Vicdan bir gün kaybolur ardında iz bırakmayarak;
Suçluluk duygularını, kaygıları ve acıları da olarak.
İnsanlar “Özgürüz” diyerek yokluğundan yararlanarak,
Görülür; soygunlar,yağmalar, çıkarcılık sıradan olarak
Vicdan sokaklarda insanların ayakları altında savrulur.
Herkes işe yaramaz bir şeymiş gibi tekmeler, savurur.
Perişan bir akşamcı, o haldeyken bir gün yolda bulur.
Bulmasa kim bilir daha ne kadar ayak altında durur.
Ayyaş yerden alır almaz çarpılmış gibi vücudu titrer.
Kafası yerine gelir hayal gücü hemen harekete geçer.
Geçmişindeki utanç verici zorbalıklar, ihanetler...
Ruhunda bir yargılama başlar iner beynine darbeler.
“Anam babam! Dayanamayacağım.” diye çığlık atar.
Kalabalıklar onunla alay eder, ardından kahkaha atar
Sarhoş tam atacakken vicdanı karşına bir bekçi çıkar.
Alır vicdanı elinden ve giderken tekrar cebine atar.
Eski bir tanıdığı olan meyhanecinin yanına geçer.
Uyuklayan arkadaşının avucuna usulca bırakı verir.
Adamın gözleri yuvasından fırlar, birden kendine gelir
Kalkar. Şaşkındır; sanki işletmesi ruhsatsız işyeridir.
Şimdi hatırladım; ruhsat alırken kurtulmuştum bundan.
Sıkılır, terler ve anasından emdiği süt gelir burnundan.
Meyhane dolarken bahseder içkinin sebep olduklarından.
Atıp kurtulmak ister şarap ve kadehlerden bir yandan.
Geçti koskoca gün ısrarlara rağmen satmadan hiç içki.
Akşam eşine: “Bu gün içki satmadım o kadar rahatım ki; ”
Karısı çok rahatsız oldu, doğru zabıtaya koştu pazardaki
Rüşvetçiliğiyle ünlü zabıtanın paltosuna öyle bir bıraktı ki;
Zabıta birden değişti ve kimsenin malına el uzatamaz oldu.
Kendisindeki değişikliğe şaşıran adamın birden gözleri doldu.
Eve döndü. Eli kolu dönmesine alışan karısı öfkeyle sordu:
“Ne bu halin! Evine boş gelmene sebep ne, sana ne oldu? ”
“Vicdan! ” deyince, “Gelecek pazara kadar vicdanla doy”, dedi.
Zabıta paltosunu çıkarınca, sanki bir değişiklik hissediverdi.
Pazardaki mallar satıcılara ait değil de sanki kendisinindi.
“Artık elimden kurtulamazsınız, geliyorum pazarcılar! ”, dedi.
Paltosunu giydi. Aniden değişti içinde başka biri vardı.
Eski halime dönerim ümidiyle koşarak pazara vardı.
Pazarda ekmek parası kazanmaya çalışan insanlar vardı.
Acıdı! Cebinde ne varsa dağıttı. Paraları bile vardı.
Karısı cebinde vicdanı buldu ve onu bir zarfa koydu.
Üzerine tefeci bir yahudinin adı ve adresi yazıyordu.
O da değişiklikler yaşayınca kurtulmanın yolunu buldu.
Zavallı vicdan böyle itile kakıla, dünyayı dolaşıyordu.
Sonunda geçim sıkıntısı çeken bir baharatçıya sığındı.
Bana neden böyle işkence ediyorsunuz? ” diye yakındı.
“İhtiyaç duymuyorsa ben ne yapabilirim.” deyip sakındı.
“Küçük bir çocuk bul bana! ” dedi ve kararlı tavır takındı.
Temiz yüreğini gözümün önünde yar ve göm beni.
Belki o temiz yavrucak yüreğinde barındırır beni.
İnsanların yanına çıkarmayı yüz kızartıcı bulmaz beni.
Bu çocuk büyüyor şimdi, yürekteki vicdan da yeni.
İstanbul, 06.06.2006
Hasan KarahisarKayıt Tarihi : 9.6.2006 14:56:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Açıklama: Uyarın için teşekkür ederim.Hata ve eksikleri sizler gibi saygı değe dostlardan duymak bizi memnun ediyor.saygılarımla.
TÜM YORUMLAR (4)