Ne günlere kaldık ya Rab, fitneden geçilmiyor!
Bu milletin kafasında münafıklık hiç yoktu...
Kardeşimiz bile dost mu, düşman mı seçilmiyor!
Bir söyleyin, bunca fiti kafamıza kim soktu?
İyi kötü geçinip de gidiyorduk biz bize...
Aynı Hakk'a inanırdık, uyardık feraize!
Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.
Devamını Oku
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.
Yüce milletimin eski yardımseverliği, konukseverliği, gelenek görenekleri aklıma geliyor da, ne oldu bizim bu millete diye hep hayıflanıyorum. kanayan yaraya parmak basmışsınız değerli şairim. Yüreğine sağlık. 10 puan, ant.
Bizden değil bu kokular, dışarıdan besbelli!
Memlekete bulaştıran, dinledim başka dilli...
El sazıyla oynuyoruz eteklerimiz zilli!
Burun sıkmak kar etmiyor, ortalık nasıl koktu?...Koktuki hemde nasıl yüreğine kalemine sağlık teprikler hocam...
Değerli dostum. Mevlana Hazretlerinin Mesnevide bir hikâyesi var.ben onu nakledeyim. tam başımıza gelenler ondan.
Bir saksağan çitfçinin tarlasında tohum ekme zamanı karnını doyurmaktadır. Yanında bildırcınlar da vardır.
Çiftçi gelir gelmez saksağanı farkeder ve yerden bir taş alarak atar. Saksağan uçar az öteye konar ve bıldırcınlara bakar onlar ta çifçi yanlarına gelene kadar karınlarını doyurmaya devam ederler. Çiftçi tam yanlarına gelince de Ani bir kalkışla uçup giderler.
Saksağan bıldırcınların uçuşuna heveslenir. Günlerce çalışır çabalar bıldırcın gibi uçmayı öğrendim zanneder.
Çiftçinin tarlasına vadır karnını doyurmaya çalışırken çifçi gözükük. Saksağan bıldırcınlar gibi çiftçi yaklaşıncaya kadar buğdayları toplamaya devam eder. Çi,ftşi eline bir taş alır ve saksağana atar. Zavallı saksağan bıldırcın gibi uçmaya çalışır beceremez. Kendi uçuşunu da unutmuştur. Taş geli ayağına değer ve ayağı kırılır. Canını zor kurtarak yuvasına gelir Yavruları sorarlar ne oldu diye.Saksağanın cevabı şudur.
'Yavrularım siz siz olunda başkasının uçuşuna heveslenmeyim benim gibi ayağınız dan olursunuz.
Üstadım Biz de kendi uçuşumuzu bıraktık Avrupanın uçuşuna heveslendik. Omu öğrenemedik, Kendimizinkini de unuttuk. İşte başımıza ne geldiyse bun dan.
'Kabristan Başında ve devamı olan kayıp nesil' Adlı şiirimde Hemde yazılış sebebiyle beraber anlatıyorum.
Selam, sevgi ve saygıyla Şiiriniz Listemde.
Belirli zamanlarda bir yerlerde yetiştirilenler şimdi hep bir ağızdan koro şeklinde fitne haykırıyorlar gönülden kutlarım kaleminize sağlık Mesut Özbek
Maalesef Halil Bey.........
Eskiler ne derdi? 'Kale içerden fethedilir....' Kaleye aldıklarımız, yıllardır koruyup kolladıklarımız meğer ne kadar teşneymiş 'bir işarete', azıcık sırt sıvazlanmaya?
Hele bir de 'içimizden çürümüşleri' buldular ya yanlarına.. Değme keyfim! Zil takıp oynuyorlar 'kanal kanal..' Çalanı var, söyleyeni var.. Oynasınlar, döksünler kurtlarını!
Bir deyiş vardır yöresel... 'Yediğiniz hurmalar, gün gelir tırmalar!' diye...
Bekliyoruz..... Hurmalar mı tırmalar, yoksa 'tırnağı bilenmişler mi?'
Şiiri ve değerli şahsınız kutlarım Üstadım.......
Kusursuz;odağına taşıdığı izlek ve işlenişiyle,ses rengiyle,düşündürücü işlevsellğiyle dolu dolu bir şiir.
Usta işi,bu işte.
Kutluyorum.
Erdemle.
yüreğinizdeki duygu, kaleminiz deki duyarlılığınız deki ilham kaynağınız dan
çağlayıp akan şiir vadisinde akan coşkulu anlatımınız candan kutluyorum değerli kalem her zamanki gibi harika bir eser yaratılmış tebrikler
çok doğru ifadelerle bezenmiş güzel bir şiirdi.... okuyanlar ders çıkaracaktır... kutluyorum sizi...tebrikler dost
Hocam yy.dır hep aynı oyunu oynadılar bize cephede gücü yetmeyenler ;
Zafiyetlerimden, inançlarımızdan, zayıflıklarımızdan, faydalanarak bizi birbirimize düşman edip kırdırdılar...
Yüreğinize sağlık hocam özel bi konu güzel bir nakış++
Maalesef oyunlar bitmiyor, bitenin ardından yeni bir oyun başlıyor...Kutlarım duyarlı kaleminizi, alkışlıyorum...Saygılarımla...
Bu şiir ile ilgili 17 tane yorum bulunmakta