Bütün gece yağan yağmurdan sonra bulutlar yükünü bırakmanın verdiği hafiflikle gökyüzünde savrulurken, güneş henüz uyku mahmuru bir çocuk gibi nazlanarak bir bulutun arkasından görünüp tekrar kayboldu.
Sabahın doğaya ait bu saatinde uyku arasında bile olsa terasa ve çatıya konan kuş cıvıltılarını ağaçlarında hışırdayan yapraklarında gezinen rüzgarı, boş sokaklarda çöp kutularına dadanan kedilerin haylazlığını ve denizin dilsiz mavisinin sesini duyarım.
Yeni başlayan güne ve kendini yenileyen tekrara gönüllü akışlarını düşünür, düşünmekle kalmayıp bunun bir parçası olduğuma inanırım, ve duygumla gizliden gizliye gurur duyarım. Bu yüzden hiç kol saati merakım olmadı nedenini bilmediğim bir reddediş benimki.
Az sonra güneş mahmurluğunu üzerinden atmış, sarı sıcak bir edayla gezinmeye başlamıştı bile.
Büyük bir bahçe içinde yeşile sarınmış renklere dokundu önce.
Bahçe duvarında sarmaşık iğde ve bal çiçeği bir de renk, renk güller baş döndürücü bir kokuyla ve üzerlerindeki parıltılı yağmur damlalarıyla süzülerek eşlik ettiler sarı sıcak ışıklara.
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta