverip telli pullu saçlarını rüzgara.
    Bir çocuğun ardına düşen heykellerimi
    Peygamber çiçeğinin aydınlığında ara...

    1952, Kış (Yılbaşı Gecesi)

    Cevap Yaz
  • On İki
    On İki 28.01.2007 - 23:17

    MONA ROZA



    Mona Roza, siyah güller, ak güller

    Geyvenin gülleri ve beyaz yatak

    Kanadı kırık kuş merhamet ister

    Ah, senin yüzünden kana batacak

    Mona Roza siyah güller, ak güller



    Ulur aya karşı kirli çakallar

    Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa

    Mona Roza, bugün bende bir hal var

    Yağmur iğri iğri düşer toprağa

    Ulur aya karşı kirli çakallar



    Açma pencereni perdeleri çek

    Mona Roza seni görmemeliyim

    Bir bakışın ölmem için yetecek

    Anla Mona Roza, ben bir deliyim

    Açma pencereni perdeleri çek...



    Zeytin ağaçları söğüt gölgesi

    Bende çıkar güneş aydınlığa

    Bir nişan yüzüğü, bir kapı sesi

    Seni hatırlatıyor her zaman bana

    Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi



    Zambaklar en ıssız yerlerde açar

    Ve vardır her vahşi çiçekte gurur

    Bir mumun ardında bekleyen rüzgar

    Işıksız ruhumu sallar da durur

    Zambaklar en ıssız yerlerde açar



    Ellerin ellerin ve parmakların

    Bir nar çiçeğini eziyor gibi

    Ellerinden belli oluyor bir kadın

    Denizin dibinde geziyor gibi

    Ellerin ellerin ve parmakların



    Zaman ne de çabuk geçiyor Mona

    Saat onikidir söndü lambalar

    Uyu da turnalar girsin rüyana

    Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar

    Zaman ne de çabuk geçiyor Mona



    Akşamları gelir incir kuşları

    Konar bahçenin incirlerine

    Kiminin rengi ak, kimisi sarı

    Ahhh! beni vursalar bir kuş yerine

    Akşamları gelir incir kuşları



    Ki ben Mona Roza bulurum seni

    İncir kuşlarının bakışlarında

    Hayatla doldurur bu boş yelkeni

    O masum bakışlar su kenarında

    Ki ben Mona Roza bulurum seni



    Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza

    Henüz dinlemedin benden türküler

    Benim aşkım sığmaz öyle her saza

    En güzel şarkıyı bir kurşun söyler

    Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza



    Artık inan bana muhacir kızı

    Dinle ve kabul et itirafımı

    Bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı

    Alev alev sardı her tarafımı

    Artık inan bana muhacir kızı



    Yağmurlardan sonra büyürmüş başak

    Meyvalar sabırla olgunlaşırmış

    Bir gün gözlerimin ta içine bak

    Anlarsın ölüler niçin yaşarmış

    Yağmurlardan sonra büyürmüş başak



    Altın bilezikler o kokulu ten

    Cevap versin bu kanlı kuş tüyüne

    Bir tüy ki can verir bir gülümsesen

    Bir tüy ki kapalı gece ve güne

    Altın bilezikler o kokulu ten



    Mona Roza siyah güller, ak güller

    Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak

    Kanadı kırık kuş merhamet ister

    Aaahhh! senin yüzünden kana batacak!

    Mona Roza siyah güller, ak güller



    Sezai Karakoç...



    Peygamber çiçeğinin gölgesinde çok dolanma enes =)

    Cevap Yaz
  • Alper Arıkan
    Alper Arıkan 28.01.2007 - 22:19

    Sevgili Enes kutlarım çok çok güzel başarılar Hayri Arıkan (Serdaroğlu)

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 10 tane yorum bulunmakta